Başkaların istek ve şartlarını yerine getirmek zorunda olan bir kızın başına gelen olayları anlatıyor
-Bunca olandan sonra son durağım lübnan mı olacaktı yoksa daha fazla sürünecek miydim?
*o kızın gözündeki çaresizlikti insanı hüzünlendiren
KEYİFLİ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HAYATIM ONLARIN ELİNDEKİ OYUNCAKTI..
🌒
Dila nutku tutulur bir vaziyette karşısındaki adama bakıyordu. Ne diyordu o? Karısı mıymış?
Bir çukurdan çıkıp başka bir çukura atlamak gibi bir şeydi bu. Asla kabul etmezdi.
"Böyle bir şey olmayacak çık konaktan"dedi dila hafif yüksek sesle
"Sessiz ol , hakim dayı istemese bende evlenmem senin gibi boşanmış bi kadınla ama onun emeği üzerimde fazla. Ve ben kabul etmişken senin etmemen umrumda değil işime bile gelir."
Evet dilaya şimdiden yapıştırılmıştı boşanmış kadın lafı. Evet boşanmıştı iyiki de yapmış milletin ağzı torba değil ki büzesin bırak istedikleri kadar konuşsun.
Ama onunla evlenmezdi. Yeni özgür olmuşken tekrar bir adamın hapsi altında kalamazdı.
O kendi ayakları üzerinde durmak için okumuştu emeklerini boşa harcayamazdı.
"Çık şu konaktan, bir kızın odasına böyle girmen doğru değil" dedi ayağa kalkıp onu kolundan tutup kaldırırken.
"Sen alışkınsındır erkekleri odana almaya, şimdi bunun nesi doğru değil"
Dilanın ağzı bir karış açılırken kendini zor tutup "Doğru konuş, çık odamdan"diyip kolunu bırakıp göğsünden itmeye çalıştı.
Ferzan yerinden kıpırdamazken, tekrar konuştu "Doğruyu söyle ben kaçıncı kocan olucam"
İşte bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Daha fazla dayanamayıp ferzana tokat attı. "Terbiyesiz çık odamdan,çık git şurdan"
Ferzana bi dedesi tokat atmıştı birde bu kadın Başka kim cesaret ederdi.
Dilanın kolunu tuttuğu gibi bileğini sıktı. "Doğrular söylenince zoruna gider tabii, bir daha ... bir daha olmasın zarar vermek istemiyorum emanetsin ama zorlama"dedi ferzan sanki sabahtan beri zarar vermemiş gibi
Kimse duymuyormuydu onları yoksa duyupta gelmiyorlar mıydı?
Ferzan genç kızın bileğini serçe bırakıp çıkıp gitmişti.
Neydi bu dilanın yaşadığı. Dedesi , onu nasıl bir kuyuya attığının farkında mıydı?
Olabildiğince kendini toparlayıp dedesinin odasının önünde soluğu aldı.
Kapıya üst üste vurup bağırdı.
"Dede kalk...kalkta torununun acizliğine bak"
Yaşlı çift duydukları sesle birbirlerine baktılar yoksa mizgin söyledimi diye düşündüler.
