Harin,
Sabaha kadar şirkettekileri teker teker yazdım. Ne olduysa ne konuşulduysa hepsini düzenleyip benden istenileni yaptım. İşin aslı isteyerek yapmıyorum, yaptırılıyorum. Eğer o güne dönüp karşı çıkabilsem eğer yapabilsem hiç düşünmezdim, defolur giderdim buradan. Artık her şey çok farklı, çok büyük boyutlara geldi. Jiyong'un yattığı kalktığı her kızı, gittiği her mekanı, şirkette ayarladığı her projeyi daha ona sunulmayan teklifleri bile teker teker toplayıp; fotoğraflarını düzenleyip saklanıp kaçmak artık gerçekten toplayamayacağım hale geldi.Sabaha kadar işlerimi halledip gönderdikten sonra saat 7'de hazırlanmaya başladım. Ekrana bakmaktan gözlerim yanıyordu, aynanın karşısına geçip kıpkırmızı olan gözlerime baktım. Saatler boyunca bile yemek yememiştim. Başım resmen çatlıyordu. Tuvalete gidip ellerimi yüzümü yıkadım ama rahatlamam lazımdı tamamen. Suyu açıp küveti doldurdum sıcak suyla sonra üstümdekileri çıkardım, telefonumdan sakin bir şarkı açıp küvete girdim. Kafamı geriye doğru yaslayıp biraz şarkıyı dinledim eğer gözlerimi kapatırsam uyurdum ve kimse uyandıramazdı beni o yüzden hızlı bi şekilde duşumu alıp çıktım. Amacım keyifti normalde ama bugün yapamazdım, güzel bi şekilde hazırlanıp şirkete gitmem gerekti. Bornozumu üstümden atıp dolaptan ayarladığım kıyafetlerimi aldım. Giyinmeden önce parfümümü bileklerime ve boynuma sıktım, yoğun bir gün olacaktı. Üstümü giyinip makyaj masamın başına geçtim, saçlarımı taradım kuruttum ve makyajıma başladım. Uyuyamamaktan oluşan morluklarımı kapattım yüzüm bembeyaz olmuştu, biraz renklendirdikten sonra makyajımı bitirip ceketimi giydim. Kıyafetlerimi geceden hazırlamak sabah kendime ayırabileceğim vakti uzatıyordu, işime geliyordu. Bugün patronumla şirket dışında olacağımız için o kadar resmi olmama gerek yoktu fakat sonuçta yine de patronumla olacaktım. Evden çıkıp arabama bindim, evde açtığım şarkıyla birlikte şirkete geldim. Girişimi yapıp en üst kata çıktım, o sırada patronumdan mesaj geldi.
Seungri:
Girişini yapmışsın, 20 dakika sonra orada olacağım işlerini bitir.Mesaja cevap vermeden hızlıca kahvaltımı yaptım kahvemi aldım. Bu aralar yine yoğunluktan evde yemek bile yiyemiyordum doğru düzgün. Şirket haricinde Seungri'ye siz demiyordum aramız iyi sayılırdı ve yeterince vakit geçirmiştik gerek iş gerek kendi hayatlarımızda. Şirkettekilerin ona bakışı benimkinden çok farklıydı tabii, bir sürü akıl almayacak olay bir sürü yalan dönmüştü birkaç yıl önce. Jiyong'a olduğu gibi onunda her türlü olayı şirket tarafından örtülmüştü. Hep aramızda bir duvar olmalıydı ve olacaktı.
Yaklaşık 20 dakika sonra dediği gibi bir mesaj daha geldi.Seungri:
Odama gelebilirsin.-Geliyorum.
Mesajı atıp asansörle Seungri'nin odasının olduğu kata indim. Aynadan kendime ve kıyafetlerime baktım. Üstümde siyah uzun bir elbise vardı, her ne kadar dışarıda olacak olsam da resmiliği kaybetmemem gerekiyordu. Dikkat etmek için Seungriden mesajlar alıyordum zaten. Asansörden inip odasının kapısına geldim, kapıyı tıklatıp içeri girdim.
-Günaydın.
-Günaydın. Birazdan çıkacağız, yanına her şeyi aldığını düşünüyorum. Boşuna yazmıyorum herhalde.
-Aldım evet. Aşağı inip bekliyorum sizi.
-Boşuna yazmıyorum herhalde?
-Hayır. Okuyorum dikkat ediyorum, kıyafetlerim gibi.
Kıyafetlerime bakıp gülümsedi memnun görünüşü mutlu etmişti beni. Ama bu soruyu ikiletmesi biraz garip gelmişti.
Aşağı indik ve arabaya bindik şoföre önceden söyleniyordu nereye gideceğimiz zaten Seungri bindikten sonra bende bindim. Elimde gerekli dosyalar ve bilgisayar vardı onları yan tarafına koyup yolu izledim.
-Yine hiç uyumamış olamazsın.
-Çok mu belli oluyor?
-Konuşmamandan belli oluyor evet. Sana saatlerine kadar söylüyorum ne zaman neyi yapıp paylaşman gerektiğini. Uymuyorsun. Verimsiz oluyorsun.
-Bazı saatler uymuyor bana. Yoksa dediğin gibi yapıyorum zaten sıkıntı olmuyordu ama son zamanlarda çok fazla mesaj alıyorum.
-O mesajlarla ben ilgileniyorum zaten. Uyuyabilirsin onları düşünmek yerine.
Her şeyi istediği gibi yapıyordum zaten. Neyi paylaşmam gerektiğini söylerse o zaman paylaşıyorum, medyaya yayılacak her şeyi ben ayarlıyorum. Bunu yapmamızın sebebini açık bi şekilde henüz söylememişti bana, en azından kısaca özet geçmişti. Yine de artık bazı şeyler şüphelendiriyordu beni, bazı kişiler bizi bulma konusunda çok ısrarcıydı ama bir anda ortadan kayboluyorlardı. Sebebi Seungriydi çok bariz şekilde. Onunla birlikte yürüdüğüm sürece göreceği her şeyden koruyacağını söylüyordu fakat benim korunmam gereken kişi başta oydu.
•
Seungri dramatize etme çalışması değildir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• madden / kwon jiyong, lee seung hyun •
Fiksi RemajaEve girerken Jiyong'u göreceğimi düşünmemiştim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde bana arkası dönük bir şekilde oturuyor, sigarasını içiyordu. Balkonun kapısını açmamıştı ev karanlık ve dumandan boğulmuştu. Kapıyı kapattığımda hiçbir tepki göstermedi bil...