Harin'den,
Uyandığımda Seungri'nin "burası senin" dediği odadaydım. Beni apar topar kıyafetlerimi toplamaya zorladığı ve dışarı attığı o oda...
Ne kadar yeni uyanmanın verdiği sersemlik bu odada yaşananları önemsiz kılıyor olsa da yatakta doğrulduğum an dolabın camlarının kırık olduğunu, bazı eşyaların yerde olduğunu gördüm. Ben gittikten sonra burayı mahvetmişti ve belli ki hiç girmemişti.Nerede uyanırsam uyanayım orası enkaz oluyordu, nereye gitsem her yer kırık dökük bir şekilde beni karşılıyordu. Daha fazla odanın kasvetine katlanmak istemediğimden kendimi dışarı attım. Seungri uyanmıştı bile, telefonla konuşuyordu.
S: Kapatıyorum, Harin uyandı. Görüşürüz.
Telefonu kapatıp bana baktığında merakla konuşmaya başladım.
H: Kimdi?
S: Young-bae.
Kafamı sallayıp merdivenlere yöneldiğimde arkamdan seslendi.
S: Otursana.
Arkamı dönüp ona baktım, elini koltuğu gösterir şekilde kaldırdı ve gelmemi bekledi. Yavaşça çıktığım basamakları inip oturdum.
S: İyi misin?
H: Çok.
Başımı ellerimin arasına aldıktan sonra Seungri karşıma geldi ve önümdeki masaya oturdu.
S: Kimin yaptığını arıyorum, bulacağım.
H: Bulunca ne olacak?
Ellerimi başımdan ayırmak için tutup çekti.
S: Yaşadığın korkuyu tadacak.
Bunu söylerken gözlerini kısmıştı istemeden. Bakışları kavga ettiğimiz güne benzerdi, hoşlanmamıştım. Anlamış olacak ki kaşlarını kaldırıp ifadesini düzeltti.
S: Evi toplamadım, gittiğinden beri. Oda da öyle kaldı. İşlerini hallet dışarı çıkalım, toparlamaya gelirler.
H: Çıkmak istemiyorum.
S: Birkaç saat.
Ellerimi çekip derince nefes aldım ve koltuktan kalkıp tekrar merdivenlerden çıkmaya başladım. Duşa girmek bile dağıtmayacaktı kafamı. Jiyong aramamıştı, Seungri yanımdaydı ama affedemiyordum, Yunseul'ün hiçbir şeyden haberi yoktu ve yapayalnızdım. Eminim aramalarımı görmüştür. Telefonumu almak için tekrar odaya indim, Seungri mutfaktaydı. Beni gördü ama bir şey söylemedi, telefonu alıp tekrar yukarı çıktım. Aynada kendime baktıktan sonra telefonun kilidini açtım ve bildirimlere baktım. Daesung aramıştı, açmayınca mesaj atmıştı.
Daesung:
Neredesin?Mesajını açmadan okudum, ona açıklama yapamazdım çünkü hiç halim yoktu.
Telefonu kapatıp duşa girdim, suyu ayarladıktan sonra bir süre başımdan aşağı süzülmesini ve vücudumdan akmasını hissettim.Üzerimdeki köpüklerden kurtulup çıkarttığım havlulara uzandım ve biriyle saçlarımı kurulayıp diğerini bedenime sardım. Terliklerimi basamaklara vura vura aşağı indim ve odama geçtim. Tabii ki hiç kıyafetim yoktu. Seungri'ye seslendim. Sertçe kapıyı açmasıyla birlikte havluyu daha sıkı tuttum.
S: Bir şey oldu sandım.
H: Giyecek bir şeyim yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• madden / kwon jiyong, lee seung hyun •
Teen FictionEve girerken Jiyong'u göreceğimi düşünmemiştim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde bana arkası dönük bir şekilde oturuyor, sigarasını içiyordu. Balkonun kapısını açmamıştı ev karanlık ve dumandan boğulmuştu. Kapıyı kapattığımda hiçbir tepki göstermedi bil...