27.Bölüm

454 30 1
                                    

Arden Evaluna Zorlu:

"Sinir problemli ve inanılmaz kindar sevgilini her şeyi mahveden geri zekalı arkadaşıyla Şitana gibi boktan bir yerde konuşmaya yollamış birine göre çok rahat oturuyorsun koltukta." dedi Özge alayla yanıma oturmadan hemen önce. Lidya da diğer yanımda oturuyordu. Yine yapmış olduğu kurabiyeleri ve elmalı turtayı yerken dalga geçmek için açtığımız saçma sapan bir diziyi izliyorduk.

"Bir şey olmaz çünkü." dedim. Pek güven verici bir açıklama değildi. Alp'e saat yedide naber yazdığımda bana sana çok kızgınım diye cevap vermiş olabilirdi ama bir saattir ses soluk yoktu.

"Alp'i hiç tanımasam da ben bile mevzuda şu kolyeyi koparan çocuğun kolunu götüne sokacağına eminim." dedi Lidya.

"Emre aşkım onun adı." dedi Özge.

"Çok isim var ve ben erkeklerden nefret ediyorum. Umurumda değil yani." dedi Lidya. Güldüm.

"Bak bak!" dedi Lidya televizyonun ekranına bakarak. "Geri zekalı. Sanki yatağa anasını atacak piç kurusu." dedi Özge.

"Kız bu çocuğu affedip dönmez umarım." dedi Lidya.

"Hamile ama ya. Belki konuşurlarsa halledebilirler." dedim.

"O adamla yapılacak tek şey kafasını kesmek." dedi Lidya.

"Sevgi pıtırcığı Lidya'dan sonra bu terminatör çok garip." dedi Özge.

"İnsanların etinden yemek pişiren, kıymalı börek yapan birine dönüşecek yakında." dedim. Lidya ikimize de gözlerini devirdi.

Ortadaki sehpadan bir dilim daha elmalı turta koydum tabağıma. Geriye yaslandıktan sonra diziyi izlemeye devam ettim. O sırada telefonum çaldı. Lidya tam kendine turta koyduğundan telefonumu bana uzattı. Aynı anda "Alp." dedi. Hızlıca aldım telefonu.

"Karakoldan arıyor kesin! Ay Arda'ya haber verelim de avukat tanıdık bulsun." dedi Özge.

"Yok be. Alp öldürse saklar bence." dedi Lidya.

"Ha ha." derken telefonu açıp kulağıma dayadım.

"Alo?"

"Selam." dedi direkt. Sesinden pek bir şey anlamak mümkün değildi.

"Selam."

"Naber?"

"İyi sen?"

"İyi. Ben evin önündeyim. Gelebilir misin?"

"Nasıl? Bizim ev mi?" dedim şaşkınca.

"Aynen."

"Ben...geleyim." dedim zar zor. İkisi de bana baktı şaşkınca.

"Tamamdır bebeğim görüşürüz."

"Görüşürüz." dedim ve kapattım telefonu.

"N'olmuş?" dedi Özge.

"Bilmiyorum. Aşağıdaymış." dedim ve kalktım.

"Çağırsana çocuk bir şeyler yesin." dedi Lidya orta sehpadaki turta, iki çeşit kurabiye ve makarna salatasını gösterip.

"Yok ya..."

"Yok yok çağır çocuğu." dedi Özge.

"Neden?"

"Çünkü sevgilinle tanışmak istiyoruz." dedi Lidya hiç dolandırmadan.

"Ama..."

"Hadi hadi." dedi Lidya.

"Aman buna mı kaldık?" dedi Özge ve yerinden kalktı.

"Nereye?" dedim ama o koltuğun arkasına dolanıp camı açtı.

HAYAT VE AY (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin