" Felix ellerine sağlık!" dedi Chan sandalyesinde daha rahat bir pozisyona geçip sırıtarak.
" Afiyet olsun hyung!" dedi Felix eşsiz gülümsemesiyle. Chan diğerlerinin suratına dik dik baktı. Hâlâ yemekle uğraşan Changbin üzerindeki bakışları hissetmedi bile. Minho başını sallayıp " Ne?" diye sordu. Chan dişlerini sıkarak " Hani çocuk uğraşmış o kadar kavaltı hazırlamış falan ya bir şey mi desen?"
" Ben de yardım ettim. Kimse bana bir şey demiyor ama." diye itiraz etti Minho. Chan derin hir nefes verdi. Changbin ağzı doluyken anlamsız da olsa " Eline sağlık!" diyebildi. Tam sofradan kalkacakken Minho kardeşine gülümeyip" Ellerine sağlık lix-ah" dedi.
Sonra Chan odasına çıkarken konuştu " Changbin'i sen bırakacaksın Minho."
" Hayır ya!"
" İtiraz istemiyorum."
" Bana ne!"
" En yakın arkadaş dedik bağrımıza bastık. Yaptığı muameleye bak."
" Kardeşimle uyumandan önceydi o!"
" Lan sanki yedim Felix'i! Karşında dipdiri duruyor."
" Kalk arabaya bin! Biz bueayı toplayacağız." dedi Changbin'e.
" Ha şöyle" diyerek koltuk değnekleriyle kalktı.
İki kardeş işini hâlledip arabaya bindi. Changbin konuştu:
" Bas gaza Minho'm"
" Emredersiniz Changbin-ah"
Herkesi fakültesine bıraktıktan sonra kendi faküktesine döndü Minho. Felix de fakültesine girdi. Wendy hocasının sınıfına girdi. Girdiğinde üzerine topladığı bakışlardan çekindi. Suratı dağıtılmış bir çocuk etrafında kızlı erkekli herkes etrafına toplanmıştı. Felix kim olduğunu gayet iyi biliyordu o çocuğun. Ağabeyinin dövdüğü üçlüden biriydi. Aynı bölümdeydiler. Diğer ikisiyle de aynı lisedeydi. Hatta biri kendi sınıfındaydı. Eşcinsel olduğunu da o duyurmuştu bütün okula. Bir zamanlar arkadaş olduğu bir çocuktu.
" Felix, nasıl oldu bu?" diye nazikce yaklaştı Soyeon.
Bir üst sınıftan olan Soyeon onun için hep yol gösterici olmuştu. Ağabeyiyle ve Changbin ile aynı lisede aynı sınıfta okumuştu. Felix'e karşı hep nazikti. Neredeyse her konuda yetenekliydi. Rap yapma konusunda çok iyi olduğundan bazen Changbin ve Minho ile karaokeye gider. Changbin ile rap savaşlarına girişirlerdi. Rapte konu güç olursa Changbin alırdı. Steady flow dan bahsediliyorsa Soyeon daha iyiydi. Konu hıza gelince Changbin onu solluyor, freestlyeda ikisi de her şeyini ortaya koyuyordu. Felix'in Changbin'den hoşlandığını bilmeden istediği ideal ilişkinin Changbin ile Felix'in arasındaki gibi olmasını söylemişliği bile vardı.
Minho'nun çocukları dövdüğü haberini alır almaz ders öncesi Felix'in sınıfına girdi. Felix hassas biriydi. Başkaların ağzından çıkanlar onu aģır yaralayabilirdi. Soyeonda bu durumun farkındaydı. Woyoung gelene kadar bekledi. Wooyoung da hassas sayılirdı ama konu Felix olunca daha sert bir kabuk oluşturup arkadaşını sonuna kadar savunuyordu.
Ders Wendy ileydi. Çocukların neredeyse hepsinin sevdiği hocaydı o.
Derste Wendy olayları bildiğinden yaralı çocuğa ne oldugunu sormadı bile. Dersini anlattı. Hem yaralı çocuğa hem Felix'e olabildiğince nazik davrandı. Her ne kadar Minho kışkırtılmış olsa da çocuklara vurması onu haksız yapardı. Sonuç olarak öteki çocuk da bir yerde madurdu.
Felix ise dersten cıktığinda onu Wooyoung bile tutamazdı. Fakülteden çıkıp üniversitenin Mühendislik fakültesiyle arasında kalan ağaçlık alanda, kimsenin uğramadığı köşeye çöktü hıçkırarak ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik
FanfictionFelix'i kardeşi gibi gören Changbin ve ona yanan Felix. Felix'i kimselere vermeyecek olan ağabeyi Minho. Minho ile aynı kişiye âşık Hyunjin. Genelde texting #changlix #hyunho Birazcık #hyunmin ve #2min