Harin'den,
Akşam olduğunda Seung Hyun bizi almaya geldi ve beraber otele döndük. Yunseulle girişte ayrıldıktan sonra odama çıktım. Kapıyı açtığımda Jiyong aynanın karşısında üstünü giyiniyordu.
Altında siyah bir pantolon, üstünde de iki düğmesi açık beyaz gömleği vardı; gömleğinin kollarını kıvırıyordu.J: Geldin sonunda.
H: Çok yoruldum.
J: Neler yaptınız?
H: Biraz dolaştıktan sonra bir kafeye geçip oturduk.
J: Nasıl anlaştınız peki insanlarla?
H: Biraz Japonca bildiğim için zor da olsa anlaşabildik.
J: Öyle mi, nereden biliyorsun?
Resmen Seungriyle ilgili bir şey söyletmeye çalışır gibi konuşuyordu.
H: Şirket yüzünden biliyorum.
J: Seungri yüzünden yani.
H: Ne önemi var?
J: Haklısın yok.
O hala aynada gömleğini düzeltirken bavuldaki yeni aldığımız elbiselerimden birini aldım.
Uzun, zümrüt yeşili, boyundan bağlamalı saten bir elbiseydi ve yırtmacı vardı. Jiyong aynadan ne aldığımı görünce bana döndü.J: Alırken en çok onu beğenmiştim.
Siyah topuklu ayakkabılarımı da olduğu yerden çıkardıktan sonra Jiyong'un yanına gittim. Hala kendine bakması beni güldürmüştü.
H: Kendini izlemen bittiyse üstümü giyeceğim.
Söylediğim şeyden sonra istemsizce ufak bir kahkaha attım ve ona baktım o da aynı şekilde gülüyordu. Aynanın karşısından çekildi.
J: Seni izlemek var sırada.
O geri çekilmiş beni izlerken Yunseulle buluşmaya giderken giydiğim günlük siyah elbisemin askılarını omuzlarımdan aşağı indirdim. Elimi sırtımdaki fermuara attım ama benden önce Jiyong fermuarı kavradı. Yavaşça elini tenime değdirerek fermuarı indirdi bu da elbisenin üstümden süzülüp gitmesine sebep oldu. Yatağın üstüne koyduğum elbiseyi aldı ve bana verdi sonra aynaya bakarak beni izlemeye devam etti. Ona dönüp elbiseyi bacaklarımdan geçirdim ve boynumdan bağladım. Yeterince sıkı bağlayamadığım için dekoltesi çok geniş duruyordu Jiyong fark ettiğinde saçlarımı sağ omzuma doğru attı ve bağladığım yeri çözdü. Aynadan bakarak dekolteyi ayarladıktan sonra sıkıca bağladı.
J: Şimdi daha iyi oldu.
Ben aynadan onun bana bakışını izlerken o açık kalan boynumda parmaklarını gezdiriyordu. Elbise sıkı ve vücudumu sarıyordu bu yüzden bazı yerleri toparlanmıştı. Ellerini kalçamda toparlanan kısma götürdü ve düzeltti. Sonrasında ise kollarını belime sardı. O da aynadan bana bakarken gözlerini kapatıp kafasını boynuma gömdü. Nefesini boynuma verişi tüylerimi ürperttirken kafamı yana yatırıp ona öpebileceği bir alan açtım. Boynuma sıktığım parfümü derince içine çekiyordu ve ufak öpücükler bırakıyordu. Kafasını kaldırdığında ellerinden kurtulmadan ona döndüm. Yüzlerimiz birbirine yaklaşırken tekrar sabah uyandırdığı şekilde telefonum çaldı. Jiyong gülüp kafasını salladıktan sonra ondan uzaklaşıp masaya bıraktığım telefonu aldım, arayan Yunseuldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• madden / kwon jiyong, lee seung hyun •
Fiksi RemajaEve girerken Jiyong'u göreceğimi düşünmemiştim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde bana arkası dönük bir şekilde oturuyor, sigarasını içiyordu. Balkonun kapısını açmamıştı ev karanlık ve dumandan boğulmuştu. Kapıyı kapattığımda hiçbir tepki göstermedi bil...