6

845 81 107
                                    

selam yavru kedilerim, yorum yapabilir misiniz 👉🏻👈🏻😭

 😐😐😐

***

gözümü vücudumdaki, özellikle başım, keskin ağrıyla açtığımda yoğun bir ışık yüzüme çarpmıştı. gözlerimi iyice kısıp mızmızlanarak kıpırdandım yerimde ve huzursuzlukla doğruldum yatağımdan.

yerde saçılı duran kıyafetlerimi izledim birkaç dakika. odam boştu, chan çoktan gitmişti.

omuz silkerek yataktan çıktım ve hemen çarşaflarımla birlikte yerdeki kirli kıyafetlerimi alıp çamaşır makinesine koydum, çalıştırdım.

birkaç dakika içinde başımdaki ağrı dayanılmaz bir hal alırken kendimi küveti doldururken buldum, küvete sıcak su dolarken aynada inceledim kendimi. omzum, boynum ve göğsüm ısırık-morluklarla doluydu.

"sikmemiş de, yemiş yutmuş orospu çocuğu." diye geçirdim içimden. biraz sinirli, biraz da mutsuzdum açıkçası.

neden çoktan gitmişti uyandığımda?

içime buruk hisler doğduğunda sinirle yüzümü buruşturdum. tabii ki de üç gündür bile tanımadığım bir adama aşık olmuş değildim, fakat böylesi de fazla kırıcıydı bana göre. ve ben kendimi asla ezdiren biri olmamıştım.

ayrıca belki de işi çıkmıştır ya da işe gitmiştir diye düşündüm. sonuçta onda numaram bile yoktu ve haber vermesi söz konusu değildi.

yine de, bir gece takıldığım bir adama bu kadar bağlanmayacaktım. kendime birtakım sözler ve telkinler verdikten sonra ayağa kalkıp çoktan sıcak suyla dolmuş küvete bıraktım bedenimi. ağrılarım yavaşça bedenimi sızlatırken gözlerimi kapattım ve sakince gevşemeye odaklandım.

***

"bir tık yorgun görünüyorsun hyung. bir şey mi oldu?" hyunjin durgun ve imalı şekilde beni süzdü.

cevabı geciktirmek için masada göz gezdirdim bakışlarımı kaçırarak. minho az önce koca bir bardak kahve içmiş, şimdi de bardağın dibindeki buzu pipetiyle almaya çalışıyordu.

ben minho'nun bu şirin hallerine gülerken hyunjin de onun yanağına sulu bir öpücük kondurdu. minho da öldürücü bakışlarını bize gönderdi ve yanağındaki ıslaklığı silip buzu alma işine devam etti.

masadaki sükuneti titreyen telefonum bozduğunda hafifçe öksürüp telefonu yanıtladım: "efendim jeong?"

"abi seninle çok önemli bir konu hakkında konuşmak istiyorum, eve geleceğim de müsait misin?"

duyduğum şeylerle biraz dikleşti oturuşum, jeongin çok nadir ciddileşirdi ve bu beni biraz şaşırtmıştı. "evde değilim ki abicim, hyunjinlerle lunchtayız."

"hangi mekan, neredesiniz?" birkaç saniye duraksadı, arkadan felix'in sesini duydum. "neyse şimdilik vazgeçtim, bu böyle olmaz. sonra konuşuruz abi öptüm seni."

ben daha ağzımı açamadan telefonu kapattığında yüzüme şaşırmıştım. birdenbire ne oldu diye düşündüm birkaç dakika masanın altında, kucağımda duran ellerimi izleyerek.

"changbin, anlatsan ya artık?" hyunjin ve minho doğrudan bana bakıyordu.

"önemli bir şey yok, jeongin önemli bir şey konuşacağım dedi ama açıklama yapmadan kapattı. ona bozuldum."

minho alayla yüzünü buruşturdu. "bunda anormal bir şey yok, jeongin'in sesini biz de duyduk. konu o değil gibi. geldiğinden beri durgunsun hyung, hadi anlat."

oflayarak elime çeyreği dolu olan büyük şarap kadehini aldım. iki yudum içip onlara baktım, meraklı gözlerle beni süzerlerken sesimi alçaltıp konuştum. "özel bir konu, aramızda kalacaksa anlatabilirim."

minho gözlerini devirirken hyunjin, "seungmin'e öteriz ama onun dışında iletişim kurduğumuz pek biri yok, için rahat olsun." demekle yetindi.

"hani jeongin var ya?"

"kardeşin olan?" sabırsızca sordu minho. başımı salladım. "sevgilisi var hani, çilli olan?"

"felix." hyunjin birazdan masayı kafama geçirecek gibi baktığında patladım sonunda. "üvey abisiyle yattım."

ağzındaki buz doğrudan boğazına kaçtığı için bir tık boğulurcasına sesler çıkardı minho. ben panikle yerimden kalkarken minho baş parmağını yukarı kaldırıp iyiyim dedi eliyle.

"hyung o yüzden mi ağustos ayında siyah boğazlı kazak giydin amına koyayım? çıkar şunu." hyunjin elini ağzına kapatırken kendi kendine söylendi.

ikisi de baya şaşırmıştı doğal olarak. uzun zamandır hayatımda biri de yoktu... utançla başımı yere eğdim itirafıma devam ederken. "daha kötüsü de şu: sabah kalktığımda gitmişti, yoktu."

"hyung sana bir haberimiz var.." dedi minho korkuyla. hyunjin gözlerini kaçırıp "adamın 1 ay sonraya düğünü var, şu an nişanlı hatta." dediğinde dünyam başıma yıkılmıştı.

"hasiktir."

***

optum sizi cok!! 🥺🩷🩷

optum sizi cok!! 🥺🩷🩷

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
fbuddy ★ changchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin