ARKADAŞLAR BU BÖLÜMÜ @busedgcm ARKADAŞIMA İTHAF EDİYORUM. KENDİSİ BENDEN İSTEMİŞTİ. BUSE İYİKİ VARSIN TEŞEKKÜR EDERİM OKUMAYA DEVAM :D
Şoku hala atlatamamıştım. Olabilir miydi bu? Ona sormalı mıydım? Yoksa sormamalı mıydım? Şuan kötü durumdaydı? Yoksa Manolya olduğu için ve bana yalan söylediği için üzülüp ağlıyor muydu? Hayır saçmalık olur. O beni ağlatnak için elinden gelen her boki yapar abi. Ellerimi yüzümün arasına aldım ve mavi gözlerimle doğmaya başlayan güneşe baktım. Güneşle birlikte daha da açık sarı olan saçlarımı geriye attım. Göz ucuyla sürücü koltuğuna koyduğum dosyalara baktım. Acaba onlardan birşey çıkar mıydı? Hemen elimle dosyları kendime çektim ve kucağıma koydum. Sırayla baktım. Bazılarında borçlar bazılarındaysa şirketleriyle ilgili bilgiler vardı. Hepsini yine yukarı koyacakken en alttaki dosya gözüme çarpttı. Parmak uçlarımla sanki gizli iş yapıyorcasına açıp dosyaya baktım. İlk sayfası siyahtı evet sadece siyahtı ve 3 tane beyaz nokta vardı. Anlamsızdı. Ne anlama geldiğini anlayamadım. Tam ikinci sayfaya bakacakken. Arasının hareket ettiğini gördüm ve 3 noktalı olan fotoğrafı kameramla çekip, dosyaları çok artistik ve hızlı bir şekilde üst rafa koyup nefes nefese arabadan indim. Yanına gittim. Güneş yüzüne vurduğu için mavi gözlerinden bir tanesini hafif bir şekilde açabilmişti.
"Günaydın" dedi normal bir şekilde
"Günaydın"
"Yanıma gel" kollarından birini açmıştı.
"Olmaz. Hadi kalk" kalkıp gitmek istiyordum.
"Bak sen yanımda olduğunda bana sarıldığında kifayetsiz tüm huzurum yerine geliyor sadece iki dakikacık" Mavi gözleri altında masumane bakışlarıyla pantolonumu dizlerimi bükebileceğim kadar çektim ve yanına yaklaştım. Kızarmış kalın dudaklarıyla ince dudaklarım arasında santimler vardı. Nefesi dudağımı iyice ısıtmıştı.Daha da çok yaklaştım. Tam hamle yapacağını hissettiğim an iyice sarıldım ve dudaklarım kulağına geldi. İçimden 'Zaah Fake attım' diye seviniyordum. Öyle kendimi hemen öptürtmem.
"Tamam mı nasıl hissediyorsun? Yeter mi bukadar?" dedim dişlerimin arasından konuşarak.
"Hayır az daha" kabullendim. Bu sefer o sarılırken saçımın bir tutamını diğer saçların olduğu yere atarak dudaklarını boynuma doğru yaklaştı ve küçük öpücükler bıraktı.
''Yapma huylanıyorum'' böyle diyince pislik daha da yoğunlaştı. Artık kendimi tamamen vermiştim. Döndüm bu sefer iyice dudağına yaklaştım tam dudağından öpecekken dudağının kenarından yani çenesinin hafif köşe üstünden öptüm. Yaptığımdan dolayı suratım kızarsa bile umursamayarak ayağa kalktım.
"Tatmin oldun mu canım?"
"Evet" dedi titrek bir sesle.
"Hadi kalk gidelim. Babam eve gelir şimdi"
"2dk dahaaa"
"Lan kalk hadi be!" karnına hafif tekme attım. Eliyle karnını ovarak
"Tamam be!" dedi ve ardından küfür mırıldandı. Aldırmadan arabay yürüdüm. Acaba sormalı mıydım? diye aklımdan geçiriyordum. Hayır daha değil.
"Ne olduğunu anlatacak mısın?" hatırlayınca ne olduğunu kafasını hafif sola döndürerek bekledi. Galiba ağlıyordu.
''Durdur şu arabayı!'' durdrudu. Kafasını iyice çevirdi. Boynundan tutup kendime çevirdim. Yaklaştım. Suratıma değil dudaklarıma bakıyordu.
''Ne olduğunu anlatır mısın?''
''Sanane. Hayır anlatmayacağım.'' Ellerimle surtını hafif sıktım . Acı çekmesini istedim. Sadece suratını buruşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA
Teen FictionBana doğru koşarak geliyordu. Simasını göremediğim bu kişi gerçek biri miydi, yoksa sadece beynimin bana oynadığı aptal bir oyun muydu? Yanıma geldi ve bana sarıldı. Sarılırken acaba gerçek bir kişiyemi sarılıyorum diye bir şüpheye kapıldım. Simasın...