Taehyung ile Jimin kahvaltı yaparken dün gece hakkında konuşuyorlardı.
"Bu arada Jungkook büyük ihtimalle hatırlamıyorum sanıyor ama bir hafta sonra boşanacaksın dedim ve hemen kabul etti." Jimin yüzündeki gülümsemeyle birlikte konuşmuştu. Geceye dair kesik kesik olsa da hatırladığı şeyler vardı.
Jungkook ile olan öpüşmesi ve onun kaslarına dokunması gibi..
"Ciddi misin?" Ağzında lokma olmasına rağmen şaşkınlıkla konuştu Taehyung. "Gerçi olması gereken bu da yine de şaşırdım."
"Sen ne dersen o olsun, dedi. Ama yine de ona hatırladığımı söylemeyeceğim. Bakalım buna rağmen kendisi hatırlatıp boşanacak mı?" Jimin ona karşı güveni birçok kez kırıldığı için bunu yapmak zorundaymış gibi hissediyordu kendini.
"Oha Jimin. Adama oyun kuruyorsun resmen."
"Banane. Güvenimi kaç kez kırdı öküz. Toparlaması lazım." Umursamaz bir tavırla omuz silkti ve kahvaltı tabağındaki domates dilimini ağzına attı.
"Sen bilirsin bebeğim. Ama iyi gördüm sizi. Umarım bozulmaz." Taehyung gerçekten iyi niyetiyle söylemişti bunu. Arkadaşının mutlu olmasını her şeyden çok istiyordu.
"Umarım.."
.
Jimin okulun son haftası olmasına rağmen teslim etmesi gereken ödevleri olduğu için okula gelmişti. Arkadaşlarını görünce de ısrarlarına dayanamayıp kahve içmek için oturmuştu.
Masada konuşulanlara sadece kulağını dikip dinlemeyi tercih ederken telefonu çalınca cebinden çıkarıp arayan kişiye baktı ve Jungkook olduğunu görünce istemsizce gülümsedi.
Aramayı cevaplayıp telefonu kulağına doğru götürürken "Efendim?" dedi. Arkadaşlarının bakışları birkaç saniyeliğine ona dönse de konuşmaya devam etmişlerdi.
"Okulda mısın?"
"Evet. Sen nereden biliyorsun?"
"Sevgilini hafife mi alıyorsun sen?" Keyifli çıkmıştı Jungkook'un sesi.
"Hatırlatırım, sevgilim değilsin."
"Tamam tamam. Sen yine evli olmama laf atmadan önce konuya giriyorum. Beş dakikaya okulun orada olurum, seni almaya geleceğim."
"Nereden çıktı şimdi bu?" Şaşkınca sormuştu Jimin. Buluşma gibi bir planları yoktu çünkü.
"Özledim yavrum, itirazın mı var?"
Birkaç saniye susup bir şey söylemedi Jimin. Daha sonra o göremese bile kafasını sallayarak "Tamam." dedi. "Gel."
"Geleceğim zaten. Haber vereyim dedim sadece." Jungkook kısa bir vedanın ardından telefonu kapattığında Jimin aptal gülümsemesiyle kulağından indirdiği telefonu cebine koydu.
"Kim o? Yengemiz mi?" Bangchan sırıtarak konuşup Jimin'in surat ifadesini keyifle izlerken sarışın çocuk kafasını hızlıca iki yana salladı. "Yoo, arkadaşım."
"Kesin öyledir."
On beş dakika sonra Jungkook geldiğini mesaj atarak haber verince Jimin kalkacağını söyledi arkadaşlarına. Onlarda kalkmaya karar verdikleri için birlikte kampüsün kantininden çıkıp çıkış kapısına doğru ilerlediler.
Okuldan çıktıktan sonra arkadaşları çağırdıkları taksiyi beklerken Jimin etrafına bakınıp Jungkook'un arabasını arıyordu. Gerçi sürekli araba değiştirdiği için kafası karışsa da bütün arabalarının plakası JK olduğu için anlaması kolaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red [Askıda]
FanfictionJimin tam yakınına girmişken "Yaklaşma." dedi Jungkook, ona bakmadan. "Yanarsın." jjk+pjm