Gözlerimi yavaşca açıyorum. Ama bulanık çok bulanık görüyorum. Kapı açılıyor içeri kapişonlu biri giriyor."Manolya?"
"Benim güzelim." o olduğunu anlayınca sevindim gerçek olduğunu biliyordum. Ama bir değişiklik vardı maskesi üzerinde yoktu ve suratı önümdeydi fakat bulanıklık yüzünden suratı anlaşılmıyordu.
"Biliyorum göremiyorsun. Zorlama kendini."
"Bir anda seni şey zannettim..."
"Biliyorum canım."
"Gerçeksin değil mi?"
"Sen nasıl istiyorsan öyleyim." derken de elleriyle saçlarıma dokunuyordu. Okşuyordu.
"Çok korktum. Hepsinin beynimin oyunu olduğunu düşündüm."
"Hadi uyu yorgunsun." onun isteğiyle gözlerimi yavaş yavaş kapatıyorum. Hala orda olduğunu umarak uyuyorum.
~
Uyandığımda babam elimi tutmuş vaziyette koltukta uyuyordu. Uyandırmak istercesine hareketlendim ve anında uyandı.
"Kızım. İyi misin?" konuşmak istemediğimden sadece başımı oynamakla yetinmiştim.
"Bişey oldu diye çok korktuk."
"Herhangi bir problem var mı?" dedim belki yere düşüp kafamı bir yerlere çarpmış olabilirdim. O ara kapıyı tıklatarak doktor girdi.
"Kendini nasıl hissediyorsun Birce, İyi misin?"
"Yani sızıntıdan başka iyiyim."
"Sana bir şey açıklıyacağım. Seni ameliyat yapmamız gerekiyor..."
Sanki o an beynimden vurulmuşa dönmüştüm. İçimi bir anda korku kaplamıştı.
"...Aldığın darbeden dolayı tarihi geri çektik. Haftaya salı günü ameliyat yapacağız."
Bozunutuya vermeden kafamı salladım. O arada doktor cıkmıştı. Doktorun cıkmasıyla annem içeri girdi.
"Neden bu zamana kadar söylemediniz!? Ben onun annesiyim. Öncelikle benim haberim olması lazımdı. Gerçekten size inanamıyorum. Çok iyisiniz süper."
"Elif sakin olur musun? Birce böyle istediğinden dolayı söylemem kararı aldık." annem kızgın bir şekilde kapıyı çarpıp çıkmıştı.
"Baba beni yalnız bırakır mısın lütfen?" babam çaresiz bir şekilde dışarı çıkmıştı. Ben ise tavana öylesine bakıyordum.
Hepsi geçicekti çünkü Manolya gerçekti. Tabikide gerçekdi öyle olmasaydı, bana gerçegim demezdi. Çünkü o bana yalan söylemezdi.
Ah ah diye iç geçirdim. Daha bundan 4 ay önce annemleydim, ne Manolya vardı, ne Aras vardı ne hastalığım vardı. Şimdi ise belki ölebilirim bu yaşımda. Belki yapmak istediklerimi yapamayacağım. Belki Manolyayı bir daha göremeyeceğim. Korkuyorum evet korkuyorum. Sanki her şey normalmiş hiç ölmeyecekmişiz gibi geliyor ama Allah istediği zaman her şey oluyor. Sanki bu dünya bizimmiş gibi herkese oluyor ama bize olmuyormuş gibi yaşamamak lazım. Geç kalmamak lazım. Hiçbir şey için geç değil. Gidin söyleyin, itiraf edin, belki yarın yapacaksınız bunu ama gidin şimdi yapın. Yarına çıkacağımız kesin değil sonuçta. Sevin. Ama mesele sevmek değil dostum. Mesele güzel sevebilmek kırmadan, dökmeden, inciltmeden sevebilmek. Hiçbir şeyi ertelemeyin veya utanmayın. Gidin yapın. Bu sizin hayatınız sonuçta. Kimse bir şey diyemez. Kimse dalga geçemez. Sen mutlu olduğun sürece kimse umurunda değildir bu hayatta.
Hiçbir şey için geç değildir.
Bu aralar bölüm atamadığımdan özür dilerim. Artık kısa kısa ve her gün atacağım. İyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA
Teen FictionBana doğru koşarak geliyordu. Simasını göremediğim bu kişi gerçek biri miydi, yoksa sadece beynimin bana oynadığı aptal bir oyun muydu? Yanıma geldi ve bana sarıldı. Sarılırken acaba gerçek bir kişiyemi sarılıyorum diye bir şüpheye kapıldım. Simasın...