Bölüm 15

960 160 57
                                    


İYİ OKUMALAR SEVGİLİ ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


"Meth mi?"Genç kadın başını salladı ve meraklı bir şekilde Zain'e baktı. O da en az Efendi Jagran kadar Firavunların eğitimini almış olmalıydı. İlk hanedanları bilecek birileri varsa bunlar onlar olurdu ancak. Zain, bir süre durup sakalını sıvazladı. Bakışları tavana doğru uzanırken düşünüyor gibi görünüyordu. "Duymuştum" dedi en sonunda. "Yanlış hatırlamıyorsam üçüncü hanedandı"

Üç mü?

 Nefesinin kesildiğini ve gözlerinin fal taşı gibi açıldığını hissetti. Bu çok eskiydi. Neredeyse Mısır'ın kuruluşuydu. Genç kadın, inanamaz bir şekilde başını iki yana salladı. Kendi ataları on altıncı ya da on dördüncü hanedan gibi bir şeydi. Efendi Jagran'ın ataları Sekalar ise onuncu hanedandı.

Üç...

Bu çok eskiydi. O kadar uzun zaman önce yaşamış bir hanedanlıktan Anubis'in torunlarının torunlarının torunlarının torunlarını nereden bulabilirdi ki? "Onlar da bizim gibi mi oldu sonunda?" diye sordu meraklı bir şekilde.

"Sizin gibi mi?"

"Negroidler" 

Daha fazla açıklama yapmasına gerek olmaması gerekiyordu. Herkes son hanedan olan Negroidlerin başına neler geldiğini çok iyi biliyordu. Zain bir kere daha düşündü ama en sonunda başını iki yana salladı. "Tarihte hep kötü olmuşumdur" dedi en sonunda omuz silkerek. "Ama Jagran hatırlar ona sorabilirsin. Bu arada bu merak nereden çıktı?"

"Duvarlarda adları geçiyor" 

Umuyordu ki geçiyordu. Geçmese bile çok önemli değildi. Zain onun doğru söyleyip söylemediğini anlamak için bütün tapınağa bakmaya kalksa muhtemelen ömrü çürürdü. Bu da her türlü Ren'in işine gelirdi.

Genç adam bir kere daha omuz silkti. "Dediğim gibi Jagran'a sor" dedi sakince. "O tarihte benden daha iyi"

Bir şey olmalıydı ama. Negroidler'in gözleri Horus'un armağanıydı. Sekaların saçlarının gümüş olmasının bir nedeni vardı. Yüce Tanrıça İsis'in onların saçlarını okşadığı söylenilirdi. Asker bir aileydiler ve tanrılar için savaşmışlardı. O zaman Methlerinde bir özelliği Anubisten geliyor olmalıydı. Bunu dün akşam sormadığı için aptal olması gerekiyordu.Omuzları düştü istemsizce ve kendisini çok yorgun hissetti. Efendi Jagran'a bir şey sormak şimdilerde hiç de mantıklı gelmiyordu. Aslında ondan nasıl kaçınabileceğini düşünüp duruyordu. Özellikle de dün gece olanlardan sonra...Ren, ayakları üzerinde sallandı. "İşimin başına döneceğim" dedi en sonunda. "Çok teşekkür ederim"

Zain onun arkasını dönüp gitmesini izledi. Bu kadın her zaman çok tuhaf davranıyordu. Ancak o da kadının rüya gördüğüne tanık olmuştu. Bu da onun kara büyücü olmadığı anlamına gelirdi. Kafasının nasıl çalıştığı ise tam bir muammaydı. Ren, lahit odasına girdi ve masasının başına geçti. Dünkü kadar çok not hemen önünde bir yığın halinde onu bekliyordu. Bu akşam kendisini öldürmeden masadan kalkmayı planlıyordu ama efendi Jagran'ın çadırına dönmeden önce duvarları biraz araştırmayı düşünüyordu.

Sabah uyandığında efendi ortalarda yoktu. Ancak Zain ile konuşmaya başlamasının nedeni de buydu zaten. Ona akşam çadıra dönmesi konusunda açık ve net itiraz kabul etmeyen bir talimat vermişti. Bu konuda ne yapacağını hiç bilmiyordu. Dün akşam ona yaptığı şey çok etkiliydi. O öpücükleri kafasından atması çok zordu. Düşününce bile midesinde kelebekler uçuşuyordu. Nasıl durabilmişti ki? Daha fazlasını isterken dudakları karıncalanıyordu resmen.

RÜYA SÜRÜCÜ- ANTİK MISIR 1. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin