selam, abicim yalvarırım şu fici okuyorsunuz bari birkaç yorum yapın oy verin emeğimin karşılığını vermek zor değil, yorumlarınız beni motive ediyor.
yorum ve oy sınırı koymaya devam edeceğim. sırf sınır geçsin diye yapılan yorumlar sayılmıyor.
oy sınırı 30, yorum sınırı 80.
***
chan göz ucuyla bir dev monitörüne, bir de gözlerime bakıyordu. arada titreyen ağır göz kapakları yorgun olduğunu belli ederken ben de önümdeki boş kağıda bakıyordum, saçma kuralları yazacağım kağıda.
ne ara kabul ettiğimi bilmiyordum bu anlaşmayı. yarım saattir önüme bakarak düşünüyordum tüm olasılıkları.
gerçekten de, sadece gizli gizli yatmakla da olmuyordu, bazı kırmızı çizgilerim vardı, sözleşme imzalamayı ben önermiştim ve o da ofisindeki birkaç işine devam etmek üzere beni rahat bırakarak odaklanmıştı. eminim ki onun da kendi prensipleri vardı.
bir on dakikanın daha sonunda uzun ahşap masasında buldum kendimi elimdeki dolu kağıtla. tek kaşını kaldırıp beni süzdü, ardından da kağıdımı. eline alıp bir kenara savurması kısa sürdü, agresif hareketine karşın masanın üstüne tırmanıp yanında belirmem uzun sürmedi, bacaklarımı iki yandan sarkıttım ve önüne oturdum. "işin bitmedi mi daha?"
bacaklarıma sardı elini ve kumaş pantolonumun üzerinden okşadı kasıklarımı usul usul. ben gözlerimle onun damarlı ellerini takip ederken sağ eliyle çenemi kavradı ve tenime küçük bir öpücük bıraktı. diğer kolunu belime dolayıp dönen koltuğunu bana doğru yaklaştırdı ve ben başımı eğerek onu piercinginden öptüm. chan derin bir iç çekti ve ardından masasındaki telefonu alarak birini aradı, "alo. her ne olursa olsun, odama kimseyi gönderme beomgyu."
telefonu kapatır kapatmaz göz teması kurdu benimle, dudaklarını yaladı ve hemen dudaklarımızı birleştirdi tutkuyla. gülümseyerek ona bıraktım kendimi ve dillerimizi birbirine dolayıp beni kontrol altına aldı hızlıca.
dudaklarımızın ardındaki dillerimiz savaşırken parmakları nemli pantolonumun üstünden penisime dokunduğunda ağzının içinde kayboldu inlemem ve sırıttı, dudaklarımız birkaç saniyeliğine ayrıldığından dişlerimi geçirdim ve tutundum yine dudaklarına.
tavrı aceleciydi ve emdi dudaklarımı dişleriyle, "işlerin ne zaman bitecek?" homurdandım.
"sana dokunmak için sikik işlerimin bitmesini bekleyemem changbin." gözleri şehvetle yanıyordu, aramızdaki cinsel gerilim, havaya sis çökercesine asılı kalmıştı.
birbirimize karşı bu kadar arzu dolu hâle gelmemiz bir ay bile sürmemişti ama ben son zamanlarda onu ve onun altında olmaktan başka bir şeyi pek düşünemez olmuştum.
bakışlarındaki yoğunluğu anlayacak kadar tanımıyordum onu ama gözleri çok şey anlatıyordu. parmaklarımı ensesinde dolaştırdığımda hassaslaştığını yakalayabilmiştim, yapıyor olduğum şeye devam ederken o da pantolonumun kemerini kurcalıyordu, düğmesini açması ve fermuarımı da indirmesi bir oldu.
çıplak kalan kasıklarıma birkaç öpücük dizdi ve oturduğu koltukta dikleşti. çenesinden tutup birleştirdim dudaklarımızı tekrar, o pantolonumu ayaklarıma indirirken, ben de onun kravatını gevşetip, kollarımı boynuna dolayarak kucağına indiğimde kalçamdan tutarak geri oturttu beni masaya.
"orada kal!" yüzlerimiz dip dibeyken, tok ses tonuyla konuşması şey nefesimi titretmişti. kafa salladım usulca. dudağımın kenarını öptü, çenemi, kulağımın altını... her zaman vahşiydi öpücükleri, dişleyip emmeden duramıyordu resmen. bir anlığına geri çekilip kazağımı da çıkardı üzerimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fbuddy ★ changchan
Fanfiction"aramızdaki bu garip çekime isim koymak isteyen tek ben olamam, değil mi seo?" uyarı: BDSM! smut, küfür. yan karakterlerde polyamory (threesome) ilişkisi bulunur!! yan çiftler; jeonglix, 2minjin.