10

350 42 83
                                    

"Katsukiii~ Azıcıkta benimle ilgilen hayatım..." İzuku cilve yapa yapa gelip Katsuki'nin arkasından sarıldığında sarışın gülüp arkasını dönmüştü. İzuku şimdi onun kalp atışlarını duyuyordu. "Benim güzelim ilgi isterde ben vermez miyim?" diyerek önündeki kendine kıyasla birkaç santim kısa oğlanı kalçalarından tutup kaldırdı ve ilerleyerek yatak odasına çıktı.

Sevgili olmalarının üstünden birkaç hafta geçmiş, İzuku hastanedeki yerine geri dönmüştü. Katsuki ise birkaç kötüyle ilgileniyordu. Şu zamanlar etraf çok sessizdi. Bu durum içinde bir şüphe oluşturuyordu. Fırtına öncesi sessizlik, diyebilirdi bu duruma. İzuku sorsada "Sorun yok." diyor, onu korkutmak istemiyordu. Ama bu sessizliğin uzun süreceğine garanti veremezdi.

Yatağa yatırdığı yeşil gözlü oğlanın kiraz dudaklarına minik bir öpücük kondurmuş ve geri çekilmişti. İzuku'nun kolları hala boynundaydı. "Yarın yoğun musun?" dedi Katsuki yanına uzanırken. "Hayır, hatta biliyor musun, izinliyim. Cerrah sayısı çoğaldı hastanede bir anda ve bu yüzden bana çok fazla hasta düşmüyor artık." Katsuki gülümsedi. "Buna sevindim. Yorulmanı istemiyorum." İzuku kaslı göğüsten kafasını kaldırdı ve kırmızı gözlerle buluşturdu zümrütlerini. "Sen neden sordun peki?"

"Hiç, yarına ufak bir rezervasyon yaptırdım da. Birlikte yemek yeriz diye düşündüm. Hem, uzun zamandır dışarıda çok çıkamıyoruz." Yanağına bir öpücük kondurdu sevgilisinin. Ardından öylece uzandı üstünde. "Elbette gideriz. Ama sabah bir yere uğramam gerek."

"Nereye?"

"Aiko tek kalıyor yarın akşama kadar ve bakıcı hastalanmış, gelemiyormuş. Benden rica etti Uraraka." Katsuki başını salladı usulca. İida'yı tanıyordu ama Uraraka'yı çok tanımıyordu Katsuki. Aiko'yu da fotoğraflardan falan görmüştü. "Aslında," dedi. "Yarın bende geleyim seninle. Birlikte çocuk bakarız." İzuku heyecanla doğruldu. Gözleri parladı. "Harika olur! Evliliğe ön hazırlık gibi!" Katsuki 'evlilik' kelimesinde takılı kalmıştı. "Benimle evlenmeyi istiyorsun yani?" dedi. İzuku'nun yavaş yavaş yanakları pembeden kırmızıya renk değiştirirken karnına vurdu sarışının.

"İstemesem niye sevgili olayım? Hem, yirmi sekiz olacağım şurada. Artık bir aile kurmak istiyorum." Katsuki uzun zamandır bu gerçeği düşünmemişti. O yirmi sekizken, Katsuki'de yirmi yediye geliyordu. Yavaş yavaş yaşlanıyorlardı. İzuku diyene kadar bunu unutmuştu bile. "Haklısın. Hadi evlenelim." İzuku güldü. "Sakin ol koca adam. Daha birkaç hafta anca oldu sevgili olalı. Yavaş, yavaş."

***

Sabah kalkıp hazırlandılar ve evden çıktılar. Uraraka kahvaltıyı hazırlamış, evden çıkmak üzereydi oraya gittiklerinde. Aceleyle kapıda ayakkabılarını giyerken de işleri sıralıyordu. "Yapılacaklar listesini ben dolaba yazıp astım. Oğluma iyi bakın, gözleri önünde de fingirdeşmeyin lütfen." dedi ve çıktı evden. Katsuki gülerek içeri geçmiş ve masaya oturmuştu. İzuku'da Aiko'yu oyun halısından alıp masadaki bebek sandalyesine oturtmuştu.

Annesinin yaptığı püreyi yedirmeye başladı İzuku. Çokta severek yiyordu Aiko püresini. "Aferin benim yeğenime. Ne de güzel yiyor!" diyerek sevişini izliyordu Katsuki. "Çocuk ne de yakışıyor kucağına senin ya. Bir tanede biz yapalım." İzuku son kaşığı da yedirip tabağı masaya bıraktı ve sevgilisine döndü. "Nasıl olacak o? Erkeğiz ya ikimizde?"

"Aman canım bir quirkle hallolur bence." Katsuki omuz silkip ağzına bir zeytin attı. İzuku gülerek kahvaltısına devam etti. Arada peynir falan da yediriyordu Aiko'ya. Sonuçta altı aydan büyüktü yani. Kahvaltıları bitince Aiko'yu aldı sandalyesinden ve Katsuki'nin kucağına verdi. Katsuki'yi televizyonlardan tanıyan küçük oğlan sevinerek sarı saçlarla oynamaya başladı. İzuku güldü. "Galiba küçük bir hayranın var." Katsuki gülerek onunla oynamaya başladığında İzuku'da masayı ve mutfağı topladı.

Öğle yemeğinden sonra Aiko'nun ana kucağınıda alarak aşağı inmişlerdi. Kaldıkları sitenin parkında onu oynatmaya başlamışlardı, hepsi keyif almıştı tabii. Biraz oynadıktan sonra geri eve çıkıp Aiko'yu yatırmış ve salona geçmişlerdi. "Çocuk bakması çok yorucu ama çokta güzel. Çok tatlı değil mi?" dedi İzuku. Katsuki başını salladı ve saçlarına bir öpücük bıraktı sevgilisinin. "Bizden güzel ebeveyn olur bence." dedi. İzuku güldü. "Neden olmasın?"

Bir süre sessiz kalarak Uraraka'ya durum raporu verdi İzuku. Katsuki'de yerde kalan bir kaç oyuncağı sepete atıp halıyı topladı. "Ah, bu arada," dedi İzuku. "Rezervasyon kaçta?" Katsuki yanına oturup başını omzuna yasladı. "Sekizde." İzuku başını salladı. "Uraraka yedide gelecekmiş. İida bu gece devriyedeymiş." Katsuki kaşlarını çattı. "Bugün benim şirketten iki stajyer devriye gezecekti ama." İzuku omuz silkti. "Belki buranın değildir ya." Katsuki bunu mantıklı bularak umursamadı.

***

Uraraka'yla görüşüp eve geldiklerinde ikiside duş alıp hazırlanmaya başladılar. Katsuki üzerine beyaz gömlek ve siyah kumaş pantolonla, rugan ayakkabılar tercih etmişti. Üç düğme üstten açıktı, buğday teni gözler önündeydi. Birde altın kolye sarkıyordu boynundan aşağı. İzuku, oversize zümrüt yeşili gömlekle koyu gri dar paça giymiş, ayağına da spor ayakkabı tercih etmişti. Oversize gömleğin birkaç düşmesi açıktı ve ucunda kar tanesi olan altın bir kolye vardı boynunda.

Hazır olduklarında çıkıp arabaya bindiler ve mekana gittiler. Dışarıdan büyük bir rezidans görüntüsü verilmiş restorant, çok şık duruyordu parlak ışıklarıyla. Binaya girdiklerinde valeye anahtarı verdi Katsuki. Ardından on sekizinci kata çıktılar. Balkonda hazırlanmış masaya oturttu onları personel. Manzara çok hoştu. Şehir uzakta kalıyordu ve bu sayede yıldızlar daha parlak gözüküyordu. "Ee, nasıl buldun?" dedi Katsuki. İzuku mutlulukla karanlık gökyüzünü, gökyüzünde parlayan ve etrafı aydınlatan dolunayı inceliyordu. "Katsuki, burası resmen harika. Gökyüzü ne kadar canlı gözüküyor..."

Elini tuttu sarışın, "İşte benim böyle yerlere ihtiyacım yok." dedi. İzuku anlamayarak ona baktı. "Neden ki?" Katsuki onun bu şapşal haline güldü. "Çünkü ben o yıldızları, parıltıları senin gözlerine bakınca da görüyorum." Aldığı iltifatla utanan İzuku, bu iltifatın altında kalmak istemiyordu. "Bana diyorsun ama," diyerek başladı lafına. "Senin gözlerinde kaç kere yandığımı bilmiyorsun. O yakıtların alevli parıltısının beni nasıl erittiğini görmüyorsun."

Yemeklerini yedikten sonra birer şarap içip kalkmış ve aşağı inmişlerdi. Arabayı valeden aldıktan sonra oradan ayrıldılar. Eve geldiklerinde İzuku ikisine birer kahve yapmış ardından sevgilisinin yanağından öpüp çalışma odasına geçmişti. Yarın önemli bir ameliyatı vardı. Katsuki'de odasına geçip uyumuştu hemen. Aiko yormuştu onları sanırım. Eh, şarabında etkisi vardı biraz.

______________________

Gün bitmiyor ki misafirler siktir olup gitsin amk valla bıktım biri beni kacirsin biletlerde pahalanmis 😭😭😭😭

Okuduğunuz, yorum yaptığınız ve oy verdiğiniz için teşekkür ederim. Sizleri çok ama çoooookkkk kocaman seviyorum. Öptümmmm😍😘💕

doktor civanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin