Niye bu kadar az yorum geliyor ya?
Sevmediniz mi yoksa
.
.
.
İki Hafta Sonra
Jimin, barına oturan yakışıklı gence beyaz şarabını verdikten sonra işine geri dönüp diğer içkileri hazırlamaya başladı.
Bugün tüm gün buradaydı çünkü iki haftadır hem erken çıkıyordu hemde özel misafirler gelecekti. Jungkook'un ailesinden birkaç kişi.
"Senin teninin yanında şarabın rengi bile az kalıyor." Bar taburesinde oturan genç çocuk elindeki kadehi tezgaha bırakıp konuştuğunda Jimin üstüne alınmamış olacak ki dönüp bakmamıştı bile.
Onu izlemeye devam eden çocuk "Sana diyorum sarışın." diye seslendi bu defa.
Jimin kafasını kaldırıp şaşkınca ona baktı ve "Ne?" diye sordu anlamaz bir şekilde.
Onun bu tavrı karşısındaki çocuğun hoşuna gitmiş olacaktı ki kahkaha atarak bakmıştı Jimin'e. "Ne tatlı şeysin sen."
"Sağ olun?" Jimin hala sorgular bir tavırda bakarken tezgaha bıraktığı kadehi yeniden eline alan çocuk sallayıp şarabı kadehin içinde döndürmeye başladı.
"Tanışabilir miyiz?" Nazik bir şekilde konuştuktan sonra kadehi dudaklarına götürdüğünde Jimin ona hala şaşkınca bakıyordu.
"Üzgünüm. Müşterilerle yakın ilişki kurmuyorum."
"Müşteri olduğumu kim söyledi?" Gülümsemeye devam ederken kadehi yeniden tezgaha bırakıp parmağıyla kenarlarını okşayarak Jimin'e bakmaya devam ediyordu. Bir saniye olsun gözlerini ayırmamıştı.
"İşime dönmem gerek. Üzgünüm." Bardakları tepsiye dizme işine kaldığı yerden devam eden Jimin çocuğun yeniden konuştuğunu duymuştu.
"Jungheon ben. Jeon Jungheon." Söylediği isimle birlikte Jimin'in bakışları tekrardan onu buldu ve "Bay Jeon ile-" demesine kalmadan Jungheon cevapladı onu.
"Abim olur kendisi."
"Anladım... Park Jimin bende."
"İsmin güzelmiş. Senin kadar olmasa da." Jungheon onu oldukça beğendiği için bu iltifatları yapıyordu. Fakat Jimin iltifat almaya alışık bir insan olmadığı için zoraki bir gülümsemeyle bakıp kafasını sallıyordu sadece.
"Ama sen hiç konuşkan değilsin Jimin. Olmaz ki böyle."
"İş başındayım çünkü. Sizinle konuşacağım diye abinizden azar yemek istemiyorum." Jimin yeterli bulduğu açıklamasını yapıp yeniden işine döndüğünde Jungheon onu izlemeye ve cevap alamasa bile konuşmaya devam etti.
"Onun azarı hiç çekilmiyor. Sende haklısın."
Cevap vermedi Jimin.
"Oha, onu nasıl yaptın?"
"Tadına bakmak istiyorum."
"Kime yaptın onu?"
Jungheon konuşmaya devam ederken Jimin hazırladığı içkiden kafasını kaldırıp ona baktı ve "Abinize." dedi sadece son sorusuna cevap vererek.
"Bende istiyorum."
"Pekala. Size de yaparım." Jimin kafasını sallayıp ona da yapmak için geri döndüğünde stantta içki kalmadığını fark edince buzdolabına ilerledi. O sırada Jungheon tezgahın üstüne tabiri caizse çıkıp bardağa uzandı ve eline alıp hızlıca dudaklarına götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red [Askıda]
FanfictionJimin tam yakınına girmişken "Yaklaşma." dedi Jungkook, ona bakmadan. "Yanarsın." jjk+pjm