Bölüm 27

216 28 11
                                    

Changbin anahtar sesini duyduğu gibi telefonunu bıraktı. Kapıdan gelenin sevgilisi olduğuna emindi zaten.

" Hoşgeldin sev... Minho!"

" Al işte! Biliyordum! Benim dersim varken..."

" Bu kadar çabuk yakalanacağımızı inan tahmin etmemiştim." dedi Felix.

" Dedim ama ben ya! Ben Minho'dan bir şey saklamayı beceremiyorum ki."

" Telefonumu gördü. Seninle alakası yok." dedi Felix araya girerek.

" Nasıl yani?"

" Seni ' Sevgilim' diye kaydettim ve ben abime daha önce seninle çıkarsam yapacağım ilk işin seni kaydetme şeklimi değiştirmek olacağını söylemiştim. Şüphelenince gitmis bakmış."

" Ben de buradayım alo! Hesap verin bana!"

" Ya bir sus Minho! Şimdi bizim dört saatimiz yok mu?"

" Abim derse gidecek ki."

" Gitmiyorum ulan!"

" Hangi dersin var?" diye sordu Changbin.

" Calculus."

" E gitmek zorundasın o zaman."

" Felix abicim bu eve girmen yasak."

" Ya niye?"

" Bu şefersiz seni yiyecek gibi bakıyor. O yüz..."

" Yesin."

" Ne? Sen ne zamandan beri bu kadar ahlaksız, bu kadar terbiyesiz..."

" Yarın senin doğru düzgün dersin yok diye Hyunjin'i eve çağırmışsın. Evde sadece ikiniz olacaksınız. Ben terbiyesizsem, Changbinim şerefsizse sen nesin?"

Changbin gülerek Felix'i gösterip Minho ile konuştu:

" Changbin'im dedi."

" O hep diyor zaten!" diye sinirle çıkıştı Minho.

" Minho kardeşini bırak, git hadi."

" Dokunma kardeşime."

" Sana ne oğlum. Felix izin veriyor musun sana dokunmama?" Felix başını salladı. " Bak o zaman sorun yok."

" Hayır o değil de ben Changbin'den daha çok sana güvenmiyorum." dedi Felix'e dönerek."

" Ya niye?"

"Changbin sana bir adım atsa sen on adım atarsın temas konusunda. Changbin sınırını bilir de sen bilmezsin."

" Ya ayıp yani... Nereden uyduruyorsun o şeyleri?"

" Öpüştünüz mü?"

" Yani tekniksel olarak..." Changbin lafı dolandırmaya başlarken Felix araya girdi:

" Evet."

" İlk kim öptü?"

Changbin parmağıyla Felix'i gösterdi. Minho isyan eder gibi ellerini sallayarak konuştu:
" Al işte! Biliyorum ben malımı! Kankamdan uzak dur Felix. Seni de keserim!"

" Sen ne zamandan beri bu kadar psikopat oldun?" dedi Changbin.

" Sen kardeşimi benden çaldığından beri."

" Ben mi çaldım kardeşini?"

" Tekniksel olarak ikiniz serefsizlik yapıp bana ihanet ettiniz."

" Sevmek suç olmuş." dedi fısıltıyla karışık Felix.

" Ya dört saat sizi yalnız bırakamam ben. Chan hyungu arıyorum."

Minho arkasını dönüp Chan'in telefonu açmasını beklerken Changbin Felix'i yanına çağırdı. Felix Changbin'e önce sarıldı sonra elini Changbin'in omuzuna attı. Abisi kapının önündeki yarım turunu bitirip onları görünce eliyle ayrilmalarıni işaret ederek Chan ile konuşmaya devam etti.

" Yani en az bir beş saat müsait olmazsın, anladım."

" Yok ya şey evde yalnız bırakmamam gereken bir ikili var da."

" Ya hayır bu sefer somut bir sebebim var. Bu iki salak çıkmaya başlamış. E ne güzel mi? Nesi güzel ya!?"

" Kapat Chan hyung sinirimi bozuyorsun."

" Bay Bay Minho." dedi Changbin arkadaşının arkasından. Minho sinir küpü gibi bindi arabasına. " Fazla temas yok."

" Tamam, tamam hadi git." dedi Felix sabırsız bir sesle.

" Sana hiç güvenmiyorum ben ağabeyciğim."

" Git abi." diyip kapıyı kapattı. "Odama geçelim." dedi Changbin'e. Changbin de onayladı.

" Changbin yatağa dünkü gibin oturunca Felix üzerine doğru yatıp sarılmış. O şekilde konuşmuştu. " Özledim."

Changbin saçlarını okşayarak kulağına doğru fısıldayarak cevap vermişti. " Ben seni daha çok özledim." Kulağına gelen fısıltı önce biraz onu gıdıkladasa da sonra hoşuna gitmişti. Ani bir hareketle doğrulup Changbin'in suratına bakmıştı.

" Ne?" dedi Changbin anlamlandıramayak. Felix kısa bir öpücük kondurdu Changbin'in dudaklarına " Abim beni tanıyor." dedi Eli Changbin'in yanaklarındayken. Changbin'e doğru eğilip Changbin'in kendisine yaptığı gibi kulağına fısıldadı. " Sınır tanımıyorum."

Changbin meydan okur gibi bir bakış atarak sevgilisini yanağından öptü. Mırıltıyla karışık bir sesle konuştu:

" Öyle mi?"


Nasıl devam ettireceğim? Jdhdhdhd bilmiyorum

PlatonikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin