Bölüm 29

210 22 17
                                    

Yazar ne yazacağını bilmemek
Bugün 2 bölüm attım öncekini okumayı unutmayın

Öpüşmelerinin ortasında kapı birden açılınca Hyunjin Minho'yu yataktan atmış gelen kişiye gülümseyerek bakmıştı:

" Merhaba Hyunjin, oda temizliğini kontrol etmem gerekiyordu da. Görüşürüz."

" Evet görüşürüz hocam."

" Belim kırıldı dedi fısıltıyla karışık Minho."

" Ne yapsaydım?" dedi Hyunjin ona.

" Biz sürekli bölünüyoruz umarım birileri Changbin ile Felix'i böler."

" Ya ben varken hâlâ nasıl onları düşünüyorsun."

" Ama güzelim..."

Hyunjin tek eliyle Minho'nun yüzünü okşuyordu:

" Hm?"

" Siktir et." diyip Hyunjin'i altına aldı. Hyunjin güldü. Minho Hyunjin'in gömleğinin iki düğmesini açarak boynunu emmeye başladı. Hyunjin inleyince Minho durdu:

" Sert olduğunu düşünmüyordum." dedi.

Hyunjin Minho'yu bedeni üzerine çekti:

" Devam et!"

Hyunjin bir kere daha inleyince Minho kalktı:

" Siktir."

" Ne oldu?"

Minho lavaboya koştu:

" Beş dakikaya gelirim ben."

" Ta...mam? Ama garip yani."

" Hyunjin resim çiz tamam mı?"

" İyi de tablo bitti."

" Geliyorum tamam."

" Bekliyorum."

Hyunjin yatakta ellerinden destek alarak yarı oturur yarı uzanır bir pozisyona geçti. Minho yanına oturdu.

" Ee?" dedi Hyunjin.

" Ne eesi?" dedi Minho sevgilisine dönerek.

" Boş ver Minho" diyip yattı.

" Hayır ben niye trip yiyorum?"

" Sence niye yiyorsun? Durduk yere birden gittin ve geldiğinde..."

Minho Hyunjin'in dudaklarına bir öpücük kondurdu. Telefonundan saati gösterdi.

" Bir tanem az kaldı dersimin başlamasına. Derste seni mi düşüneyim?"

" Evet."

" Hey, o zaman derse odaklanamam."

" Öpmeyince aklında kalmıyor muyum gerizekalı?" dedi gülerek Minho'nun omzuna yumruk atıp.

Minho tek kaşını kaldırıp ona dik dik bakınca Hyunjin geriye kaydı yatakta.

" Tamam özür dilerim."

" Yoo cezalısın." diyip yanağını ısırdı sevgilisinin.

" Ah acıdı Minho."

" Ne güzel!"

" Ya sen niye böylesin?"

" Bilmem niye böyleyim? Biri beni delirttiği için ola... Kim arıyor lan!" Bakmadan çalan telefonu çevirdi " Meşgulüz şu an."

" Önemlidir belki."

" Bir sey yoktur."

" Kim aramış bir bak."

" Off. Felix işte! Önemli değildir eminim."

" Belki de Changbin yine evi yakmıştır."

" Olabilir mi lan?"

" Bence bir bak."

Minho Felix'i tekrar aramıştı. Felix telefonu açar açmaz konuştu:

" Changbin evi mi yaktı?"

" Hayır, ne alaka? Neyse abi ben sana şey sora..."

Minho telefonu yüzüne kapattı. Hyunjin'e döndü:

" Önemli değilmiş işte!"

" Çocuğu dinlemedin bile."

" Birazdan dersim başlayacak diyorum. Zamanımız yok diyorum. Konu Felix mi şu an?"

" Değil." diyip öptü onu. " Ama yine de umursaman lazım böyle şeyleri."

" Acil bir şey olsaydı Chan'ı ararlardı." Çene hattını öptü. " Beni değil." dedi fısıltıyla Hyunjin'in kulağını acıtmamak için.

Hyunjin Minho'yu kendine doğru çekti. " Dersinden sonra dinemaya gidelim mi? Yeni bir film çıkmış."

" Hmm olur."

PlatonikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin