Başkaların istek ve şartlarını yerine getirmek zorunda olan bir kızın başına gelen olayları anlatıyor
-Bunca olandan sonra son durağım lübnan mı olacaktı yoksa daha fazla sürünecek miydim?
*o kızın gözündeki çaresizlikti insanı hüzünlendiren
KEYİFLİ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BAŞLANGIÇLAR GÜZELDİR AMA SONUNU BEKLEYENLER İÇİN DEĞİL..
∞______________🌔______________∞
KEYİFLİ OKUMALAR🤎
Çok mu şey istedim diye düşünüyorum. Fakat bir kanıya varamıyorum. Artık kendi hayatımla ilgili karar bile veremiyorum. Sanki bir fanusun içine hapsulmuş kukla gibi emredileni yapıp geri fanusun içine gömülüyorum. Şuanda hepimiz Devran kayaoğlu sayesinde o fanusun içinde sessizce oturuyorduk.
Yazardan.. Evdeki derin sessizliği zilin yüksek derecede rahatsız sesi bozdu. Makbule hanım mutfaktan koşar adım kapıya bakmaya gitti.
Ev halkının gözü solan girişinde kimin geldiğini merakla beklerken . keyifle olanları izlemek için daha rahat bir şekilde yerini aldı Devran Kayaoğlu.Makbule hanım kapıyı açıp gelenlere hosgeldin diyip geri mutfağa geçince
Adar, yanında elini tutmuş olduğu kızı da alıp salona doğru yürüdü
Salondan içeri girdiklerinde "Selam millet" dedi adar yayvan ağzıyla
Dila gördükleri karşısında taş kesilmişti.
Kardeşi şuan en büyük nefreti olan adamın kardeşiyle el ele tutuşmuş pişkin pişkin sırıtıyordu.
"Deniz" diyebildi kurumuş boğazından çıkan tek kelime buydu çünkü. Öyle bir deniz demişti ki sanki tüm denizler tıpkı boğazı gibi kurumuştu.
"Ablam" dedi deniz adarın elini bırakıp, kollarını açarak ablasına doğru ilerledi. Ablasının afallamış olduğunu fark etmişti ama umursamadı.
Deniz yerine çivi gibi çakılırken Dila ayağa kalkıp denizin karşısına geçti. "zorladılar mı seni, tüm bu olanlar için" Dila önce emin olmak istiyordu. Kız kardeşi böyle bir aptallığı yapmazdı.
Adar araya girerek "ayıp oluyo ama yeng.."diyemeden
Dila onu susturdu"sen sakın konuşma"
Adar cevap verecekken bir çıft kara gözün üzerinde volta attığını görünce yerine sindi.
"Söyle ablacım neyle tehdit ettiler seni"
"Abla ne tehdit etmesi ya , ben kendi isteğimle adarla evlendim."
Dila artık kafayı yemek üzereydi.
"Ne demek evlendim"
"Az önce nikahımız kıyıldı ve Evlendim abla. biz adarla birbirimizi seviyor.." deniz sözünü tamamlayamadan dila yüzüne okkalı bir tokat attı. Denizin eli bir hışımla yanağına dokundu inanamıyordu ablası ona tokat atmıştı. Sadece adarı sevdiği için tokat yemişti.
