" Öyle." Changbin'in kısa kollusundan dışarıya çıkan kol kaslarıyla oynadı. İki elini de Changbin'in kolları üzerinde hareket ettirirerek yukarı çıkarıp Changbin'in omuzlarında durdu. " Karşımda Seo Changbin'in olması da sınır tanımamam için en büyük etken."
Changbin güldü. " Hm?"
" Yıllardır içimde biriktirdiğim sana karşı bir özlem var."
" Gösterebilir misin?"
Felix Changbin'in üzerinden kalkıp sırıttı. " Her seyin bir zamanı var canım." Kapıyı kapatıp odadan çıktı. Changbin ihanete uğramış gibi arkasından seslendi:
" O ne demek ya? Felix! Gel şuraya! Felix! Sevgilim? Alo bacağım kırık falan hani? Ya bir kere buna oyun bozanlık denir tamam mı?" Koltuk değneklerini alıp kalktı. " Neredesin?" dedi kapıyı açarken.
" Yiyecek hazırlıyorum bize."
" Onu abin varken de yaparsın."
" Ya bir şeyler yeriz işte."
" Birbiri... Tamam hazırla sen."
" Ne diyecektin?"
" Hiç."
" Changbin ne diyecektin?"
" Yok bir şey Felix."
" Changbin!"
" Vay sinirlenince ateşli oluyorsun"
Felix kızardı " Ne alaka şimdi?"
" Çok alaka" sevgilisine doğru bir adım attı. Felix de geriledi. Sonra Changbin arkasını dönüp giderken konuştu:
" Yiyecek bir şeyler hazırla sen."
" Ya!"
" Karma diyoruz buna Felix."
" Ayıp ama."
" Konsolları hazırlıyorum."
" İyi geliyorum."
Sehpayı önlerine çekip meyve tabağını üstüne koydu. Changbin'in yanına oturdu. Gülüşerek oyunu oynuyorlardı:
" Hey Changbin ne ara bu kadar iyi oldun oyunda?"
" Motivasyon kaynağım yanımda da"
" Dün de yanındaydım."
" O gün düşündüğün tek sey öpücüktü."
Felix duraksadı. Bir süre oyuna odaklanamadı. O sırada da Changbin kazanıp Felix'in yanağına hızlı bir öpücük kondurdu. Sonra tabaktaki kürdanı bir elma dilimine saplayıp ağzına attı.
" Yeni tur hadi!" dedi
Felix transta çıkmış gibi konuştu. Gözleri dolmuştu:
" Seni hak edecek ne yaptım?"
" Sevgilim." Felix'in yüzünü elleri arasına aldı. " Senden daha iyisini asla bulmayacağımı biliyorsun değil mi?"
Felix gülümsedi. Dolu gözlerinden bir yaş düştü:
" Tesekkür ederim... Her sey için..."
Changbin sevgilisinin dudaklarına hızlı bir öpücük kondurdu. Baş parmağıyla gözünden akan yaşı sildi:
" Ben teşekkür ederim. Var oldugun ve beni sevdiğin için."
Felix telefonundan saate baktı:
" Üç buçuk saatimiz var." diyip Changbin'in boynuna sarılarak dudaklarını birleştirdi. Saymadı, hareketlerini bilinçli yapmadı, nefesini tutmaya kendini zorlamadı sadece Changbin'i düşündü onu öperken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik
FanfictionFelix'i kardeşi gibi gören Changbin ve ona yanan Felix. Felix'i kimselere vermeyecek olan ağabeyi Minho. Minho ile aynı kişiye âşık Hyunjin. Genelde texting #changlix #hyunho Birazcık #hyunmin ve #2min