15.Bölüm

582 37 0
                                    

Alp Kutluer:

Annemi öldürdüler benim.

Öldürdüler.

Annem öldü değil. Kalp krizinden hık diye gidiverdi değil. Öldürdüler. Dövdüler sonra öldürdüler. Sıra kızında dediler. Annemi öldürdüler.

Sadece yarım dakika geçmişti. Arden kantine gireli sadece yarım dakika geçmişti. Kalmıştık. Dördümüz de öylece duruyorduk. Şaşkındık. Hepimizi öyle dumur etmişti ki tek ben değil onu gram tanımayan Kağan ve Yasin bile kalakalmıştı.

Öldürdüler. Zorladı babam. Sıra bendeymiş.

Bir dakika oldu. En sonunda Kağan boğazını temizledi. Ona baktık üçümüz de. O konuşur sandım ama Yasin açtı ağzını.

"Sen ne biçim bir ucubesin amına koyayım?"

Emre'ye yönelikti bu laf. Emre ise yutkundu sadece. Yasin susmadı. "Gerçekten ne biçim bir beynin var lan senin? Adam gururundan konuşmuyorsa ben adamın yanında kızla fingirdiyorum diye anlatayım değerini anlar mı dedin? Bu nasıl bir kafa lan?" dedi. Emre'ye baktım. Bu muydu durum? Gerçekten bu muydu yaptığı?

"Niye gitmedin?" dedi sonra Yasin bana. Kaşlarımı kaldırdım. "Karı utanmadı etmedi her boku ortaya döktü hepimizin önünde. Ağzına sıçtı bıraktı. Ne var lan yüzün mü yok yoksa hala mı gururlusun? Gururunu siktiğimin pezevengi! Ne biçim insanlarsınız lan siz? İkinizin de amına koyayım!" dedi.

"Yasin yavaş." dedi Kağan sessizce.

"Lan ne yavaş? Bir tanesi kıza kardeşim çekmiş günlerdir bize manita diye anlatıyor! Diğeri al senin olsun dediği kıza gidip terso davranıyor. Kız ağzına geleni saydı ne bir bok yaptınız ne durdurdunuz. O kız ne halde şimdi? Ben tanımıyorum kızı kusura bakmayın ne senin kadar kardeşim..." derken Emre'ye baktı. Sonra bana dönerken "Ne de senin kadar eski sevgilim." dedi.

"Dokunma dedi..."

"Sana şimdi bir dokunurum, olmayan rahmini döller üçüz doğurturum sana!" dedi Yasin ani bir parlama ile beni keserek. Yutkundum. Ne yapacağımı gram bilmiyordum. Gitmeli miydim? Peşinden gitsem yetişir miydim? Ne yapıyordu? Ağlıyor muydu? Çok uğraşmıştı karşımda ağlamamak için.

Bir daha yutkundum. Tam o an hızır gibi telefonum çaldı. Cebimden çıkarırken ekrana baktım. Annemdi arayan. Üçüne baktım. Sonra hiçbir şey söylemeden yanlarından uzaklaşırken açtım telefonu.

"Efendim?"

"Alp? Ne yapıyorsun yavrum?" dedi direkt. Kantine girdikten sonra üst kata çıktım.

"İyi anne eve gidiyorum. Sen?"

"Oh ne güzel. Sınavın nasıldı? Geliyor musun? Ne zaman gelirsin?" dedi. Gülümseyemedim. Yüzüm donmuştu.

"Anne bir şey soracağım." dedim aniden hiçbir sorusuna cevap vermeden.

"Efendim?" dedi hafif şüpheli bir sesle.

"Alexandra Zorlu'yu hatırlıyor musun?"

"Arden'in annesini mi?" derken şaşkındı sesi. Bahsetmezdik Arden'den. O da biliyordu.

"Evet."

"Hatırlıyorum?" dedi tereddütle.

"O kadın...mezarı falan var mı? Nerede biliyor musun?"

"Alp ne oluyor?"

"Anne..."

"Alp."

"Arden bizim okulda." dedim sonunda. Sustu. Bir süre ses vermedi.

HAYAT VE AY (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin