8

677 54 124
                                    

selam!!

şu saatten sonra olay örgüsü pek ciciş biciş gitmeyecek. açıklamada yazdığım şeylere ve gidişata göre, ağır cinsellik içeren ve romantizmden uzak, kısacası sekse dayalı acımasız bir ilişki göreceğiz.

bünyenize ağır geleceğini, bdsm hakkında yeterince bilginiz olmadığını ya da romantizmi savunarak toksikleşeceğinizi düşünüyorsanız lütfen okumayı bırakınız.

bu bölüm cinsel içerikli fotoğraflar içerir. ⚠️⚠️⚠️⚠️⚠️

iyi okumalar dilerim. anlamadığınız bir şey olursa sorun lütfen, açıklamak için burada olacağım <3

***

"changbin, sen ne içersin?" seungmin elindeki shaker'ı sallarken göz kırptı bana. gülümsedim "bugün kafamı yerinde tutmam gerek, şarap olabilir."

uzun saçlarını eliyle geriye taradı ve sevgilisinin içkisini şov yaparcasına bardağa döktü ve servis etti önüne iterek. minho dilin dışarıya çıkardı kedi gibi ve bardağı kaptığı gibi büyük bir yudum aldı. mmmlayarak beğendiğini ifade ettiğinde seungmin ona küçük bir öpücük verdi tezgahın arkasından buraya doğru eğilerek. birbirlerini yediler ve sonra bana döndü hâlâ  yalanırken "çilek mı vişne mi?"

"biraz mayhoş olsun, vişne istiyorum hyung." seungmin çabucak içeceğimi hazırlayıp bardağımı uzattığı esnada hyunjin oturdu büyük tabureyi çekip yanımıza. "geciktim kusura bakmayın." minho kollarını ona dolarken hyunjin ona yumulmuş koklayarak öpüyordu.

burada takılırken oldukça rahatlardı çünkü bar seungmin'indi. ayrıca lgbt bireyleri için güvenli bir mekandı çünkü zaten bu amaçla açılmıştı. bu civardaki herkes onların arasındaki ilişkiyi bilirdi, saygı duyarlardı. duymayan olursa hadleri bildirilirdi.

bara girdiğimden beri trans birkaç kişiyi görmüştüm hatta, buraya pek sık gelmesem de mekan ve atmosferi güzeldi. herkes kendi halinde eğleniyordu. arka fonda silik bir enstrüman çalıyordu.

biz bar tezgahının önünde oturuyorduk çünkü minho manitalarıyla elleşmek istiyordu sürekli. seungmin işinden vakit buldukça onları kolaçan ediyorlardı. hyunjin ise durgundu bugün. elimdeki boş bardağı kenara iterken ona döndüm.

"n'oldu lan?"

"puşt hoca yüzünden iki dersten büte kaldım." dedi gözlerini devirirken. minho'nun bileğinden tokasını aldı ve baya uzamış olan siyah saçlarını topladı hemen. yüzü gözü açılmıştı ve kaşındaki piercing parlıyordu.

"derdi neymiş ki?"

"projemi sadece 48 saniye geç teslim ettim diye gözümün önünde yırtıp çöpe attı. bir de, kampüste duyuldu ya geçen, eşcinselim diye garezi var."

dediği olayı anımsadım. seungmin, minho ve onun birlikte canlı yayın açtığı yetişkin içerikli bir hesapları vardı. tabii bu, okuldaki zorbalar tarafından duyulunca hyunjin'in üstüne gitmeye başlamışlardı.

"hangi hocandı o?" diye yanımıza eğildi seungmin. hyunjin gülümsemeye çalıştı ama dudakları titriyordu. "boş ver sevgilim, yazın bolca çalışıp geçerim dersleri-"

"boş veri siktirtme bana hyunjin. isim söyle bana."

"kang joseph, heykel dersi profesörü." seungmin hyunjin'in çenesini sevdi bir kediymiş gibi. "aferin tatlı oğlanıma." minho da sevgilisinin omzunu öptü ve siyah saçlarını okşadı. ben de temastan bağımsız, destek olarak gülümsedim kocaman.

fbuddy ★ changchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin