《³¹》

842 100 177
                                    


Niki'lere gülümseyerek el salladım ve uzaklaşmalarını izledim. Derin bir nefes alıp arkamı dönerek yürümeye devam ederken içten içe çok korkuyordum. Abimin öğrendiğini kimseye söylememiştim. Eve gitmeme engel olmak veya benimle gelmek isteyeceklerini biliyordum ancak buna izin veremezdim. Benimle arkadaş olarak bile yeterince uğraşıyorlardı zaten, daha fazla uğraşmalarına gerek yoktu.

Ellerimle tuttuğum çantanın sapını sıktım. Bir yandan onun söyledikleri aklıma geliyordu. Hâlâ konduramıyordum ona. Nasıl yapabilmişti? Sevmeden nasıl dokunabilmişti, öpebilmişti? Daha ayrılalı bir ay bile olmadan başka biriyle tanışmak istediğini söylüyordu. Beni hiç mi sevmemişti?

Derin bir nefes alarak dolan gözlerimi umursamadan gökyüzüne baktım. Belki de artık kabullenmeliydim. Bu hayatta asla mutlu olamayacağımı kabullenmeliydim. Hayallerimin hepsi bir bir yıkılıyordu. Artık geleceğe dair bir hayalim, umudum dahi kalmamıştı. Böyleyken yaşamanın ne anlamı vardı ki?

Ev görüş açıma girdiğinde alaycı bir şekilde gülümsedim. Birazdan abim sinir krizine girecekti, defalarca bana vuracaktı, ağır sözler söyleyecekti. Hiçbiri umurumda değildi bile. Ben kararımı vermiştim çoktan. Bu düşünceyle dudaklarımı birbirine bastırdım. Anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açarken abimin seslerini duyabiliyordum. Bana istediğini yapabilirdi. Hatta öldürürse bana iyilik bile yapardı. Ölümden korkmuyordum. Aksine bana kurtuluş gibi geliyordu. Annem de bu düşünceyle intihar etmemiş miydi zaten?

"Gel buraya aptal orospu çocuğu." Abimin sakin kalmaya çalışan sesini duyduğumda tepki bile vermedim. Sessizce salonda ilerleyerek koltuğa yayılmış olan bedeninin önünde durdum. Doğrulup ayağa kalktı ve bana doğru ilerledi. İfadesiz gözlerimi ona dikmiştim. Bu saatten sonra bana ne olacağı umurumda değildi. Dayanacak gücüm yoktu artık hiçbir şeye. Beni hayata bağlayan bir şey de yoktu.

Yüzümde hissettiğim baskı sonucunda başım yana dönerken yanağımda bir yanma hissetmiştim. Tepki vermeden yutkundum. Gözlerimi kapatarak kendimi bırakırken bu sefer abimin sözlerini duymuyordum bile. Darbelerini hissetmiyordum. Sadece hafifçe gülümsüyordum. Aklımdan hayatımın en mutlu günleri geçiyordu. Hepsi onunla olmuştu. Her ne kadar beni bıraktığı için ondan nefret etsem de bir yandan da minnettardım. Benim gibi zayıf ve ezik birine şans vermişti sonuçta. En azından onun sayesinde güzel anılarım olmuştu. Bu bile benim için fazlasıyla yeterdi.

"Gitmiyorsun okula falan bitti. Ben seni bir kere uyarmıştım, bir daha olursa affetmem demiştim." Gülümsemek için dudaklarım gerinirken hissettiğim acıyı ve ağzıma gelen kan tadını umursamadım. Abim benim bu halime kaşlarını çattı.

"Tamam, gitmem." Bu kadar çabuk kabul etmem onu şaşırtmıştı. Neredeyse bir saate yakındır beni hırpalarken söylediği ağır sözcükler kafamda dolanıyordu.

Sonunda kendimi zar zor yürüyerek odama taşımıştım. Yapacağım şey yüzünden belki de asla affedilmeyecektim, ancak bunu umursamayacak kadar kendimden geçmiştim artık. Yorulmuştum. Tükenmiştim. Bitmiştim. Her insanın bir sınırı vardı. Benim sınırım çoktan geçilmişti. Dayanamıyordum.

Burnumu çekerken bir damla yaşın gözümden damlamasına izin verdim. Yatağıma baktım, çalışma masama, dolabıma, dağınık kıyafetlerime, kitaplığıma baktım sessizce. Hepsine bir bir baktım. Gözlerim en son o pencereye takılmıştı. Onun beni görmek için tırmandığı pencere. Gülümsedim. O gece bir sürü söz
verilmişti. Şuan ise bu halde olmamız komikti. Verilen her söz tutulamıyordu. Bende anneme verdiğim sözü tutamayacaktım.

Burnumu çektim ve telefonumu elime alarak hiçbir şeyden habersiz yazışan arkadaşlarımın mesajlarına baktım bir süre. İçimdeki suçluluk duygusu dakikalar geçtikçe kabarıyordu. Yapmaya karar verdiğim şey sonucunda onların üzülmesini asla istemiyordum. Onlar her anımda yanımda olmuşlardı, beni desteklemişlerdi. Şimdi onları yüzüstü bırakacak olmanın yükü vardı üzerimde.

ɪ ᴡɪsʜ ʏᴏᴜ ʟᴏᴠᴇ | ᴊᴀʏᴡᴏɴ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin