selam <3
isler kizisiyor yavastan?? 3️⃣1️⃣
***
chris bang ile odamdaydık. yatağımın ucunda oturmuştu ve küçük dünyamı inceliyordu.
ben ise gergince, geniş odamın içinde volta atıyordum.
oldukça sıkılmıştım ki neredeyse ağlayacaktım ama kulaklarımı sağır eden sessizliği bozan, derin sesi oldu. "kaç yaşındasın bin?" gülümseyen dudaklarına baktım bir süre. "22 yaşındayım hyung."
"hyung?" tek kaşını kaldırırken güldü. "benden küçük olduğuna bu kadar eminsin yani?"
pot kırdım sanıp dudaklarımı sertçe ısırdım ve utanarak, "üzgünüm, ben-"
"sorun yok. çünkü neredeyse 29 yaşındayım." cümlesinin ardından küçük kahkaha atması gerginliğimi azaltırken gülümsedim. bedenini geriye doğru bırakarak çift kişilikten biraz daha büyük olan yatağıma uzandı hafifçe.
tavanımdaki devasa resmi görünce hafifçe gülümsediğini gördüm.
"resim mi çiziyorsun?" bu sefer gülümseyen bendim. "hayır, bir arkadaşım ressam, bu da doğum günüm için yaptığı bir hediye bana." tavanı gösterirken minnetle gülümsedim.
"sen? okuyor musun?"
kafamı olumlu anlamda salladım. "bu sene uzaktan ama evet, okuyorum."
yine sohbet edecek bir şeyimiz kalmadığını hissederken sıkıntıyla ofladım. "bir şeyler içer miyiz?" şüpheyle yüzüme baktı. "iyi içer misin ki? bayılıp kalma da sonra."
"ben mi?" dedim gülerek. "bünyem fazla sağlam." kollarımdaki kasları sıkarak ona gücümü gösterdim.
***
"changbin iyi misin?"
"iyiy-" tekrar kusmak için öğürdüğümde endişeyle kapıyı yumruklamaya devam etti.
"iyiyim chan. -hyung" biraz duraksayıp toparladım kendimi.
"emin misin?" kilitli kapının ardındaki sesi endişeliydi. "kötüysen hemen hastaneye gidebiliriz."
"saat gecenin ikisi hyung. boş ver hastaneyi, iyiyim." dedim kısılmış sesimle kapıya doğru fısıldayarak.
alkol hala başımı döndürüyordu, etkileriyle birlikte damarımda dolanırken dişlerimi fırçalayıp hızlıca yüzümü yıkadım ve kendimi kilitlediğim tuvaletten dışarı çıktım sakince.
"iyi misin changbin?" sıkı kollarıyla durdurdu beni.
"gerçekten iyiyim hyung." çarpık konuşmam onu güldürmüştü sanırım. "iyisin iyi." saçlarımdaki buklelerden birine parmağını doladı. birkaç dakika daha şapşalca gülüştük. telefonuna birkaç mesaj geldiğini duyduğunda cebinden çıkarıp kaşlarını çatarak okudu ve bana döndü sonra.
"ben artık gitsem iyi olacak. jeongin ve felix bana geçmiş. mesaj atmış da felix, şimdi gördüm." gözümün önüne gelen müstehcen görüntüler karşısında yüzümü buruşturup kafamı salladım.
"rahat etsinler bu gece. ben de şoförümü arayayım da beni gelip alsın. alkollü halde trafiğe çıkamam.."
evde tek olmak beni oldum olası huzursuz ederdi. ama benden büyük ve olgun birinin gözünde bebek gibi görünmek istemediğimden ağzımı kapalı tuttum ve sakince yutkundum.
piercingini yaladı ve yüzüme baktı yavaşça.
"söyle binnie."
az kalsın çığlık atacaktım. nasıl anlamıştı bir şey söylemek istediğimi? o mu çok zekiydi yoksa ben mi çok salaktım bilmiyorum. koyvermeye karar verdim.
"burada kalabilirsin hyung. misafir odamız var." gülümsedi şirince ama başını, gerek yok, anlamında salladı.
"hyung, uğraşma işte gece gece."
"lütfen~" diye şirince eklediğimde pes edip omuzlarını düşürdü. "peki, nerede uyuyacağım?"
***
changbin'in odası böyle, yatağının üstüne denk gelen tavan kısmında ise hemen aşağıya bıraktığım resim var, siyah beyaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fbuddy ★ changchan
Fanfiction"aramızdaki bu garip çekime isim koymak isteyen tek ben olamam, değil mi seo?" uyarı: BDSM! smut, küfür. yan karakterlerde polyamory (threesome) ilişkisi bulunur!! yan çiftler; jeonglix, 2minjin.