leid (Yunseul & Seung Hyun-1)

30 2 0
                                    

Seung Hyundan,
Eve gelmeden önce Yunseul'ün utangaç ve sessiz tavırları ondan gözlerimi alamamama sebep olmuştu. Harinle de ilk defa tanışıyordum fakat Yunseul ona kıyasla çok daha farklıydı. Gözlerini utanarak kaçırışı, konuya dahil olamasa da dinlemesi en önemlisi de sorduğum soruları en güzel şekilde yanıtlaması onunla ilgilenme isteği uyandırmıştı içimde.
Diğerleri arasında en olgun olduğumu biliyorum, ben unutsam bile birileri bana söyleyerek hatırlatıyor. Zamanında ben de o şirketteydim fakat kendimi insanları yönetmeye o kadar kaptırıyordum ki bana sorundan başka bir şey getirmiyordu bu. Şirketten ayrıldıktan sonra biriyle tanıştım fakat bu kız çok farklı biriydi. Benim tam tersimdi; konuşkan, aktif, plansız biriydi. Onu kontrol etmeye çalışırken ona iyi şeyler yaşatmadım. Eve bile kilitledim fakat aramızdaki sorunlar giderek büyüdüğü için sessizce onu bırakmak zorunda kaldım. Ulaşmaya çalıştı fakat Japonya'ya gitmiştim ve onunla iletişime geçmek istemiyordum. Artık gözümde basit gelen hareketleriyle beni iyice tiksindirmeye başlamıştı. Beni bazı şeylerin eşiğine getirmişti; üzerine çok gittiğimi söylüyordu haklıydı fakat vazgeçemezdim onun için. Bir şeyler istiyorsa benimle yapmalı, gezilecek yerler varsa birlikte gezilmeliydi benim için ama o başkalarını hayatına dahil etmeden yaşayamazdı. En son raddeye artık şiddete geldiğimizde kendimi tutamadığımı anladım. Onu karşımda titrerken gördüğüm an hangi raddeye geldiğimi anladım ve öylece onu terk ettim. Ondan sonra da bir kızın yüzünü bile görmek istemedim.
Fakat Yunseul öyle değildi. Farklı hisler saçıyordu etrafına. Her şeye atlamıyor, yerli yerinde hareket ediyor ve yerine göre konuşuyordu. Ses tonu, kelimeleri birleştirmesi, bakışları basit değildi ve insanı çekiyordu. Onu tanımayı istediğimden arabama çağırdım ve oldukça tereddütlü yaklaştı bana. Ona zarar vermezdim elbette fakat rahatsız olmasını da istemezdim yanımda. Yine de bunu o kadar nazikçe göstermişti ki bana boş yere gerilmemiştim. Destek bekliyor ve onay istiyordu sürekli ben çağırdığımda Harin'e olan bakışlarından anladım. Beni reddettiğinde ona dönüp sordu fakat tereddütü hala içindeydi adımlarında bile hissediyordum. Üzerine fazla gitsem daha çok endişelenebilirdi fakat hiç uğraşmazsam da çok geride kalırdı. Onun için uğraşma fikri aklıma oturmuştu amacım beni reddetmesi yüzünden hırsımdan onu kendime bağlamak değildi kesinlikle.
Aksine onun benimle birlikteyken daha rahat olabileceğini düşünmüştüm. En azından bana karşı ki bu yeterli bence.
Arabadayken bir süre camdan dışarıyı seyretti. İlk kelime ondan çıkmayacak gibi görünüyordu bende bu yüzden şarkı açmak gibi saçma bir bahaneyle soru sordum ona.

C: Şarkı açacağım istediğin bir şey var mı?

Y: Sen ne açmak istersen, eğer olursa söylerim.

C: Pekala.

Şarkıyla birlikte yola devam ederken ortamdaki soğuk havayı aşmak için düşünmeye başladım. Uzun zamandır birini konuşturmaya çalışmıyordum çünkü şirketten ayrılmadan önce boş insanlar sırf adım yüzünden konuşmaya çalışıyordu. Ki zaten bende genelde konuşmayan bir yapıya sahiptim bu yüzden. Ama Yunseul'de farklı bir suskunluk vardı. Sıkıcı olmasından kaynaklı değildi başka bir şeydi fakat nedenini aratacağa benziyordu.
Ona nerede çalıştığını sordum, tasarımcı olduğunu söyledi. Nasıl karar verdiğini sorduğumda ona karşı neden boş olmadığımı anladım.

Y: Çocukluğumdan beri bazı sesler, bazı kelimeler, bazı renkler bana apayrı hisler uyandırır. Kafamda birleştirmem gereken bir şeyler canlandırır ve beni sürükler. Ben de seve seve giderim peşinden. Çünkü sürüklendiğim yolda her yer bambaşka bir anlam taşır. Belki çok fazla soyut gelebilir ama bilmiyorum. Bu soyutluğun içerisinde sadece tasarımlar sayesinde maddi anlamda kendimi doldurmuyorum aynı zamanda ruhum alması gerekeni alıyor ve bu sayede hislerimi tasarımlarıma yansıtıp onları isimlendirebiliyorum.

• madden / kwon jiyong, lee seung hyun •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin