21

4.2K 448 26
                                    

21

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21.Bölüm
*Battaniye...*

20 yıl önce - Mart 2003

"Üşüyorum."

Küçük çocuğun titrerken dudaklarının arasından zorlukla çıkardığı kelimeler genç adamın yüreğini parçalanmıştı. Küçük çocuk gözlerinin önünde günden güne çökerken onu telkin etmekten başka hiçbir şey gelmiyordu elinden.

Hava eksilere düşmüştü ve onları bu eve tıkan haysiyetsizler onlara bir battaniye bile bırakmamışlardı.

Genç adam çocuğun bu titreyişlerine dayanamayarak üzerinde kalan son ince kazağı da çıkarmış ve titremesine engellemeye çalışarak yavaşça iki büklüm yatan çocuğa dikkatle giydirmişti.

"Ben de kardeşim gibi başka diyara gidecek miyim abi? Ölecek miyim?"

Küçük çocuk ölümün ne demek olduğunu aylarca heyecanla beklediği kız kardeşinin 2 aylıkken ölmesiyle öğrenmişti. Gitti demişlerdi ona. Uzak bir diyara gitti mutlu olmaya.

Genç adam dolan gözlerini yukarı kaldırarak cevap vermişti ona.

"Hayır paşam. Ne olursa olsun ben seni buradan çıkaracağım. Anneni , babanı yeniden göreceksin ve sarılacaksın onlara. Sonra da benim kardeşimi koruyup kollayacaksın. Ben yanında olamazsam ona abilik yapacaksın tamam mı?"

Küçük çocuk zorlukla kafasını kaldırıp genç adama bakmış ve şaşkınlıkla dudaklarını aralamıştı.

"Senin kardeşin mi var?"

"Var tabii. 5 yaşında. Çok güzel bir kız biliyor musun? Kahverengi , uzun ve çok güzel saçları var ama ben onları koruyamıyorum bile. Bembeyaz teni var ama sürekli farklı renkler oluyor o teninde. Ama o hâlâ bana kocaman gülümsüyor. O kadar güçlü bir kız ki eminim ileride de çok güçlü bir kadın olacak. O zamana kadar ben olmazsam sen olacaksın onun yanında tamam mı aslanım?"

Küçük çocuk zorlansa da aldığı sorumluluğun özgüveni ile yerinde biraz daha dikleşmiş ve kendinden emin havasıyla konuşmaya başlamıştı.

"Söz veriyorum , kardeşini koruyacağım. Aynı senin beni koruduğun gibi koruyacağım onu. Kimsenin ona zarar vermesine izin vermeyeceğim Akel Abi!"

•••

"Dila'm ben Akel'i anneme bıraktım sen de üzerini giyin çıkalım."

Barkın'ın odaya direkt dalması ile elimdeki zıbınları kenara bırakıp gözlerimi elimin tersiyle silmiştim.

"Tamam sen çık ben geliyorum."

Barkın anında ağladığımı anlayarak yanıma gelmiş ve yatağa oturmuştu.

"Böyle yapma güzelim. Hani mutluluktan ağlayana kadar ağlamayacaktık?"

"Öyle olmuyormuş işte."

Kara KışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin