Bakışları karanlıktı en az benim ki kadar koyu olan gözlerinde beğenimi öfkemi var ayırt edememiştim tek anladığım o gözler beni çoktan çıplak bırakmıştı. Baştan aşağıya incelemesini bitirince gözleri kalçamda takılı kaldı.
Sonra gözlerimin içine bakıp pis bir sırıtışla "Hiç fena değil karıcığım. Miray'ın zevkinden dolayı bu gece evliliğimizi kutsarken en azından güzel bir seçim yaptığı için mutluluk duyacağım" dedi.
Öylece kala kaldım gözlerim olduğundan daha fazla açıldı, ağzım hayretle açıldı kapandı. Zorlukla nefes alıp "Nasıl yani" dedim.
"Bu gece bizim gerdek gecemiz karıcığım, kocalık haklarım gereği bu görevi yerine getirmeliyiz. Yani Miray la bu konuyu konuşmuştuk oda çok mutlu olmuştu sen onun yerine geçtiğine göre bu görevi sen yerine getireceksin "dedi.
Beni dinlemeden öne geçip hızla kapının önünde hazır bekleyen arabalardan birine binip gaza basıp gözden kayboldu.
Öylece şaşkınca korkmuş orada kalmıştım. Dedesi diğer arabanın kapısını açıp hadi kızım dediği zaman arkama bakmadan kaçmak istiyordum.
Hadi ama diye tekrar seslendi. Arabaya gidip arka koltuğa oturdum. Önde babası ve dedesi vardı. Babası öfke ile telefonda konuşuyordu. Eve gelince konuşuruz şimdi olmaz, zaten öfkeliyim hadi kapat hadi geliyoruz" derken dikiz aynasından bana öfkeyle bakıyordu. Yutkunup başımı öne eğdim. Tırnaklarım etime batıyordu.
Kendimi nasıl bir işin içine atmıştım. Beş altı saat içinde tüm hayatımı değiştirmiştim. Şimdi mahkûm gibi bir arabanın arka koltuğunda bilmediğim bir yere gidiyordum. Evliydim ve bir kaç saat sonra hayatımda görüp göreceğim en yakışıklı adamla gerdeğe girecektim.
Sıkıntıyla içimde büyüyen korku boğazımı yakıyor yutkunmamı engelleyip nefes almamı zorlaştırıyordu. Gözlerim akmayan yaşların etkisiyle yanıyordu. Benden nefret eden teyzemi bile özlemiştim. Tekrar yutkundum.
Şahin'in babası yine telefonla bir yeri arıyordu. " Alo durumu nasılmış öğrenebildiniz mi? Hı evet tamam, tamam bir değişiklik olursa mutlaka haber verin tamam " deyip kapattı. Önce bana sonra dedeme dönüp yoğun bakımdaymış, yapılan kalp masajı sayesinde ölümden dönmüş. Bu gece kritikmiş ancak yarın angiodan sonra bir açıklama yapacaklarmış" dedi.
Bu günün tek iyi haberiydi. Dedesi "masaj yapmayı nerede öğrendin " dedi.
" Okuldan kalan boş vakitlerimde ilk yardım kurslarına gittim efendim, ayrıca yaşlı bakım sertifikam da var " dedim.
"Maşallah, okul hangisi peki "
"Anasınıfı öğretmenliğinden bu gün mezun oldum, yarında memleketime Sivas'a döneceğim" dedim.
"Kimsen var mı oralarda " bana bakmadan konuşuyordu. Arabanın içinde ki gerilimden kurtulma umuduyla sohbete sıkıca sarılmıştım.
" Bir teyzem var, başka kimsem yok efendim"
"Efendim de nereden çıktı ne güzel dedeciğim diyordun"
" Şey huzur evlerinde ki dedelere öyle seslenmekten ağız alışkanlığı kusura bakmayın efendim olayların heyecanıyla ağzımdan kaçmıştı" dedim.
" dede de o daha iyi hem artık akraba olduk. Efendim lafını hiç beğenmedim"
Direksiyon başında homurdanan Ahmet'in babası sıkıntıyla kravatını gevşetirken ben yine parmaklarıma bakmaya devam ettim.
Uzun bir süre süratle yol aldıktan sonra büyük bir çevresi yüksek duvarlarla kaplı bir kapının önünde durduk. Demir kapılar yavaşça açılınca içeriye girdik. Kocaman bir bahçe içinde biri büyük üç tane ev vardı. Büyük binanın önünde durunca arabadan indik. Bizim inmemizle kapı hızla açılıp merdivenlerden kollarını açmış koşan küçük çocuk beni görünce birden duruverdi. Melekler kadar güzel olan kız çocuğu benim yanıma biraz çekinerek yaklaşıp bana bakmaya başladı.
Siyah kıvır kıvır saçları güzel yüzünü çevreliyordu. Altı yedi yaşlarında bu şirin kıza doğru eğilip " merhaba ben Asya" dedim.
����W2R��