KOCALARIM(+18)(TAMAMLANDI)

13. Bölüm

Selam aşklarım meşklerim hadi oy verin de sevindirin şu garibanı

***

Tatlı mırıltılar eşliğinde gözlerimi açtım. Bebeklerim beni uyandırmamak için odanın en köşesine geçmiş konuşuyorlardı. Ama Bedo her ne kadar sessizim dese de heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatırken sesini düzene sokamıyordu.

Hafifçe doğrulup onların tarafa baktım. Yüzlerinde yüz maskeleri diğer ikisinden farklı olarak Samonun ellerinde de el maskesi vardı. Samo her zaman bakımlıydı ama Neco ve Bedoyu ben alıştırmıştım. Temizlik ve bakım bir erkekte en dikkat ettiğim özellikti ve benim adamlarım kesinlikle bakımlı olmalılardı.

"Ne yapıyorsunuz bebeklerim?"

Aniden konuşunca üçü de hafif ürkerek bana doğru döndüler.

Bedo: Ay ben yine mi sesimi kontrol edemedim.

Nurten: Sesinizle uyanmak beni kızdırmıyor bebeğim. 

Yataktan kalkıp onların yanına geldim. Yanlarına gelene kadar üçü de aç gözlerini geceliğimden taşan memelerimden ayırmamışlardı. 

Nurten: Kaldırmayın sikinizi hemen. Kurt gibi açım ben.

Neco: Biz doyuralım karıcım.

Samo ve Bedo da onu onaylamak ister gibi tatlı tatlı başlarını salladılar.

Nurten: Sonra arsız herifler sonra.

üçünün de saçına öpücük kondurduktan sonra banyoya geçip kısa bir duş aldım hızlıca. Sabah bakımımı da yaptıktan sonra bornozumla odaya geçtim. Benden sonra diğerleri banyoya girip  işlerini hallettiler.

Bavulumun karşısına geçip bugün giyeceklerimi çıkardım. 

Yazın gelmesi çok hoşuma gidiyordu. Elbise giymeye bayılıyordum çünkü.  Nemli saçlarımı elimle karıştırıp saldım. Topuklu sandaletlerimi de ayağıma geçirdim. Hazırdım artık yatağa oturup kocalarımın gelmesini bekledim. 

Banyodan çıktıklarında onlara göz gezdirdim. Üçü de birbirinden tatlıydı şerefsizlerin. Tiplere bak valla ölücem ben bunlara ya.

Nurten: Hazırsanız çıkalım artık güzel bebeklerim.

Neco: Ne bu acele karıcım gel bir öpüşelim ya.

Bu sefer onlara kıyamazdım. Ayrıca ben de özlemiştim onların pamuk gibi dudaklarını. 

Ayağa kalktığımda önümde Samo vardı ilk. Elimi kalçasına atıp kendime doğru çektim sertçe. Beklemeden dudaklarına yapışıp sesle bir öpücük kondurdum. Alt dudağını ısırırken poposunun üstünde olan elimi sıktım. Onda ayrıldığımda ısrar eder gibi inlemesi üzerinde hafifçe kıkırdayıp parmak uçlarımla dudağına vurdum acıtmayacak şekilde.

Sıra Necodayken O sanki dünden razı bir şekilde dilini dışarı çıkarmış beni bekliyordu. En sevdiği öpüşme tarzı Fransız Öpücüğüydü. Şerefsiz vücudumun her tarafında kullanmıştı dilini. Seviyordu dilini kullanmayı. Ben de dilimi dışarı çıkarıp ilk dillerimizi buluşturdum. Dillerimizi kullanmamızdan dolayı tükürüklerimiz birbirine karışmıştı ama bunu sorun etmeyi uzun zaman önce bırakmıştık. Ondan ayrıldığımda bu sefer o kalçama sertçe vurdu. Bu günlerde eli ayağı düzgün durmuyordu. Eve dönünce bunun bir cezası olmalıydı.

Necodan daha tam ayrılmamışken Bedo elini belime sardı ve beni kendine çekti. Ne olduğunu anlamadan dudaklarımız birleşti. Elimi Bedonun saçlarına atıp sertçe çektim. Hafif uzun saçlarıyla oynamak çok hoşuma gidiyordu. Ben onun altdudağını emerken o da benim üst dudağımı esir almıştı. Arada dudağını ısırıyordum. İstemeyerek de olsa ondan da ayrıldığımda hepsi memnun olmuş bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. 

Nurten: Yürüyün bakalım koca bebekler. Karnımız doyuralım. Samo ve Bedonun kollarına girdim. Neco da önümüzde koruma gibi dikiliyordu odadan çıktığımızda. Kol kola girmeyi pek sevmezdi. Ben de zorlamazdım zaten. Her ne kadar bu ilişki de benim sözüm geçse de genelde onları sevmediği bir şeyi yapmaya zorlamazdım.  Onların mutluluğu benim için her şeydi.

Restoranta indiğimizde cam kenarına geçtik. Bedo ben oturmadan hemen sandalyemi benim için çekti. Sonra yanıma oturdu. Neco ve Samo da karşımıza geçtiler. Garson siparişleri aldıktan sonra yanımızdan ayrıldı. Kocalarım sohbet etmeye başladığında gözüm ileride oturan adama takıldı. Gözüm bir yerden ısırıyordu ama bir türlü çıkaramamıştım. Gözlerimi kısıp ona dikkatlice baktığımda nereden tanıdığımı hatırladı.

Can, üniversitedeyken sevgilimdi. Hatırlamamıştım çünkü hayatıma bu üç bebek girdikten sonra bütün erkekleri aklımdan tamamen çıkarmıştım. Tam önüme dönecek sohbete dahil olacakken Can başını benim olduğum tarafa çevirdi ve göz göze geldik. Koca bir siktir, bu adam çok yılışıktı zaten bu yüzden ayrılmıştık galiba. umarım şimdi gelip de musallat olmaz bana. Yoksa bebeklerim üzülebilirdi.

Can bize doğru gelmeye başlayınca dudaklarımı ısırdım. 

"Nurten? Görüşmüyoruz uzun zamandır."

Üçlünün bakışları Cana dönerken ben şimdi boku yedim bakışıyla ona baktım

"Ya evet oldu baya."

" E ne var ne yok?"

Sohbet etmeye gerek yoktu. Yanımda kocalarım vardı ve Canla konuşmak uygun kaçmazdı. 

"İyi iyi de şimdi kahvaltı yapıyorduk da müsait değilim."

" Tamam sen ne zaman müsait olursan konuşuruz."

 Yılışık demiştim.

"Ca-"

Konuşmamı kesen Can' ın arka taraftan arkadaşının çağırmasıydı.

"Bak şimdi gitmem gerekiyor güzelim sonra konuşalım mutlaka."

Ettiği hitaptan sonra sertçe uyaracakken beni  dinlemeden gidince laflarım boğazıma takıldı.

Canın gitmesiyle bütün bakışlar bana dönünce derince yutkundum.

"Çocuklar..."