Bölüm 6

897 161 71
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

Baş komutan Jagran hemen karşısında durmuş sırtını duvara yaslamış ona bakıyordu. Genç kadın başını sertçe iki yana salladı. Ne diyeceğini bilemeyerek Zain denen adama ve baş komutana baktı.

Zain, neşeli bir şekilde güldü. "Gerçekten de büyük bir mahzeniniz varmış" dedi neşeli bir şekilde. "Ancak biz askerlerin içmesi yasaktır. Bu yüzden burada olduğumuz süre içinde mahzeni kapattırmak durumunda kaldık. Ekibimizdeki herkes asker değil ve benim de sarhoş toplamaktan daha önemli işlerim var" dedi.

Zihni biraz pusluydu. Ancak neyden bahsettiğini az çok anlayabiliyordu. Şarabın etkisi kadar yorgunlukta onu baya etkilemişti. Olduğu yerde sallanmaktan kendini alamıyordu. "Teşekkürleri kabul ediyorum" dedi hafifçe başını sallayarak.

Buna karşılık Zain bir kahkaha atarken Jagran'ın kaşları çatıldı. Öne doğru bir adım atarak kadına baktı. "Bir aşağı Mısırlı" diye mırıldandı. "Muhtemelen de Makedon taraftarısındır" dedi yüzünde aşağılayan bir ifade belirdi. "Bu gözler her şeyi açıklıyor zaten. Makedonların sunduğu özgürlük anlayışını mı destekliyorsun?"

Şu Negroid mevzusundan bahsediyordu herhalde. Gözlerini gören herkesin onu bu şekilde yargılamasından sıkılmıştı. Başını iki yana salladı. "Nereden bilebilirim ki, efendimiz?" diye sordu en sonunda. "Ben doğduğumda Negroidler çoktan yok olmuştu. Ayrıca ben yetimim. Siyasetten anlamam"

Zain karnını tutuyordu artık. En azından birileri onu eğlenceli buluyordu belli ki. Ne yazık ki şu dikkat çekmeme işini becerememişti. Başını yana eğip Jagran'a baktı. Yine çok korkutucu görünüyordu ama sakinleşmişti ve artık o kadar da tehditkâr durmuyor gibi görünüyordu. Hatta bir şekilde yüzündeki aşağılayan ifade değişmiş gibiydi ya da belki de Ren çok fazla sarhoş olmuştu.

Jagran'ın yüzü ifadesiz bir hal aldı. "Doğru kökenlerin yüzünden seni yargılayamam" dedi en sonunda şaşırtıcı bir şekilde. "Ancak anlamadığım bir şey var. Madem yetimsin ve tapınağa bir gelir sağlayamıyorsun o zaman seni nasıl kabul ettiler?"

Elbette ki okumak için paraya ihtiyacı vardı. Ya parası olacaktı ya da ailesi ona bir yer sağlayacaktı. Ne yazık ki Ren her ikisine de sahip değildi. Genç kadın dudaklarını büzdü. "Usta Khufu beni yanına aldı" dedi sakin bir şekilde. "Köle olarak satılmadan hemen önce."

Hatırlaması hoşuna giden bir anı değildi. Dahası fazla kanlıydı. Ancak doğru olan buydu. Henüz on beş yaşındayken gözlerinden dolayı çok değerli bulunmuştu ve bir köle olarak iyi para getireceğine inanmışlardı. Anne ve babası bu yüzden onu satmaya karar vermişlerdi. Alıcısı bile hazırdı ancak Khufu sefil haldeki çocuğu görmüştü ve ona yardım etmek istemişti.

Ya da belki de sadece yeni öğrencisini algılamış ve ona doğru gitmişti kim bilir? Sonuç olarak Ren, ailesinden kurtulmuş ve tapınağın kollarına sığınmıştı. Ayrıca para getirmiyor değildi. Sadece yasa dışı olduğu için kayıtlara geçemiyordu o kadar.

Esnememek için verdiği savaşı kaybedince eliyle ağzını kapattı. Jagran'ın ondan gelen şarap kokusunu aldığından emindi. Bu saçma sorgunun daha ne kadar süreceğini merak ediyordu. Zihni kapanmamak için kendisini zorluyordu ve zorlandıkça daha da uykusu geliyordu.

"Burada olduğumuz süre içinde gece sokağa çıkmak yasak" dedi Jagran sakin bir şekilde. "Sumaru'da çok durmayacağız ama bu şehirde kara büyücülerin olduğuna dair bir ihbar var"

Sakin kalmalı mıydı emin değildi. Ne tepki verirse yeterince inandırıcı olurdu onu da bilmiyordu. "Ama ben dışarı çıktığımda daha bu kararı almamıştınız" dedi en sonunda. "Yani ben bir kural çiğnemedim. Aksi halde Efendi Zain bana söylerdi. Söylemeyip çıkmama izin verdiyse bu onun suçu"

Dudaklarının kenarında minik bir kıpırtı gördüğüne emindi. Gerçi kafası o kadar dönüyordu ki hiçbir şeyden emin olamıyordu. Olduğu yerde sallandı ve öne doğru sendeledi. Efendi Jagran bir kolunu ona uzattı ve düşmesine engel oldu.

Teni gerçekten serindi. Aynısefa ve sandal ağacı kokuyordu. Hem de gerçekten yoğun bir kokuydu ve çok güzel geliyordu. Başını onun koluna yasladı ve kollarına tutunup gözlerini kapadı. "Sadece birazcık uyusam yeterli" diye mırıldandı.

Zain ve Jagran, inanamayan gözlerle birbirlerine baktılar. Evet, kadının sarhoş olduğunu fark etmişlerdi ancak bu kadar olduğunu sanmıyorlardı. Kadın, Jagran'ın kolunu kendisine yastık yapmıştı ve salyası akmaya başlamıştı bile.

"Ne baş belası bir okul bu böyle?"

Zain onun isyanına karşı gülmemek için kendisini zor tuttu. Daha önce kimsenin Jagran'a bu şekilde davrandığını hiç görmemişti ve çok uzun zamandır onunla beraberdi. Adamın ciddiyetini korumaya çalıştığını görebiliyordu. "Korkmadığı çok açık" dedi neşeli bir şekilde. "Bence çok komik"

Hayır, korkmuyor değildi. Korkuyordu. Sadece zeki bir kadındı ve korkusunun kendisini ele geçirmesine izin vermiyordu. Sadece ahmaklar korku hissetmediklerini iddia ederlerdi. Jagran, başını çevirdi ve rahat bir şekilde kadını Zain'in kucağına itti. "Onu odasına götür" dedi sert bir şekilde. "Ve gözünü üzerinden ayırma. Ustası kadar tuhaf bir kadın o. Onlarda bir terslik var"

Zain anında ciddileşti. Jagran'ın gözünden hiçbir şey kaçmazdı. "Sence kara büyücüler mi?"

Erkek başını iki yana salladı. "Emin olmak için çok erken" dedi en sonunda başını kaldırıp tapınağa bakarak. "Ancak bu okulda kara büyücüler var. Bundan eminim ve şu Khufu denen usta da öğrencileri de çok şüpheliler."

Neredeyse yüzde yüz onun bir kara büyücü olduğundan emindi. Ancak kanıtlayacak kadar burada kalmayacaklardı. Öğrencilerinin ikisi ondan o kadar korkuyorlardı ki onu gördükleri anda dua etmeye başlıyorlardı. Üçüncüsü ise baştan sona tuhaftı zaten. Kadın kendi kafasına göre hareket ediyordu ve sorulan sorulara karşı umursamazdı.

Kara büyücülerin olduğunu biliyor olabilirdi ama umursamıyor gibiydi. Zain ona bunu söylediğinde kadının cevap vermediğini söylemişti. Jagran'ı da göz ardı etmişti. Eğer bu okulda kara büyü öğretiliyorsa o zaman bütün ustalar buna ortaklardı.

"Bu kadın ve arkadaşlarını listeye yaz" dedi en sonunda. Burada uzun süre kalmayacaklardı ama onları da yanlarına alabilirlerdi. "Ustalarıyla beraber kervana katılacaklar" dedi ve arkasını dönüp gitti.

Zain, kaşlarını kaldırarak ona baktı. Bir tersliğin kokusunu aldığı anda Jagran bir tazıya dönüşürdü ve o ipucunu sonuna kadar takip ederdi. Derin bir nefes aldı ve kadını kucakladı. "Göründüğünden ağırmışsın" dedi kadına bakarak. "Zavallı kız, çok uzun bir hayatın olmayacak belli ki. Hele de şüphelendiği gibi bir kara büyücüysen..."

Erkek onu kucağında tapınağa doğru taşıdı. Onu tanıyan bir öğrenci bulup adama teslim etti ve arkasını dönüp uzaklaştı. Açıkçası diğer üçü onun da dikkatini çekmişti. Usta Khufu, fazla gergindi. İki öğrencisi gereğinden fazla korkuyordu ama bu kadın...

O, suç işlemediğine inanan bir insanın sakinliğine sahipti. Kendisini savunmaya çalışmıyor sadece açıklıyordu. Diğerlerinin dikkat çekmesi normaldi ama Jagran'ın dikkatini çekmesinin nedeninin bir kara büyücü olmasından ziyade başka sebepleri olabilirdi. 

RÜYA SÜRÜCÜ- ANTİK MISIR 1. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin