DEDİĞİM GİBİ ARTIK BELİRLİ GÜN YOK VE VOTE VE YORUM İCİN YAZMİYORUM. YAZMAK İÇİN YAZİYORUM. KİMSE OKUMASA BİLE BEN OKUYORUM O BANA YETİYOR. YİNEDE İYİ OKUMALAR. HA BU ARADA YAKINDA YENİ BİR KİTAP GELİYORRR.
Elime gelen sıvıya bakınca kan olduğunu görünce ufak bir çığlık atıp ayağa kalktım. Elimi alnıma koyup odada gidip geldim. Ne yapacağım. Bilmiyordum. Titriyordum. Hemen elime telefonu aldım. 112 yi tuşlamaya çalışırken aklıma Manolyanın "kardeş" tabiriyle dediği kişinin kik olduğunu anımsamaya çalışıyordum.
"Ahhh kimdi ya hadiii! Ahh tabii ya Nazlıydı Nazlı" hemen telefonumu elime alıp numarasını tuşladım. İlk çalışta açtı.
"Kimsin?" dedi
"Ş-şey Nazlı benim Birce. Beni aramıştın ya"
"Ne var noldu?"
"Çok kötü birşey oldu"
"Ne oldu geveleme gerizekalı" gerzikalı demesi sinirimi bozsada Manolya için önemli bir durumdu
"Manolya burada birlikte yatıyorduk ve-"
"Ne yapıyordunuz?"
"Öylesine yatıyorduk. Sonra babam geldi ve o yatağın altına girdi. Çık dedim cevap vermeyince dışarı çılardım bianda elime kan geldi ve bende seni aradım."
"Nerede oturuyorsun?" diye bağırdı. Hemen tarif ettim ve ardından
"Sakın ama sakın maskeyi çıkarma."
"Tamam " dedim ve telefonu suratına kapattım ve beklemeye başladım. 10 dakika sonra pencereme taş atıldı hemen bakınca bunun Nazlı olduğunu düşündüm. Cünkü hadi diyip bizi çağırıyordu. Saçları sarı ile kumral karışımıydı. Maşallah çok taştı.
"Nasıl getireyim babam evde"
"Uyuyor mu?"
"Evet"
"Tamam gel bana kapıyı aç birlikte kucaklayalım" dedi tamam diyip kapıya koştum. Telefondan görüşmektense canlı haliyle daha da sakin bir kızdı. Kapıyı açtığımda koşarak girdi
"Yavaş ol uyanacak"
"Tamam odan nerede?"
"Yukarıda " dedim ve parmak uçlarıyla çıkmaya başladı. Bende yavaş adımlarla çıktım.
"Tut bacaklarından" dedi. O koltukaltını tuttu bende bacaklarını tuttum ve yavaşça kaldırdık. Merdivene gelince dikkatli bir şekilde indik ve dışarı çıkardık. Nazlı eliyle arabasını açtı ve arka koltuğa Manolyayı oturrtu. Yani yatırdı. Bende ön koltuğa geçip arabaya bindim. Tam arabayı çalıştıracekken bana döndü ve
"Hayırdır?"
"Bende geliyorum tabiiki " dedi.
"İn şiradan hastanede Maskesini çikaracaklar."
"Önemli birşey mi sağlığı söz konusu" dedim ve kollarımı bağladım.
"İn şuradan gerizekalı" dedi ve kapıyı açıp brni ittirdi ve hızlıca gaza bastı. Kendimi yerde bulunca sinirlendim ve avucumla zemine geçirdim. Avucumun ağr8sıyla ayağa kalkıp kapının önüne gittim. Gitmez olaydım. Kapı kapalıydı ve bende mal gibi ilerlerken suratımın kapıyla öpüşmesiyle büyük bir gürültü çıkardım. Gürültüdenmi sinirlensem yoksa burnumun ağrısıylamı bilemedim. Biraz bekledim belki babam açar diye. 1o dakika geçti babam hala yoktu. Ne kadar da ağır babamın uykusu ya diyip zili çaldım. Zilimiz okadar güzel ve sesliydiki. Babamın uyanmamamısı imkansızdı. Babam kapıyı hızla açıp elinde oklavayla gelirken beni görünce duraksadı ve kahkahayı patlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA
Teen FictionBana doğru koşarak geliyordu. Simasını göremediğim bu kişi gerçek biri miydi, yoksa sadece beynimin bana oynadığı aptal bir oyun muydu? Yanıma geldi ve bana sarıldı. Sarılırken acaba gerçek bir kişiyemi sarılıyorum diye bir şüpheye kapıldım. Simasın...