Bölüm şarkısı: Güncel Gürsel Artıktay- Bana Da Sorma
(Yazarken ağlamış, dinlerken yaşamış olabilirim, şiddetle tavsiye ederim ndmdmdkdm)Pusat'dan...
Boğazımdaki iğrenç tat ve burnuma dolan o silik koku gözlerimi aralamaya yetmiş hatta artmıştı. Evdeydim, bütün bedenim ağrıyordu.
"Uyandı!"
Bir anda yükselen seslerle bakışlarım etrafa döndü. Kortaç, Ela, Aytaç, Kürşat. Hepsi başımda korku dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Asya!"
Yaşanılan her şey bir bir aklıma düştüğünde yattığım yerden hızla doğruldum. Yoktu, herkes vardı, herkes buradaydı ama o yoktu. Benim dünyam yoktu.
"Asya nerede? Buldunuz mu onu? Haber var mı?"
Kimseden ses seda çıkmıyordu.
"Benim ne işim var lan o zaman burada?"
Üzerimde herhangi bir şey yoktu ve omzundan karnıma doğru kalın bir sargı sarılıydı.
"Abi yaralısın anlamıyor musun sen? Biz araştırıyoruz, bulacağız Asya'yı ama o buraya geldiğinde görmesini istediğimiz son tablo sen ve mahvolmuş halin."
Başımı iki yana salladım. Yattığım yerden kalktığımda komodinin üzerinde duran telefonuma bildirim gelmişti.
Bilinmeyen bir numaraydı ve gönderilen şey resimdi. Hızla mesaja tıkladım.
Resim gözlerime değdiği gibi bedenim olduğu yere mıhlanmıştı. Asya yerde yatıyordu, üzerinde o gün giydiği elbise vardı ve yattığı yerler kan içindeydi.
"Abi ne oluyor?"
Bir mesaj daha geldi.
0532; Bizimle oyun oynama derken senin hayatındaki piyonlarına da alacağımızdan bahsetmemiş miydik? Tüh. Bir mezarı bile olmayacak mı senin müstakbel karının şimdi?
"Asya."
Gözlerim buğulanıyordu, bütün algılarım kapanmıştı ve asla gördüklerim gerçekmiş gibi gelmiyordu. Ölmüş olamazdı, benim dünyam beni terk etmiş olmazdı.
Benim miniğim dağ ayısını bırakamazdı. O da biliyordu kendisi olmazsa dağ ayısının artık yaşamayacağını, kaldıramayacağını, dayanamayacağını.
"Hayır hayır hayır!"
Elimdeki telefon Kortaç'ın eline geçerken odada hıçkıra hıçkıra ağlama sesleri duyulmaya başlamıştı.
Hepsinin yakasından tutup kendimi göstermek istiyordum. Ben yaşıyorum, insan dünyası ölse yaşayabilir mi, diye hepsine Asya'nın yaşadığını göstermek istiyordum. Ama hiçbirine gücüm yoktu.
Ben miniğimi, kızımı, her şeyimi bu kadar özlemişken hiçbir şeye gücüm yoktu.
Ellerimle kulaklarımı sertçe kapattım. Duymazsam anlamaz, anlamazsam yaşardım.
Önce odadan daha sonra evden çıktığımda bedenimde başlayan hiçbir ağrı kalbimdekinin yanından geçemiyordu. Ben yaşadığımı hissetmiyordum.
Ben Asya' sız yaşamıyordum, yaşayamazdım.
"Abi nereye!"
Adımlarım hızlanırken nereye gideceğimi bilmeden öylece yürüyordum. Nerede olduğunu tıpkı şu an nefes alıp almadığı gibi bilmiyordum.
Her yeri aramıştık, günlerdir polisle beraber bulabildiğimiz her mekana eş zamanlı baskınlar yapmış bir şekilde girebilecekleri her deliğe bakmıştık. Ama hiçbirinde benim miniğim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GASTRONOT FRAMBUAZ
HumorUraz şefim o pastacıyı öyle yaylana yaylana karıştırırsan dibini sen temizlersin, elimi bile sürmem haberin olsun." Yüzündeki şerefsizlik akan gülüşü her daim olduğu gibi yerindeydi. "Fatma Şefin dediği üzere pek bir becerikliymişsin sen pastacı kon...