13

278 30 39
                                    

Ajanın söylediği günden üç gün öncesiydi. Ajansta toplanan kahramanlar kalan son birkaç iş ile ilgilenirken Katsuki'nin masasının önünde oturmuş planı tekrar gözden geçiriyordu İzuku. Nasıl bir karması olacaktı bu işin? En çok merak ettiği de buydu. Sadece bana zarar gelir umarım, diye çok kez dua etti içinden.

"Güzelim, sence de çok olmadı mı? Beş saattir planı inceleyip duruyorsun. Beni korkutuyorsun." Katsuki ayağa kalkıp İzuku'nun önünde çömeldi. İzuku ona aniden sarıldığında şaşırmıştı lakin gecikmemişti karşılık vermekte. Bir müddet sarılarak öylece beklemişlerdi. Katsuki, İzuku'nun ne düşündüğünü biliyordu. Karmayı düşünerek kendini paralıyordu. Korkuyordu. "İzu," Yumuşakça söylenen ismiyle kafasını kaldırdı odunsu kokular barındıran omuzdan. "Efendim sevgilim?" dedi.

"Karma için endişelenme. Hiçbir şey olmayacak." İzuku yorgunca gülümsedi. Umuyordu. Sadece umuyordu.

***

Ertesi gün yavaştan ve çaktırmadan şehri boşaltmaya başlamışlardı bile. Hapishane bulunan şehirleri de gizlice boşaltarak tek bir insan bile kalmadığında şehir dolu görüntüsü versin, ortalıkta gezen kötüler, bu planın başındakine haber vermesin diye bir quirkle hologramlar yarattılar. Gerçekçi hologramlar sayesinde şehir dolu gözükürken Katsuki gülümsemişti.

Ajansa döndüklerinde birkaç kahraman harici kimse yoktu. Toplantı salonuna geçip durum polemiği yaparakta iyice pekiştiriyorlardı planı. Savaşa kahramanlar harici kullanışlı quirkleri olan insanlardan da katılan olacaktı. Bu kişilerden biride Ochaco'ydu. Aiko'yu annesi ile birlikte o köye gönderirken içinde kötü bir his vardı. Bebeğinden ayrılmak istemiyordu ama o burada kalamazdı.

"Aiko'm umarım ağlamaz." dedi etraftaki kimse konuşmazken. İida karısına destek olmak istercesine omzundan tutup kendine çekti ve alnına bir öpücük kondurdu. "Bizim oğlumuz o, ağlamaz. Sen hiç merak etme güzelim benim." diyerek teselli ediyordu. İzuku onlara bakarak gülümserken omzuna konan ele döndü. Katsuki gülümseyerek ona bakmış sonra kulağına eğilmişti. "Belki bir gün bizde böyle oluruz. Çocuğumuzu düşünürüz işlerimizle ilgilenirken." İzuku'yu güldürmüştü bu.

***

Savaş anı, gelip çatıyordu. Saat bir olmuştu bile. İzuku hazır pozisyonda beklerken saatini kontrol etmiş, ardından arkasındaki kahraman ordusuna "Son altı dakika!" diye seslenmişti. Bir süre sonra yer sallanmaya ve binalar çökmeye başladığında geri dönüşü olamayacak bir yola girmişlerdi bile. Bir anda bir sürü kötü şehir merkezine indiğinde kahramanlar bir süre beklediler. Yaşadıkları şaşkınlığı izlemişlerdi, kimsenin olmayışı onları dumura uğratmıştı.

O şaşkınlıktan yararlanarak herkes olduğu yerden çıkarak saldırmaya başlamıştı bile. Kötüler daha onun şaşkınlığını atamazken karşılarında birde kahraman ordusu görünce gözlerindeki şaşkınlık ve korku uzaktan bile belli oluyordu. İzuku hızla üzerine gelenleri kilit noktalarına vurarak, elindeki silahla yaralayarak hallederken aynı zamanda analiz yapıyordu. Birinin kulaklıkla konuştuğunu gördüğünde hem dövüşüp hem başkalarını izlemeye başladı. Kendi kulaklığını aktifleştirdi daha sonra. "Onlarda da kulaklık var! Destek istiyor olabilirler! Dikkatli olun."

Üstüne gelen kötülerden kurtulmak adına açık bir alana koşmaya başladığında o kadar kalabalıktı ki, bir sürü kişiyle çarpışmış, köşeye sıkışmış kahramanlara yardım etmişti. Birine çarptığında özür dileyerek geçmeyi düşünüyordu lakin kolundan tuttu o kişi. "İzuku! Benimle kal." Katsuki'ydi bu. İlk birkaç saniye o mu değil mi, emin olmak istedi. Lakin gözlerindeki o ışıltı başka birinde asla olamazdı. "Tamam." diyerek üstlerine gelen kötüleri savurmaya başladığında hem fiziksel olarak hemde zihinsel olarak kendini zorladığı için görüş alanı kayıyordu. Dayanırdı, biliyordu. Dayanmalıydı.

doktor civanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin