16

208 25 69
                                    

İzuku

Tatilden döndükten sonra bavulları boşaltıyordum. Katsuki'de ajansa gitmek için hazırlanıyordu. Kahraman kostümünü giydikten sonra yanıma gelip arkamdan belime kollarını doladı. Boynumdan öptü ve geri çekildi. "Basına açıklamayı düşünüyorum bugün. Ve sen itirafı izledikten sonra asla sosyal medyaya girmiyorsun, televizyon açmıyorsun." Güldüm. "İkimizde. Ve birbirimizi tek bırakmayalım. Bende seninle ajansa geleyim, Aiko ile birlikte." Başını salladı. Neden böyle dediğimi gayet iyi biliyordu.

Aiko ile aşağı inip onu uğurladıktan sonra içeri geçip işlerimi halletmiştim. Artık üç yaşında olduğu için biraz zorlanmıştım Aiko ile. Çünkü bayağı hiperaktifti. Salonun düzenini değiştirmiş ve koltuğu öne çekerek ona çitli bir alan hazırlamıştık. Orada oyun oynarken işlerimi hallediyordum lakin bazen ağladığı oluyor, bazense oyuncakları fazlaca etrafa saçtığı. Unutmamak lazım ki bir de üç yaş sendromu vardı artık. Herşeyi kendisi yapmak istiyordu.

İşlerimi hallettikten sonra Aiko'yu da kucağıma alarak salonda oturmuştum. O kafasını omzuma koyup uyku moduna geçtiğinde bende telefonu elime almıştım. Aldığım anda Katsuki'den 'televizyonu aç' mesajı geldiğinde yanımdaki kumanda ile hızla televizyonu açmıştım. Kanal aramaya başlamış ve en sonunda birine denk geldiğimde ekranda Katsuki'yi görmüştüm. Sesini açtım.

Kürsüye yavaş yavaş çıkarken alttaki yazıyı okudum. 'Ani basın açıklamasını öğrenmek üzereyiz.' yazıyordu. O mikrofonu ayarladıktan sonra sakince konuşmaya başladı. Yanında Todoroki ve Kirishima'da vardı. "Öncelikle hepinize selamlar. Hepinizde şok dalgası yaratacak bir haberim var." Kalabalıktan fısıltılar yükseldiğinde elini uzatarak susturdu onları. "Evleniyorum!" Birini elini kaldırarak söz hakkı aldı ve "Kim bu kadın? Ne zaman tanıştınız, nerede tanıştınız? Düğüne basın mensupları da gelecek mi?" diye sorduğunda moralim bozulmuştu. Kadın olduğunu düşünmeleri biraz garip hissettirmişti.

"Öncelikle soru sormayın cevap vereceğim. Aslında hepinizin tanıdığı bir isim. Lakin yanlışınız var, bir kadın değil, o bir erkek." Tekrar fısıldaştılar. "Tahminlerim var!" dedi biri. "Ünlü cerrah İzuku Midoriya!" diyede tahminini söyledi. Katsuki alkışladı. "Yanlış olsaydı azar yiyecektin. İzin almadan konuştun. Ve evet doğru, İzuku Midoriya ile evleneceğiz. Aiko'da artık bizim oğlumuz. Sevmeyebilirsiniz lakin saygı duymak zorundasınız!" Elini masaya vurdu sinirle. Kaşları çatıldı. "Eğer onu üzecek birşey yapın, engel olmaya kalkın, bitiririm sizi!"

Duruşunu düzeltti ve "Bu kadar. Dağılabilirsiniz." diyerek kürsüden indi. Kameralarda en son eline telefonu aldığını gördüm. Ondan sonra da zil sesini duydum. Telefonu açıp kulağıma dayadım. "Televizyonu ve bildirimlerini kapat güzelim." dedi ve kapattı. Televizyonu kapattım ve telefonu elime aldım. Kapatmak için ayarlara girdiğimde merakıma yenik düşerek Twitter'a girdim. Anında hastagler oluşturulmuştu. Kimisi sevinirken, kimisi hakaretler ediyordu. Birkaçını okuduktan sonra kapattım ve bıraktım telefonu. Bu kadar saygıdan yoksun insan olması garip gelmişti.

Aiko'yu yatağına yatırdıktan sonra aşağı inip yemek hazırlamıştım. Katsuki'de biraz sonra gelmişti zaten. Gelir gelmez dudaklarına yapıştım. "Seni çok seviyorum bunu biliyorsun değil mi?" diyerek alınlarımızı birbirine yasladım. Gülümsedi ve "Bende seni çok seviyorum." dedi. "Merak etme güzelim, olaylar bir haftaya durulur." diyerekte elimi okşadı. Ona güveniyordum. Her bir sözüne hemde. O verdiği sözleri tutardı.

Şimdi ise işin zor tarafındaydık. Homofobik olan kişilerin saldırma ihtimali vardı. Kendim için endişelenmesemde Aiko'nun psikolojisini olumsuz etkileyebilirdi bu durum. Kesinlikle çok dikkatli olmamız lazımdı. Artık iki yaşına girmişti ve çoğu şeyi anlayabiliyor, konuşabiliyordu. Ki çokta nazlı bir oğlandı o. Herşeyden korkabilirdi.

Yemek masasına oturduktan sonra sessizleşmiştik. Lakin fazla uzun sürmemişti. "Düğünümüzü nerede yapalım?" dedi ve sessizliği bozmuştu. Gülümsedim ve elimdeki çubukları bıraktım. "Burada yapmayı çok isterdim ama yasalar imkansız kılıyor." Anlayışla başını salladı. "Buradan bahsetmiyorum bende zaten. Yurtdışı." Düşündüm. "Fransa olsun." Klasik gelebilirdi ama Eyfel Kulesi'nin altında düğün fotoğrafımızın olmasını çok istiyordum.

"Bir haftaya ayarlıyorum o zaman herşeyi. Ve şey, akraban var mı gelmesini istediğin?" Başımı iki yana salladım. Kimsem yoktu ki benim. "Sizden başka kimsem yok ki benim." Kollarını belime doladı ve boynuma kokulu bir öpücük bıraktı. "Seni seviyorum güzelim." dedi. Kokusunu içime çektim ve "Bende. Herşeyden çok." dedim.

Yemekten sonra bana mutfağı toplamamda yardım etmişti. Birlikte güzel bir kahve ve yanına da enfes bir tatlı alarak bahçeye çıkmıştık. Yıldızlar bu gece çok net gözüküyordu. Orta sehpadaki bebek telsizinden ağlama sesi duyduğumda "Ben bir bakıp geleyim." diyerek yanından kalkmıştım. Üst kata Aiko'nun odasına çıktığımda beni görür görmez susmuştu. Kollarını yatağın korkuluklarından bana doğru uzatmıştı. "Ay benim aşkım kucak mı istiyormuş?" diyerek onu kucağıma aldım. Altındaki bezi ve üstündekileri çıkartarak sıfır kollu ve su yeşili olan zıbınını giydirerek kucağıma aldım. Hava zaten sıcaktı. Efil efil gezsindi çocuğum.

"Bak babası kim uyanmış?" diyerek yere bıraktığımda koşarak Katsuki'ye gitmişti. Katsuki onu kucağına alıp havada döndürdüğünde sevinçli çığlıkları sessiz bahçeyi şenlendirmişti. Bahçedeki o çok sevdiği yıldızlı led lambayı da yaktığımda onları izleyerek gülüyordu. Bizde onu izleyerek gülüyorduk. Nasıl da güzel olmuştuk...

Gece geç saatlerde Aiko'da Katsuki'de uyurken gelen mailleri cevaplamak ve kontrol etmek amacıyla bilgisayarı açmıştım. Lakin bir sürü gereksiz e-maille karşılaştım. Çoğunluk ne kadar yakıştığımızdan bahsederken birçok kişi de öldürmekle tehdit ediyordu. 'İida'nın çocuğunu da kendiniz gibi ibne yapacaksınız! Üçünüzü de öldüreceğim!'

Hiç birini umursamadan iş ile vesaire olan mailleri cevapladım ve tam çıkmak üzereyken yeni bir mail düştü. Ki bu çok daha dikkatimi çekmişti. Girip okumaya başladığımda içimde şüphe uyansada bundan sabah Katsuki'ye bahsetmeliydim.

'Hey, merhaba İzuku Midoriya. Sizin ilişkinizin başından beri gerçek olması için dua ediyordum! Ve özgünlüğümle sizi sevindirmek istiyorum. İki erkek çocuk yapamayacaksınız, lakin bu doğal yollarla;) Benim özgünlüğüm tüp bebek. İki kişinin genlerini alarak birleştiriyorum. Eğer düşünürseniz, bana buradan ulaşabilirsiniz, detayları konuşuruz. -Kira.'

_______________________________

Sizce kabul etmeliler mi?

BU ARADA SİZİ COK OZLEDİM BEEENNN

İstanbul'da çok eğleniyordum ama dönmek beni psikolojik olarak çok kötü etkiledi. Psikolojik rahatsızlıklarım aldı başını gidiyor ama kimsenin umrunda değil...

Burada teselli buluyorum. Sizin yorumlarınızla...

Herneyse öyle yani.

Bir dahaki bölümde görüşmek üzereee🥺👋🏻💓

doktor civanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin