Bölüm 9

371 39 6
                                    

Changbin ortak evinden çıkmaya yeltendiğinde Felix onu kolundan tuttu.

" Hyung beni yalnız bırakma!"

" Korkuyor musun lix?"

" Hyung gitme ağabeyim gelene kadar kal en azından."

" Tamam yongbokkie gitmiyorum."

" Yanıma yat dikilme öyle."

Changbin nazik hareketlerle yatağa Felix'in yanina girdi. Çocukluklarından buyana beraber büyümüşlerdi. Beraber uyumak gibi şeyler onlar için normaldi. Felix ona sıkı sıkı sarıldı. Changbin boşta kalan eliyle Minho'ya mesaj attı.

Bir arkadaş işte
Felix gitmeme izin vermedi

Minho mesajı alır almaz önce Hyunjin'i kontrol etti. Sonra Chan'ın yanına gitti.

" Hyung ben Felix'in yanına gideceğim."

" Tamamdır. Minho unutmadan Seungmin ve Jeongin'i bırakır mısın? Sarhoş olmadığını biliyorum. Seungmin Hyunjinle çıkip geri döndükten sonra çok içti. Jeongin'i biliyorsun sarhoş olunca uyuyor. O yüzden..."

" Sorun değil hyung. Bırakırım."

Çocukların yanına gitti. Kendisi için Felix'ten bir farkı olmayan uyuyan Jeongin'i kucağına aldı. " Kim Seungmin!" Diye seslendi.

" Efendim hyung?!"

" Arabaya bin canım!"

Minho'nun Seungmin'e karşı nadir gösterdiği sevgi doldu sözcüklerden biriydi. Bunu diğer üyelere sık sık kullansa da Seungmin'e o kadar sık kullanmazdı.

Jeongin'i yerleştirdi arka koltuğa. Seungmin de Jeongin'in yanına oturdu, düşmemesi adına. Jeongin'in evi mekâna yakın olduğundan hemen bıraktılar. Ardından Seungmin ön koltuğa geçti.

" Hyunjin'i biliyor muydun?"

" Hı hm" onaylamaktı bu

"  Ne zamandır, peki?"

" Üç buçuk yıldır seviyor herhalde."

" Çokmuş. O zamanlarda sevgilim yoktu tabi."

" Hyunjin daha iyi bir sevgili olabilirdi."

" Belki de haklısındır. Sevgilisi olacak kişi çok şanslı."

" Sen olabilirdin."

" Kızlardan hoşlanıyorum ve bir segilim var, hyung."

" Haklısın. Şey... Hyunjin'i üzgün görmek kafamı karıştırdı."

" Sadece reddedilen taraf üzülmüyir, hyung. Arkadaşın olarak gördüğün, güvendigin birinin senden hoşlanması bundan sonra senin tavırlarını tekrar ona göre düzenmen ve artık aranıza sınır çekmek demek oluyor ve güven sarsıcı bir durum."

" Sen de haklısın. Sadece..."

" Hyunjin'den mi hoşlanıyorsun?"

" Hayır."

" Ama ondan hoşlanıyor gibi konuşuyorsun."

" Ondan hoşlanmıyorum."

" Nasıl bu kadar emin oluyorsun?"

" İnsan kendi hislerini bilmez mi?"

" Sadece Hyunjin'e çok değer veriyorsun, güzelliğini övüp duruyorsun ve biseksüelsin. Hoşlanmadığına ikna olmadım."

" Seni ikna etmek zorunda değilim."

" Haklısın ama kendin nasıl bu akdar emin oluyorsun?"

" Çünkü başkası var!" sesini istemeden yükseltmisti. Tekrar kendini sakinleştirdi. " Ve o beni ssevmiyor bile. Sevgilisinden daha iyi bir sevgili olurdum. Aslında Hyunjin'den hoşlanmak isterdim. En azından belki bir şansım olurdu."

" Yani Hyunjin'le şu an empati yapıyorsun, öyle mi?"

" Evet."

" Kimden hoşlanıyorsun? Fakülteden mi?"

" Hayır ve unut bunu."

" Tamam, öyle istiyorsan"

" Geldik Seungmin."

" Ben giderim buradan. Teşekkür ederim."

" Rica ederim. Dikkat et kendine."

" Sen de!"

Minho eve girdiğinde görduğu görüntüden hiç memnun degildi. En yakın arkadaşıyla kardeşi kardeşinin yatağında sarılara uyuyordu. Derin bir nefes aldı Minho:

" Changbin!" Bağırırken ciğerlerine dolan bütün nefesini kullandı. Changbin yataktan düştü.

" Ne var be?! Ne bağırıyorsun?"

" Yürü git evden."

" Sağ ol  ya çok naziksin. Hem benim de evim sayılır burası."

" Chan seni kovdu koçum. Yakmasaydın evi."

" Saat on iki buçuk Minho. Bırak burada kalayım daha önce yapmadığım şey mi?"

" Nerede yatıyorsan yat Felix'in yanında yatma."

" Niye ya?"

" Gıcık oldum bugün sana o yüzden."

" Hiçbir sey yapmadım ki?"

" Bir şey yapman mı lazım?"

" Yani doğal olarak."

" Def ol git oturma odasında yat."

" Kendi odama gideyim işte."

" Yatağını götürdün ya san!"

" Bari seninle yatayım."

" Olmaz kaybettin o hakkını daha da gıcık oldum sana."

" Niye lan niye?"

" Bir nedeni yok. Def ol git."

" Aman be! Gidiyorum. Sonra belim falan tutulur."

" Tutulursa taşırım çantanı."

" Zaten arabayla gidiyoruz iki kat taşımak dışı bir şey yapmayacaksın. Sevmedim bunu hiç adil değil."

" Off be tamam yat Chan'ın odasında."

" Sağ ol canım arkadaşım."

" Yılışma hemen."

Chan yorgun yorgun eve döndüğünde yatağında yatan Changbin'i gördü:

" Bunun burada ne işi var be?! Ben nerede yatacağım?"

PlatonikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin