Motor Camiası

8.BÖLÜM

     4 gündür Pera evde yoktu ve Efsun sürekli başımın etini yiyip duruyordu. Evine gidip baktığımda orada da yoktu, şimdi ise 4 günün sonunda prova yaptığı yere gidiyorduk. Efsun, Pera'yla konuşurken bir dans salonundan bahsettiğini söyledi. Sevgili kardeşimin sonunda aklına geldiği için oraya anca gidiyorduk.
   
     Kızı bulsak bile ne diyeceğim ki? Gölge'yle bağlantısını bile çözemedim. Gölge'nin o olma ihtimali yoktu, öyle olsaydı yaptığımız yarışta ikiside aynı anda olmazdı. Diyelim o, yarışta birinden yardım almalıydı, alsa alsa Efsun'dan alırdı ki kardeşim bilseydi bana söylerdi. Söylemese bile birseyler karıştırdığını anlardım. Eminim, Pera'nın Gölge'yle bir yakınlığı vardı. Bunu çözmem için o kızın gözümün önünde olması gerekiyor. Birde annemin neden bizim evde kalması gerektiğini söylediği var. O kızın kim olduğunu bulacağım. Gölge'yle nasıl bir bağlantısı olduğunu da bulacağım.

     Dans salonuna gelmemizle beraber Efsun motordan inip hızla içeriye koştu. Ben kaybolsam bu kadar endişelenmezdi. Yürüyerek içeriye girip Efsun'u buldum. Danışman da bulunan bir kızla konuşuyordu. Konuşması bitmiş olacak ki bana dönüp eliyle gel işareti yaptı. Komutuna uyup yanına doğru ilerledim. "Ne oldu?"

     "Buradaymış, hadi." Diyerek kolumdan çekmeye, bense onu zorlamayarak peşinden gitmeye başladım. Geldiğimiz yer kocamandı, uzun bir koridoru ve duvarlarda belli aralıklarla cam kapılı odalar vardı, her bir cam kapının üzerinde sayılar yazıyordu. Efsun sırayla bütün kapıları geçerek üzerinde 9 yazan cam kapının önünde durdu.

     İçerisi fazla kalabalıktı, dans edenler ortada, izleyenler ise onlara bir alan bırakacak şekilde yan yana diziliydiler. "Orada." Efsun'un gösterdiği yere doğru bakmaya başladım. İzleyenlerin arasındaydı, yanında bir erkek vardı. Çocuk ona birseyler anlatmasına rağmen Yeşil Şeytan onu dinlemiyor dans edenleri izliyordu. Efsun tam kapıyı açacakken onu durdurdum. "Biraz bekle." Dediğimi yapıp elini kapının kolundan çekti.

     Dans edenlerin şarkıları bitince ortası boş kaldı. Yeşil Şeytan'ın yanında oturan çocuk onun kulağına birsey söyleyip ayağa kalktı, ardından ortada bulunan boşluğa geçti. Onun geçmesiyle beraber arkasına dört kişi daha geçti. Hazır olduklarını belirten bir baş hareketiyle beraber içeriyi Mark Ronson'un Uptown Funk şarkısı doldurdu. Şarkı baştan başlamamıştı belli bir kısımdan başlatmıştılar.

     Şarkının başlamasıyla beraber anında onlarda dans etmeye başladılar. Hareketleri fazla uyumluydu, hem şarkıyla hemde birbirleriyle. Basta Yeşil Şeytan'ın yanında bulunan çocuk vardı. Grubun lideri gibi duruyor. Yanımdaki kızların konuşmasıyla odak noktam onlar oldu, "Yalın çok güzel dans etmiyor mu? Baksana yine grubun başını aldı." Anlaşılan çocuğumuzun adı Yalın'dı. "Evet çok fazla iyi." İki kızın konuşmasına başka bir çocuk dahil olmuştu. "Pera'nın üzerine kimseyi tanımam kızlar, kabul edin Pera Yalın'dan da iyi."

     "Bizim için her zaman Yalın, Berk. Sen ne anlarsın ki, ayrıca şu kızda ne buluyorsunuz anlamıyorum ben bile ondan daha iyi dans ediyorum." Eminim Yeşil Şeytan bu kızdan daha iyi dans ediyordur. Buzda nasıl kaydığını görmüştüm, hareketleri fazla iyiydi. Burası buz değildi ve bu kızın beton yerde ne işi vardı? Yalın'ı savunan kız tekrar konuşmasıyla onu dinlemeye devam ettim, "Hem Gaye dururken Pera'da kimmiş?"

     "Gaye mi? Saçmalama Elif, Pera'nın o kızdan daha iyi olduğunu sende biliyorsun."

     "Hayır canım, Gaye ve Yalın her zaman bir numaradır." Gaye mi? Umarım bu Gaye düşündüğüm kişi değildir.

      Ben onların konuşmalarına dalmışken birden bir alkış tufanı koptu, anlaşılan Yalın bey dansını bitirmişti. Genellikle kızların hayran dolu bakışları ve elleri kızaracak derecede alkışlamaları vardı. O sırada bütün binayı kaplayan bir anons duyuldu; "Pera Sarmaşık çekim zamanı.. Pera Sarmaşık çekim zamanı."