Eline atılıp ''kabul ediyorum'' dedim. Tiksintiyle elime bakıp '' lütfen temas etmeyelim '' dedi.
Elimi elinden çekip mahcupça başımı önüme eğip gülümsedim. Ellerimi sevinçle sıkıyordum. Kocaman güneş gözlüklerini boyalı platin sarısı saçlarından çıkartıp masaya koyup yine kocaman çantasını açıp cüzdanından kalın bir deste para çıkartıp önüme koyup "bunları al saat 15 de bizim villanın önüne gel kapıdaki güvenliğe adını ver, paranın geri kalanını iş bitimi gece vereceğim. Şimdi gidip karnını falan doyur'' deyip ayağa kalktı. Salınarak kantinden çıkıp gitti.
Arkasında bıraktığı yoğun parfüm kokusu ile uzun bir süre kantinde öylece oturup planlar yaptım. Mezuniyet törenimiz bitmişti. Artık okulla bağlantım kalmamış yurtta ki eşyalarımı bir karton kutuya ve elbiselerimi bir valize sığdırmış onu da okulda ki tek arkadaşım Yıldızın evine bir gecelik bırakmıştım. Cebimde ki son paranın yarısını memleketim Sivas'a gitmek için otobüs biletine verdiğim için okula yürüyerek daha doğrusu koşarak gelmiştim. Bu gece nerde yatacağım hakkında bile planım yoktu. Gerçi Yıldız kendilerinde kalmam için ısrar etmişti ama abisinin beni taciz ettiğinden haberi yoktu ve onlarda kalmam kafese kendisi girip yakalanan av olmam anlamına geliyordu.
Yani bu gece alacağım para ile sıcak ve güzel bir yerde kalabilir yarın da hayatımla ilgili planlar yapabilirdim. Üstelik Miray 'ıh verdiği iş sözü de vardı. Derin bir nefes alıp umut dolu yüreğimle ayağa kalkıp kantinden çıktım.
Tam yıl boyunca önünden geçip kokularını içime çektiğim ama bir türlü içeriye adım atmadığım kebapçıya gidip güzelce karnımı doyurdum. Okul kitaplarımı sattığım sahafa gidip parasızlıktan ayrılmak zorunda kaldığım iki klasik romanımı tekrar satın aldım. Kitapçı amca bir gün önce benden aldığı kitabı iki katı fiyatına bana tekrar satarken gülümseyince ona kafa atmamak için kendimi zor tuttum.
Daha sonra Miray hanımın villasına doğru yürümeye başladım. Aslında birkaç saat sonra Yıldız ile beraber mezuniyet balosuna gidecektik. Yıldız kendisine ve bana kıyafet ayarlamıştı saçlarımızı evde beraber yapacak ve son günümüzde kimseyi umursamadan eğlenecektik. Bunu en çok hak edenlerden ikisiydik dört yıl boyunca birincilik ve ikinciliği kimselere kaptırmamıştık. Asosyal yaşayıp sadece ders çalışmıştık, şimdi halay çekip roman oynamamız gerekirken planlarımda ufak bir değişiklik yapmıştım. Eğer bugün bu işi halledebilir, rolümü başarırsam yarın Yıldızın gönlünü alabilir onunla beraber yemeğe çıkabilirdim. Yürümekten perişan bir halde Miray'ın villasının önüne geldim sıcaktan ve tozdan yapış yapış olmuş saçlarım, yıllardır giyilmekten parçalanmış spor ayakkabının içinden çıkmaya çalışan ayak parmaklarım, giyilmekten rengi solmuş şimdi ise terden benekler oluşmuş tişörtümle güvenlik noktasına vardığımda güvenlik bana para vermeyle koyuverme arasında karasız kalmış bakışıyla baktı.
Gülümsedim, ben olsam para verirdim diye düşünürken ayağa kalkıp kemerinde ki telsize dokunup kasılarak yanıma yürüdü. Arkamdan dolaşıp tüm bedenimi süzerken orada zor duruyordum. Tam karşıma gelip eğilip '' Ne istemiştin bayan'' deyince nefesinde ki korkunç sigara kokusu burnumu acıttı. Sanki sigara içmemiş küllükte su içmiş gibi kokuyordu.
''Miray Hanım beni bekliyordu' 'dedim. Konuşmayı uzatmaya niyetim yoktu. Bana bakıp pantolonunu yukarıya çekişirken derin nefesler alıp düşünüyormuş gibi havaya baktı '' bana böyle bir bilgi verilmedi "dedi.