4.Bölüm

603 37 3
                                    

Arden Evaluna Zorlu:

Lisedeyken okulu çok severdim.

Her şey o kadar güzeldi ki lisede. Yani o zamanlar öyle gelmezdi. Biraz soğuk bir insan olduğumdan dolayı sınıfımda en yakın arkadaşım diyebileceğim biri asla olmazdı ama bu durumda herkes arkadaşım oluyordu. Herkesle konuşurdum. Dokuzun sınıfın aralık ayında ise Alp birden bana mesaj attığı için sevgili olma yoluna girmiştik. Sınıftakiler sevgili olduğumuzu anlayınca 11.sınıfa giden adamla mı sevgili oldun demişlerdi ama tebrik eden de olmuştu.

O kadar güzeldi ki lise. Her gün Alp'leydim. Eve giderdim ve annemle yemek yerdim. Akşam babam da gelirdi. Evde çok mutluyduk. Annem babam ve ben. Harika zamanlardı. Harika günlerdi. Her şey harikaydı. Alp harikaydı. Dört yıl boyunca ara ara kavga etmiş olsak bile o kadar harikaydı ki her şey gerçekten lise çok güzeldi.

Sonra işler boka sarmıştı.

Ben işler en başta liseden ilk Alp mezun olunca boka sarar sanmıştım. Mezuna bıraksa da bir şekilde bozulur ayrılırız diye ödüm kopmuştu ama olmamıştı böyle bir şey.

Ama sonra babam olmuştu. Bir gecede ayrılmamızın sebebinin ben kaynaklı olacağını hiç düşünmezdim ama oluvermişti. Yapacak bir şeyim yoktu bu durumda. Olan olmuştu ve rezil bir şeydi ama bir şekilde geçerdi.

Ülkeye geri dönme kararım ise her şeyi garipleştirmişti.

Alp hiçbir zaman İstanbul'da okumak istememişti. O her zaman İzmir'de kalmayı düşünürdü. Dokuz Eylül'e gitmeyi istiyordu. Bense Ege istiyordum. Evde kalacaktım. Annem babam ben olacaktık. Bir de Alp olacaktı.

Yıldız Teknik'teydim. İstanbul'daydım. Annem ölmüştü. Babam gelemezdi. Alp ve ben kalmamıştık.

Hayat iyi geçirmişti suratımıza.

Üniversiteyi ise hiç sevmiyordum.

Babamın bana para yollamayacağını biliyordum. En hızlısından parasız kaldığımda dönmek zorunda kalacağımı biliyordu. O yüzden bir süredir iş bakıyordum. Özge de birkaç arkadaşına haber salmıştı. Tüm derslerim sabah olduğundan gece çalışmam çok daha mantıklıydı. Bulur muyduk bilmiyordum ama bulamazsak büyükbabamla iletişime geçmeyi düşünüyordum.

Madem asla geri dönme diyordu, o zaman bana para yollamalıydı ki dönmemeliydim bu şekilde.

Özge: Akşam seni bir yere götüreceğim.

Telefonuma gelen ani mesajla önümdeki kirazlı çayı bırakıp ekranı açtım.

Arden: Nereye?

Özge: Bir garsona ihtiyaç olan bir bar. Hem eğlenmiş olacağız hem de ortamı beğenirsen işe girersin nasıl fikir?

Arden: Çok iyi.

Özge: Yavrumsun.

Gülümsedim ve çıktım sohbetten. Dersim bitmişti ama bir çay içip eve gitmek istiyordum. Evde tek olacaktım ve bunu istemiyordum. En azından okulda etrafta birilerini izliyordum ve bu şekilde geçiyordu günler.

Aralığın on yedisindeydik.

Babam her gün arıyordu. En son açtığım günden sonra mesajlarda daha yumuşak şeyler yazmaya başlamıştı. Aslında üzülüyordum ona. Aramıştı ve ilk açışımda hıçkıra hıçkıra ağlayışımı duymuştu.

Özlemiştim de babamı. Ama gidersem beni bırakmazdı. Özlemiş bile olsam bir daha o hayatı yaşamak istemiyordum.

Çayın son yudumundan sonra bardağı da alıp masadan kalktım. Kantinden çıktığım anda bardağı çöp attım. O sırada gördüm Alp'i. Emre ve tanımadığım iki çocuklaydılar. Çocuklardan biri ve Emre sigara içiyordu. Montlarıylaydılar.

HAYAT VE AY (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin