Jimin sabah uyandığında gözlerini aralayıp etrafına bakındı.
Kafasını çevirdiğinde yatağının yanındaki bedeni görünce yerinde zıplayarak geriye doğru kaçtı ve kocaman olmuş gözleriyle yatağa başını koymuş halde uyuyan Jungkook'u izledi.
Çok geçmeden ellerinin birbirine kenetli olduğunu fark ederken bütün bunların ne zaman olduğunu sorguluyordu kendi kafasında. Geceye dair hatırladığı tek şey yatağa girip uyuduğu andı.
Yerde rahatsız bir pozisyonda uyuyan adamın yüzü Jimin'in yüzüne dönüktü.
Ne yapacağını bilemeyen çocuk ellerini yavaşça ayırdıktan saniyeler sonra Jungkook'un gözleri aralandı.
Birkaç dakika boyunca uyku sersemliğiyle etrafa bakınan adam ağlamaktan dolayı şişen ve kızaran gözlerini ovuşturdu.
Jimin'in şaşkın şaşkın kendisine baktığını görünce ne ara burada uyuya kaldığını sorgulayıp geriye doğru çekildi.
"Ne işin var burada?" Jimin uykudan dolayı çatallaşan sesiyle konuştuğunda Jungkook yavaşça ayaklandı ve kısık gözleriyle sarışına bakarken "Gece seni görmek için geldim." dedi. "Uyuyordun. Aslında sadece bakıp gidecektim ama uyuyakalmışım."
"Neden? Neden geldin beni görmeye?" Jimin gittikçe daha da şaşkın bir hale bürünürken bir anda odanın kapısı açıldı ve içeriye Taehyung girdi. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı.
"Günaydın!"
Jimin Taehyung'a kısaca günaydın dedikten sonra yeniden Jungkook'a döndü. "Sana sordum, neden geldin beni görmeye?"
Jungkook ne diyeceğini bilemediği için öylece bakarken Taehyung araya girip "Gece apartmanın önünde birkaç tane adam gördüm de." diye girdi söze. "Jungkook'u aradım. O da meraklandı geldi."
Dün gece adamı o halde görünce haline üzülmüştü ve Jimin'e söylemek istemediğini fark edince ortaya yalan atmıştı. Arkadaşına yalan söylediği için kendini kötü hissetmişti ama yapacak bir şey yoktu.
"Anladım." Jimin yavaşça yataktan kalkıp yukarı çıkan şortunu aşağı doğru çekiştirdi ve Taehyung'a bakarken "Ben lavaboya gidiyorum." diyerek odadan çıktı.
O çıkar çıkmaz Taehyung, Jungkook'a yaklaştı ve "İyi misin?" diye sordu. "Seni sevdiğimden değil de dün o halde görünce merak ettim."
Jungkook son söylediğine dudak kıvırıp gülerken alnını kaşıyarak "İyiyim." dedi sadece.
Taehyung bir şey demeden çıkıp gidecekti ki bir anda aklında olan şeyi söyleme kararı aldı.
Lavabonun kapısını kontrol edip tekrardan Jungkook'a döndü ve ne olur ne olmaz diye odanın kapısını kapattı.
"Bak, Jimin hala seni seviyor ve eğer ciddi değilsen eğer onu yine bırakıp gideceksen sakın ama sakın umut verme. Arkadaşımı üzdüğün için senden nefret ediyorum ama onu mutlu edecek tek kişi de sensin."
Jungkook, Taehyung'u dikkatle dinledikten sonra sıkıntılı bir nefes verip "Merak etme." dedi. "Bir daha onu üzmeyeceğim."
Taehyung adamın gözlerinin içine ciddi bir şekilde bakarken "Umarım öyle olur." diyerek arkasını döndü ve kapıyı açıp anında dışarı çıktı.
Jungkook ne yapacağını bilemez bir halde yatağa oturup yüzünü avuçlarken içeriye Jimin girmişti. Havlusuyla yüzünü kuruluyordu.
"Ee odamda mı kalacaksın bütün gün?" Jimin dalga geçer gibi konuşarak kıyafet dolabına doğru ilerlediğinde Jungkook kafasını kaldırıp ona baktı ve "Birlikte kalabiliriz bence." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red [Askıda]
FanfictionJimin tam yakınına girmişken "Yaklaşma." dedi Jungkook, ona bakmadan. "Yanarsın." jjk+pjm