3.Bölüm

636 34 0
                                    

Alp Kutluer:

Önümdeki bardak ağzına kadar doluydu ve içilmemişti. Dumanı tütüyordu. Dumanın arkasında bana bakan üniversitedeki en yakın arkadaşımı görüyordum. Demin kalkmış olmasına rağmen sandalyede daha önce üstüne oturulmuş gibi bir hissiyat bile yoktu. Belki de onu gördüğüm her an ortalığın buz kesişindendi. Büyük yeşil gözlerinin aynı anda seksen farklı duyguyla titreyişini gördüğüm her an içimde artan boğucu histendi. Bilmiyordum.

"Düşündüğün şeyi tahmin ediyorum." dedi Emre.

Düşündüğüm şeyi tahmin mi ediyordu?

Hayatımı sikip atan kızla onu kantine girdiğim an bir masada baş başa görüyordum ve Arden'in yüzünde ufak bir gülümseme gördüğümü hatırlıyordum.

"Ve kesinlikle yargılamıyorum çünkü öyle gözüküyor gibi olabilirdi ama asla böyle bir şey yok Alp." diye devam etti. Hah. Sikime anlatsın. Bir erkekti. Bende bir erkektim. Ve Arden ne kadar nefret etsem de ne kadar iğrensem de tanımayan birinin gözünde inanılmaz ateşli bir hatundu. Ve bir erkek ateşli bir hatun görürse kardeşini bile satabilirdi. Doğamız buydu. Çünkü beynimiz devre dışı kalabiliyordu. Ve bacaklarımızın arasındaki alet, tamamen kontrolü ele geçirebiliyordu.

"Serhat yanındaydı." dedi. Serhat dediği ilk an aklıma pek insan gelmedi ama üçüncü saniyede mimarlığın erkek orospusundan bahsettiğini anlarken kaldırdım kafamı. Göz göze geldik. "Ve Arden onu tanımıyor. Okulda yeni. Senin eski sevgilin oluşu ve ondan neredeyse nefret ediyor oluşun önemli değildi çünkü senin eski sevgilindi ve o kız Serhat'tan dört yaş küçük. Serhat'ın düşürmeye çalıştığı kızları kurtarma harekâtı başlattığım falan yok ama iki yıldır ağzını bıçak açmıyor ve hayatına tek bir kızı almıyorsun bile. Demek ki unutulmamış mevzular var ve senin unutamadığın hatunu okulun erkek orospusu...alsın istemedim." dedi. Alsın demek yerine çok daha kaba bir tabir vardı kafasında. Benim beynime cümle o şekliyle girmişti. Rahatsız edici bir durumdu. Ama Emre...doğru olanı yapmıştı.

Arden saf bir kızdı. Anlamazdı çünkü. Serhat'ın amacını sezse bile tam olarak o hareketi görene kadar garip şeyler olduğunu düşünmezdi. Kesinlik beklerdi. Ve Serhat Arden'i çiğ çiğ yerdi. Ya da başka şeyler işte.

"Tamam." dedim sadece. Emre derin bir nefes aldı.

"Bak gerçekten..."

"Tamam. İlgilenmiyorsun Arden'le anladım." dedim.

"Evet. Bilirsin ben sarışın severim. Kumrallar senin ilgi alanındır." dedi. Kumrallar değil, bir zamanlar tek bir kumral ilgi alanımdı ve bu hala süren bir durum değildi.

"Konuşmayı sevmiyorsun biliyorum ama Yasinler gelene kadar... Alp o kızda bir şey var. Mutsuz." dedi. Kaşlarımı kaldırdım.

"İnsanları anlamam ve çözmem uzun sürmez. O kız mutsuz ve hani bazı kızlar çevresine tam olarak...üzüntü enerjisi verir. Mutlu göründükleri anda bile bilirsin ya olmadıklarını. Arden öyle. Mutsuz. Depresif ya da melankolik değil. Tamamen farklı bir durum ve bu senin yüzünden mi neden bilmiyorum ama kızı tanıyan sensin."

Arden'i tanıyan ben miydim?

Benim tanıdığım Arden, on beş yaşındaki Arden'di. Ve on altı. On yedi, on sekiz. Ama bu Arden benim tanıdığım Arden değildi. Bu Arden farklıydı ve en ufak ilgilenmiyordum.

"Daha az umursayamazdım Emre. Gerçekten." dedim. Emre derin bir nefes aldı. "Hem bu insan sarrafı sikikliğin nereden çıktı senin? Sana ne ve daha da önemlisi bana ne? Mutsuzsa mutsuzdur. Beni ilgilendiren bir insan değil." dedim. Yorum yapmadı. Derin bir nefes alırken arkama yaslandım. O arada kantine giren Yasin ve Kağan'ı görünce içim rahatladı çünkü Emre'nin kafamı sikişini daha çok duymak istemiyordum.

HAYAT VE AY (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin