Bölüm 42 - Şokum Şok Olmuş-

198 16 29
                                    

Aytaç'dan...

Bende insanım. Benim de sabrım var. Benim de bir sınırım var. Kendimi tutamadığım anlar var.

Sabrımın sonu olduğunu söylemiş miydim?

Dudaklarıma yapışmıştı ve benim duvar gibi duruşuma inat daha da direniyordu. Bu kadın bende ne istiyordu?

İçimden kendimle konuşmalarım ve telkinlerim bir halta yaramadığı gibi tam tersine karşımdaki kadının beni bu denli istekli ve ısrarcı öpüşü işi benim için çok farklı boyutlara götürüyordu.

Kendine gel oğlum! Sen ne testlerden geçtin, askeriyede ananı ağlattılar senin buna mı yenileceksin?

Evet gibi...

HAYIR!

"Nur."

Belindeki elimi ittirmeye çalışsam da ensemdeki elini daha da bastırdı.

"Nur pişman olacaksın sabah."

"Siktirtme şimdi pişmanlığı Aytaç!"

Hayır, klasik kadınlar küfür edince itici duruyor tantanasını yapmayacağım ama ondan asla böyle bir şey beklemediğim tam olarak yüzümden belli oluyordu.

Tam olarak mal gibi kalmıştım.

Zaten dudaklarımın üzerinden verdiği cevapla öpüşüne devam ederken alt dudağımı dişlerinin arasına alışı artık bende büyük bir şalteri indirmişti.

İtmek için belinde tuttuğum ellerimi bu defa sarmalamak için kullanıp bedenlerimin dokunuşlarını dudaklarımızla yatıştırmaya başladım.

Bu hoşuna gitmiş olacak ki gülümsemeye başlamış ve ensenimdeki ellerini kendine mümkünmüş gibi daha da çekti.

Kendini geri çekip büyük bir kahkaha attığında ne olduğunu anlamaya çalışan beynim, "siktir et edebiyatı öp gitsin" diyen aklımla ezeli bir yarışa girmişti.

"Sana söylemiştim Aytaç."

Bakışlarımı gözlerinden alamıyordum.

Hassiktir, ne oluyordu lan bana!

"Hı?"

Kahkahasını devam ettirip ellerini geri çekti. Ve bu defa zamp gibi ona yapışan kişi ben olmuştum.

"Sana benden hoşlanırsın demiştim. Tamam itiraf ediyorum, bunun için çok büyük bir hile yaptım ama yüzündeki o salak hal için değerdi. Ama sana kötü bir haberim var, ben senden hoşlanmanın yanından bile geçmiyorum."

"Hı?"

Tamam, artık gerçekten kendime gelmem gereken durumda ve andaydık.

Masadan bir tekila daha alıp kafasını dikti ve arkasına bakmadan ama tam olarak sekiz çizerek ve etrafta sağlam bir eşya bırakmayarak çıkışa doğru yürüyordu.

Hem adamı bulamamıştık, hem de bu kadın kör kütük sarhoş haliyle bana kalmıştı anasını satayım!

"Nur!"

Sesimin ona gittiğinden eminim ama o büyük ihtimalle asla duymamayı tercih ediyordu.

"Kendinde değilsin, durur musun artık?"

GASTRONOT FRAMBUAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin