reise

16 3 0
                                    

Jiyong'dan,
Gün geçtikçe Harin'in kolları ve boynu iyileşmişti ve bu da başımı döndüren gülüşünü yerine getirmişti fakat geceleri hala çok kötü oluyordu. Ona dışarı çıkmak için ne kadar teklif ettiysem hepsini reddetmişti çünkü Seungri yüzünden güvensiz hissediyordu ayrıca yaraları iyileşse de berbat olduğunu düşünüyordu. Seungri'ye bunun hesabını soracağım günü bekliyordum sadece ki bu yüzden bazen Harin'e ilgi gösteremiyordum bile.
Yanımdaki boşluğu fark edip uyandığımda saat gece 4'tü. Harin yanımda yoktu ama ağladığını duyabiliyordum. Tamamen ayılmadan yataktan hızlıca kalkmam sendelememe sebep oldu, odalara baktığımda ise Harin'i bulamamıştım.
Tuvalete bakmak için kapıyı açmaya çalıştığımda kendini oraya kilitlediğini fark ettim, yine yapmıştı. Bazı geceler rüyasında görüyordu ve bana söylemeden kendini kapatıyordu. Ben kapıyı çaldıkça ağlaması şiddetleniyordu ve bu da aklıma sadece öfke düşüncelerini dolduruyordu.

J: Harin aç kapıyı! Bir şey yok buradayım ben.

Sesimi duyduğunda sakinleşmesine rağmen kapıyı açmamıştı ve hala ağlıyordu.
Birkaç kez daha açmasını istedim fakat artık tamamen sesi kesilmişti. Bazen beni o kadar endişeleniyordu ki bu yüzden dışarı bile çıkmıyordum. Şirkete de haber vermediğim için aramaları başlamıştı artık Harin'i alıştırmam gerekiyordu fakat buna emin olmam lazımdı. Seslenişime cevap vermediğinde iyice korkmuştum. Geri çekilip kapıya birkaç kez vurduğumda kapı açılmıştı ve yerde dizlerini kendine çekip kafasını yaslayarak uyuyan Harin'i görmeme sebep olmuştu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve onu korkutmadan seslendim.

J: Harin.

Kafasını aniden kaldırıp yüzüme baktı. Gecenin karanlığında ışığı açmadan orada ağlamıştı saatlerce yine. Ne zaman böyle olsa benden çok utanıyordu ve yüzünü saklıyordu.

H: Özür dilerim...

Sessizce birkaç kez özrünü tekrar ettiğinde yanında oturup onu kendime çektim. Kafasını göğsüme yasladı ve elini omzuma koydu.

J: Her şey geçecek Harin. Söz veriyorum sana.

H: Yine aynı şey oldu.

Rüyasında sürekli bir şekilde ikimizden birini kanlar içinde görüyordu ve kendinden çok benim için korkuyordu. Bazen saatlerce etkisinden çıkamıyordu ve benden ayrılamıyordu.

J: Sana bir şey olmasına izin vermem.

H: Sorun o değil. Biliyorsun.

J: Bana da bir şey olmayacak.

Göğsümdeki yerini benden kopmamak istercesine iyice aldı.

J: Buradan kalkmamız lazım.

Hafifçe kıpırdandığımda kafasını kaldırdı, elinden tutup onu ayağa kaldırdım.

H: Uyumak istemiyorum.

Evde en çok terası seviyordu, bazen uyuyamadığında terasa çıkıyordu ve saatlerce oturuyordu. Ona iyi geleceğini düşünüp elini bırakmadan merdivenlerden çıktık. Terasın kilitli kapısını açıp içeri girdiğimizde gecenin tüm soğuğu uykumuzu kaçırmıştı. Teras büyüktü fakat ben burayı kullanmadığım için düzenlememiştim, sadece bir masa ve koltuk vardı. Masanın üstünde Harin'in geceleri içtiği sigaraların izmaritlerinin doldurduğu küllük ve benim bardaklarım duruyordu. Elini bırakmadan koltuğa oturdum o da yanıma geçti. Masadaki sigaraya uzanıp içinden bir tane aldım ve dudaklarımın arasına koydum. Pakedi Harin'e uzattım o da aynı şekilde yapıp çakmağı uzatmamı bekledi.
Sigarayı her dumanımda kafamı dolduran düşünceleri atmak için içiyordum sanki artık. O kadar fazla şey vardı ki kafamda peş peşe içtiğim sigaralar bazen boğazımı yakıyordu.
Harin'i seviyordum fakat ona hissettirebiliyor muyum emin değildim bu yüzden uzak hissediyordum. Şu an bunu düşünecek halde olmadığını bildiğimden ikimiz için bir adım atmıyordum, sadece ona odaklıydım. Yıllarını verdiği insan onu öldürecekti neredeyse, hemde benim yüzümden. İlk gördüğüm an sahip olmak istediğim o insanın sonu olacaktım.
Düşüncelerim kafamı boğarken sigaramı rüzgar içmişti. Harin külümün düşeceğini gördüğünde kendi sigarasını sertçe bastırarak söndürdü.

• madden / kwon jiyong, lee seung hyun •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin