Jungkook, Jimin'i eve bırakıp işi olduğunu ama geri geleceğini söyleyerek gitmişti. Hatta evin kapısına kadar bırakmıştı içi rahat etsin diye.
Jimin sabaha kadar yaşadığı olayın şokuyla uyuyamadan öylece salonda oturmuş ve en sonunda dayanamayıp sabahın altısında Taehyung'u uyandırıp önemli bir şey anlatacağını söylemişti.
Kendine gelmek için elini yüzünü yıkayan çocuk uykulu bir halde Jimin'in yanına oturup "Ne oldu?" diye sordu. "Suratın bembeyaz olmuş."
Jimin nereden nasıl başlayacağını bilmezken "Bana kızma sakın ama ben bir şey yaptım." dedi.
Taehyung suçluluk psikolojisi ile gözlerini kaçırıp elleriyle oynayan arkadaşına bakarken kaşlarını çattı ve sinirli bir şekilde "Jungkook'u mu aradın?" diye sordu.
"Bak kızma. Sadece içime atıp kendimi üzmek yerine her şeyi ona söyleyip rahatlamak istedim." Jimin kirpiklerini kırpıştırarak arkadaşına masum bir bakış attığında Taehyung "Ne konuştunuz?" diye sordu. "Ne anlattı it herif."
"Şey, buluştuk... Yüzyüze konuştuk." Taehyung bu duyduğuna daha da sinirlenirken "Nasıl böyle bir şey yapabilirsin?" diye sordu. "Aptal mısın sen? Peşinden koşturup duruyor seni. Ve sende buna müsade ediyorsun."
Jimin ellerini havaya kaldırıp hızlıca iki yana sallarken "Öyle değil." dedi. "Sakin ol, anlatayım her şeyi. Zaten çok kötü şeyler oldu bir de sen kızma bana."
"Ne demek çok kötü şeyler oldu? Biri bir şey mi yaptı? Ne dedi yine orospu çocuğu?" Taehyung gittikçe yükselirken Jimin eliyle onun ağzını kapattı ve büyük bir nefes verip "Sus ve beni dinle." dedi.
Taehyung kafasını geri çekip çocuğun elinden kurtulurken başını sallayarak onayladı. "Anlat."
Jimin baştan sona Jungkook ile konuştukları her şeyi ve yaşadıkları olayı anlattığında Taehyung hayretler içerisine düşmüş bir halde dinlemişti onu.
"Nasıl lan? Adamı öldürüp önünüze mi attılar?" Kanının çekildiğini hisseden çocuk büyük bir tiksintiyle konuştuğunda Jimin yine gözünün önüne adamın kanlı bedenini getirirken oturduğu yerde irkilip kafasını hızlıca iki yana salladı.
"Hemde üstüne not koyarak. Bir nevi mesajdı sanırım, bilmiyorum." Jimin ağlayacak gibi olduğunda Taehyung oturduğu yerden uzanıp kolunu sarışının omzuna attı ve kendine doğru çekti. "Ne yazıyordu notta?"
" 'Her şey daha yeni başlıyor Jeon Jungkook. Ve sen Park Jimin, oyunumuza hoş geldin.' yazıyordu."
Taehyung korkuyla açtığı gözlerini öylece kolunun altındaki bedene dikmiş bakarken "Lan..." diye mırıldandı. "Lan sikerim ben böyle işi. Kimin seninle ne derdi olabilir?"
"İşte Jungkook dedi ya, onunla uğraşmak için." Jimin, bu olaydan sonra istemsizce Jungkook'a hak vermişti. Çünkü bu gördüğü şey bile onun hayatında travma sahnesi yaratacak cinsten bir şeydi ve fazlasının olsa kalpten gidebilirdi sanırım.
Jungkook'un onu bütün bu olayların yaşanacağı hayata sokmak istememesi normaldi.
"Lan bu herif mafya babası mı? Alt tarafı kumarbaz. Kimin ne derdi olacak?" Taehyung düşünceli bir şekilde gözlerini duvara kitleyip bakarken Jimin bilmem anlamında dudağını büzdü.
"E şimdi ne olacak? Bak ben ciddiye almıyordum bu herifi ama sana bir şey olursa harbi gider öldürürüm Jungkook'u."
Jimin kaşlarını çatarak arkadaşının kolunun altından çıktı ve sinirli bir şekilde yüzüne bakarken "Salak." diye başladı cümlesine. "Adam beni hayatına almamak için akla karayı seçti. Ben zorla girdim resmen. Onu mu suçlayacağız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red [Askıda]
FanfictionJimin tam yakınına girmişken "Yaklaşma." dedi Jungkook, ona bakmadan. "Yanarsın." jjk+pjm