14.Bölüm

555 40 3
                                    

Arden Evaluna Zorlu:

"Çay?"

"Ah hayır. Mümkünse sıcak çikolata." dedim İnci'ye bakarken. Güldü.

"Hayırdır?"

"Türkçe finalinden çıktım ve hiçbir zaman bir Türkçe sınavının bu kadar zor olduğunu görmemiştim." dedim. İnci güldü tekrar.

"Bitmedi mi hala sınavlarınız sizin?"

"Bu sondu." dedim. Kafasını salladı. Parayı öderken "Senin sınavların ne halde?" dedim.

"Bittiler çoktan. Bitti bizim dönem."

"Sen hep burada mısın?" dedim.

"Evet. İstanbul'da oturuyorum zaten. Ailem zorlamıyor eve dön diye ve ben de yazın gidiyorum sadece bir aylığına." dedi.

"İyiymiş." dedim sadece. Gülümsedi.

"Sen? Dönüyor musun evine?"

"Yok. Benimkiler yurt dışında. İstanbul'dayım ben yani."

"Ne güzel. Buralardasın yani?"

"Aynen."

"İstersen...numaranı verirsen yani takılabiliriz. Bizimkilerle falan tanıştırırım seni. Hem zaten çoktan bizim sınıftan birini tanıyorsun." dedi. Ona Arda'dan bahsetmiştim ve aynı sınıfta olduklarını öğrenmiştik. İkisi de hukuk okuyordu İstanbul'da. Bana dediğinde göre Arda'nın yakın arkadaşlarından biri, şu an adını hatırlamıyordum, onun eski sevgilisiydi. Garip bir tanışıklık olsa da bir tanışıklıkları vardı bir şekilde.

"Olur." derken telefonumu çıkarıp ona uzattım. Numarasını yazdı ve bana bırakmadan kendini çaldırdı.

"Selam." sesiyle kafamı çevirdim. Emre'ydi gelen. Yanında yine Yasin vardı.

"Selam." dedim. Emre'den bir süredir uzak duruyordum. Uzun bir süredir sanırım. Sınavların başlaması da epey işime gelmişti bu konuda ama arada selamlaşıp duruyorduk.

Ha bir de benim kolyem hala gümüşçüdeydi ve adam hala sallıyordu bizi. Özge arasa bile sallıyordu artık hatta.

"Naber?" dedi Emre.

"İyi. İnci ile okul falan konuşuyorduk. Siz?" dedim ikisine de.

"Bütünlemeden çıktık. Evlere dağılmadan öylece oturuyoruz." dedi Emre. Yasin de kafasını salladı.

"Ne vereyim size?" dedi İnci ikisine.

"Çay alalım biz." dedi Yasin. İnci çayları doldurmak için arkasını dönerken "Arden bir sorun mu var?" dedi Emre birden.

"Efendim?" dedim.

"Biraz modun düşük gibi."

"Ah...Türkçe finalinden çıktım ve zordu." dedim hızlıca. Evde TYT Türkçe bile çalışıyor olsam bir şekilde gerçekten her şey zordu. Ama o kadar da umursamamıştım. Şu an üstümdeki bu hal genel mutsuzluğuma ek olan Emre'ye soğuk yapmak zorunda hissedişim ve dün Mert'le olanlardı. Ayrıca tüm gece de annemin kutusunu açamadan öylece oturup kutuyu izlemiştim ve uykusuzluk da modumu düşürüyordu yeterince.

"Bu kadar mı?" dedi Emre. Sanki içimi okuyormuş da yalan söylüyorsun biliyorum dermiş gibi bakıyordu ve bu gerçekten çok korkunçtu.

"Evet." dedim. Bekledi. İnci çaylarını verirken parayı ödedi.

"Arden bir sorun varsa konuşabiliriz." dedi Emre. Dayanamadım. Arkadaşım olmasını istiyordum ve sadece arkadaşım olarak kalmasını istiyordum.

"Biz...arkadaşız değil mi?" dedim birden.

HAYAT VE AY (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin