《²²》

934 107 51
                                    


Camdan gelen tık sesiyle birlikte sıçrayarak uyanmıştım. Hareket etmemle birlikte bedenime acı saplanırken yüzümü buruşturdum. Bir şey cama çarpmış gibiydi. Aynı ses bir kez daha geldiğinde yavaşça yattığım yerden doğruldum ve telefonum alarak cama ilerledim. Telefonumun açma düğmesine basılı tutarak açılmasını beklerken gecenin bu saatinde ne olduğunu merak ediyordum. Uykulu bir şekilde gözlerimi ovalayıp açılan telefonuma baktım. Bir sürü bildirim art arda gelirken saatin gece 2 olduğunu görmüştüm. Perdeyi kenara ittirip baktığımda camıma taş atmaya çalışan birini görmüştüm. Kaşlarım çatılırken daha dikkatli bakarak o kişiyi görmeye çalıştım. Üstündeki montuna sarılmış bekleyen ve camıma bakan kişi Jay'di.

Bununla birlikte gözlerim panikle açılmıştı. Arkamı dönüp baktığımda bir ses olmadığını fark edip rahatlamıştım. Babam ve abim uyuyor olmalıydılar. Tekrar önüme dönüp yavaşça camımı açarak kafamı uzattım. Jay beni gördüğü anda ellerini indirmiş ve bir adım öne adımlamıştı.

"Ne işin var burada?" Sessizce konuşmaya çalıştığımda dudağımdaki yara yüzümü buruşturmama sebep olmuştu.

"Mesajlarıma cevap vermeyince endişelendim." Bakışları boylu boyunca üzerimde dolaşınca rahatsızca kıpırdandım. Yüzümü görmemeliydi. Biraz geri çekilerek gölgede kalmaya çalıştım. Kaşları çatılmıştı.

"Sen iyi misin?" Dudaklarımı yaladım.

"İyiyim ben. Uyuyakalmışım o yüzden görmedim mesajlarını." Derin bir nefes alıp verdim. Bana fazla dikkatli bakıyordu. Onu özlemiştim.

"Aşağıya gelebilir misin?" Başımı iki yana salladım. Bu halimi görmemeliydi.

"Abim ve babam aşağıdalar." Önüme gelen saç tutamını ittirdim. Jay etrafına bakınarak bir şeyler yapıyordu. Aşağıdaki camın kenarına çıktığında endişeyle gözlerim açıldı.

"Ne yapıyorsun?!" Jay beni görmezden gelerek camımın yanındaki ağaca tutundu. Pencere ile zemin arasında fazla yükseklik olmasa da çok tehlikeliydi. Düşebilirdi.

"Düşeceksin Jay in oradan!" Fısıltı şeklindeki bağırışımı umursamamış ve tırmanmaya devam etmişti. En sonunda pencerenin önüne geldiğinde elimi uzattım. Eliyle elimi kavradı ve kendini içeri ittirdi.

"Delirdin mi sen? Sana bir şey olabilirdi." Sinirle konuştuğumda sadece yanıma gelmiş ve kollarını bana sarmıştı. Tuttuğum nefesimi verip kollarımı boynuna sarmak için kaldırdığımda hissettiğim acı inlememe sebep olmuştu. Jay aniden geri çekilip bana baktı.

"Ne oldu?" Acı içindeki yüz ifademi düzeltmeye çalışsam da gerçekten çok acıyordu. Jay ay ışığının yansıttığı yüzüme baktığında ifadesi değişmişti. Endişe ve korkunun harmanlandığı göz bebekleri yüzümü dikkatle inceliyordu. Parmaklarını çenemin altına yerleştirerek daha yakından inceledi. Utançla gözlerimi ondan kaçırdım. Beni böyle görmesini istememiştim.

"Bunu sana kim yaptı?" Her kelimenin üstüne bastırarak konuştuğunda titredim. Gözlerindeki endişe yerini öfkeye bırakmıştı. Elimi parmaklarının üstüne koyarak çekmeye çalıştım.

"Önemli değil-"

"Ne demek önemli değil? Kim yaptı Jungwon?" Dudaklarımı yalayarak gözlerimi gözlerine kilitledim. Şu anda ne diyecektim ki?

"Abim. Ama gerçekten önemli değil-"

"Ne zamandan beri?" Kendine hakim olmaya çalışır gibi gözlerini kapatmıştı. Titreyen dudaklarımı araladım. Bu sinirli hali beni korkutuyordu.

"Uzun zamandır. Artık alıştım merak etme." Çenemdeki parmağı dudağımın kenarındaki yaraya dokunduğunda hafifçe titredim. Gözlerim gözlerinden bir an olsun ayrılmıyordu.

ɪ ᴡɪsʜ ʏᴏᴜ ʟᴏᴠᴇ | ᴊᴀʏᴡᴏɴ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin