《³⁷》

679 81 40
                                    


"Korku dediğiniz film bu muydu şerefsizler neresi korku bunun?" Heeseung hyung söylenerek ayağa kalktı. Film gerçekten de o kadar korkutucu sayılmazdı ancak Sunoo'nun yüz ifadesi hiç de öyle demiyordu. Elleriyle Niki'nin koluna sarıldı.

"Ya Niki bu gece bizde kalsana. Ben tek yatamam amına koyayım." Niki onun bu haline gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı. Oturduğum yerden kalkıp onlara yürümeye başladığımda arkamdan bir iç çekiş duymuştum.

"Benle yatabilirsin hadi tek seferlik izin verdim." Sunoo parıldayan gözlerle Jay'e döndü ve gülümsedi.

"Bir tanesin hyung." Diyerek Sunghoon hyungla sarılıp gülüşen Jake hyunga yandan bir bakış atmıştı ancak ikisinin de dünya umrunda değil gibiydi.

"Neyse, artık başka zaman sevgilim." Niki bunu demesiyle birlikte Sunoo'nun dudaklarıyla kendininkileri birleştirmişti. Nefesimi verirken arkamı döndüm ve keskin bakışlarla dikkatli bir şekilde beni izleyen Jay'le karşılaştım. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirirken gözleri üzerimde gezindi. Bu hareketi yutkunmama sebep olmuştu. Bir anda kanımın kaynadığını hissettim.

"Seni eve bırakmamı ister misin?" Bir süre boyunca konuşabilmek için sakinleşmeyi beklemiştim. Gülümseyerek başımı iki yana salladım en sonunda.

"Gerek yok ben kendim gidebilirim. Sen oraya kadar yorulma." Gözlerim pencereye kaymıştı. Hava çoktan kararmıştı ve aslında kendim gitmeye de korkuyordum. Ama Jay'i yormak da istemiyordum, çünkü burdan oraya gerçekten uzun bir mesafe vardı. Jay benim baktığım yere bakmak için arkasına dönmüş, sonra da bana doğru bir adım atıp eliyle bileğimi kavramıştı.

"Bu saatte tek başına gitmene izin vermem." Sevgililerine veda ederek kapıya ilerleyen Niki ve Sunghoon hyungun peşinden giderken bileğimden çekiştirerek beni de ilerletmişti. Bir şey bile dememe izin vermemesine karşılık oflasam da onu takip ettim.

"Sen nereye Jay?" Jake hyung kaşlarını çatmış bize bakarken Jay benimle birlikte kapıdan dışarı adım atmıştı.

"Jungwon'u evine bırakacağım. Bir iki saate gelirim." Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı eğdim. İnsanlara zorluk çıkarmak sevdiğim bir şey değildi. Jay'e itiraz etmek de istemiyordum. Hem kendim gitmeye korkuyordum hem de onunla geçirebileceğim fazladan bir saniye için bile her şeyi yapabilirdim.

"Sanki yiyecekler sevgilini." Jay Jake hyungun dediklerine gözlerini devirdi.

"Sanane kardeşim, ben öyle istiyorum."

"İyi be ne yaparsan yap bir şey demedik." Sunghoon hyung araya girerek Jake hyungu belinden kavrayıp sertçe kendine çekti.

"Sevgilimin üzerine gitmeyin üzerim sizi." Bize bakarak söylediği şeylere göz devirmiştik. Jake hyung ise eliyle Sunghoon hyungu yanağından kavrayarak ona bakmasını sağlamış ve dudaklarına yapışmıştı.

"Bir sevişmediğiniz kaldı sizin de salaklar." Heeseung hyung hoşnutsuz bir şekilde mırıldandı. Ona katıldığımı belirtircesine başımı salladım.

"Hoon hyung yeter amına seni bekliyoruz hepimiz Jake hyung bir yere kaçmıyor sonra yiyişirsiniz yine." Niki ikisinin arasına adeta dalıp ayırdığında birer tokat yemişti

"Bir vedalaştırmadınız orospu çocukları." İç çekerek Jake hyungun kulağına yaklaştı ve bir şeyler söyledikten sonra bize doğru yürümeye başladı. Jake hyung sırıtarak ona el sallamakla meşguldü. Hoon hyungun ne dediğini gram merak etmemek güzel bir şeydi.

Jay bileğimi kavrayan elini indirerek elimi tuttu. Bende aynı şekilde elini sıkıca tuttum ve yanında yürümeye başladım. Arada ona yandan bakışlar atıyordum. Onunla bu şekilde yan yana ve el ele yürümek hoşuma gitmişti. Eli elime değiyordu, bağımlısı olduğum kokusunu duyabiliyordum. Boy farkımız da fazlasıyla tatlı geliyordu. İstemsizce gülümsedim düşüncelerime. Jay gülümsediğimi görerek gözlerini kıstı ve ne oldu anlamında başını salladı. Ona omzumu silktim.

ɪ ᴡɪsʜ ʏᴏᴜ ʟᴏᴠᴇ | ᴊᴀʏᴡᴏɴ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin