RÜYA SÜRÜCÜ- ANTİK MISIR 1. KİTAP

Bölüm 3

İYİ OKUMALAR SEVGİLİ ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

Gecenin ilerleyen saatlerinde Ren, tapınağın en üst katında terasa çıkmış aşağıyı seyrediyordu. Uzun zaman geçtikten sonra göreve çıkmak hep zor olmuştu. Bir aydır oturduğu yerde parşömen yazmaktan hisleri körelmişti sanki. O girdabın nasıl bir şey olduğunu hatırlıyor ama etkisini yeterince hatırlamamıştı.

Hala biraz midesi bulanıyordu ve zihni allak bullaktı. Kara büyücü olmanın para dışında hiçbir iyi yanı yoktu. Bir kara büyücü bir kere anlaşmasını yaptığında bir daha asla rüya görmezdi. Epistatlardan kaçarak kelle koltukta bir hayatı vardı ve asla kendisini açık etmemesi gerekiyordu.

Bütün bunlar birleşince bir kara büyücü olmak hiç de iyi bir fikir değildi. Bu yüzden belki de Amen anlaşmasını hala yapmamıştı. Ancak Ren yine de seviyordu. Bir şey olmak onun için önemliydi. Pelerini ve maskesi varken herkesin çekindiği ama gıpta ettiği korktuğu ve hatta nefret ettiği birine dönüşüyordu. Buna karşılık pelerini ve maskesi yokken o sadece basit biriydi.

Kimsenin onu hor görmesine bir kere daha izin vermeyeceğine yemin etmişti. Alınıp satılıp kullanılmak istemiyordu. Kendi kararlarını kendi verebileceği bir hayat istemişti. Ne yazık ki hem aşağı Mısırlı hem de fakir bir kadın olarak bunun imkânı yoktu o zamanlar. Ama bir kara büyücü olarak istediğini yapma özgürlüğüne sahipti.

Dalgın bir şekilde tapınağın avlusunu ve hemen dışarıyı aydınlatan gaz lambalarına baktı. Daha fazla güce sahip olsaydı ne olurdu? Tıpkı Usta Khufu gibi hem rüya sürücüsü olup hem ölülerle konuşabilseydi...

Bir zamanlar ölülerle çalışmak rüyalardan daha cazip geliyordu. O zamanlar hem annesinin hem de babasının ruhlarından intikam alabileceğini düşünmüştü. Ancak Usta Khufu bunu onaylamamıştı. Dünyada cani olan öteki tarafta da cani kalırdı. Üstelik ruhlar rüyalardan daha tehlikeliydi. Onlar ihanet edebilirdi çünkü.

Rüyaların da kendi riskleri vardı. Birinin zihninde gereğinden fazla zaman geçirmek ya da görevi tamamlayamamak ciddi sorunlara neden olurdu. O kişinin zihninde hapsolabilirdiniz ya da o kişinin ruhsal bağını alabilirdiniz. Birinin ruhsal bağını almak demek onunla ömür boyu kopmaz bir bağa neden olurdu. Bazı kara büyücüler bunu âşık oldukları ya da sevdikleri insanlar için denemişlerdi ancak bağı kaldıramayan kişiler çıldırmışlardı.

Çünkü bir kara büyücü ile bağlı olmak demek onun güçlerini kullanabileceğiniz anlamına gelirdi. Ancak sıradan doğmuş insanlar bu kara güçleri kaldıramıyorlardı.

Genç kadının yapısı kindardı. Kendisine yapılan şeyleri kolay kolay unutmazdı. Bu yüzdendir ki Khufu onun ölülerle çalışmasına izin vermemişti. Çünkü Ren'in intikam isteyeceğini bilirdi. Bunun yerine onu daha zararsız olduğunu düşündü yöne itmişti.

Ancak Ren, güçlerinin karanlık doğasını da en aşağı aydınlık yanı kadar merak ediyordu. Rüya sürücüleri insanların zihinlerini karıştırabilir, onlara kâbus gördürtebilir ya da onları çıldırtabilirdi. Ancak asıl sorun birinin rüyasına girebilmek için o kişiyle tensel temasa ihtiyacın olmasıydı.

Derin bir nefes alıp elini çenesine dayadı ve avluyla birlikte tapınağın dışını da aydınlatan gaz lambalarına baktı. Epistatlar gittikten kısa bir süre sonra özgürlüğünü talep edecekti. Khufu buna karşı koyamazdı hiç şüphesiz bir süredir Ren'in bu yöne doğru ilerlediğini fark etmişti muhtemelen.

Özgürlüğünü aldıktan sonra Sumeru'da kalmasını gerektirecek bir durum da olmazdı. Hatta Mısır'da kalmasını da. Dünyanın pek çok yerinde büyücüler vardı. Hiç şüphesiz ki onları avlamaya çalışmayan bir krallık bulabilirdi. Belki kendisi usta olmayı düşünebilirdi. Çoktan yirmi beş yaşına gelmişti. Sıradan halk gibi evlenemezdi sonuçta. Kendi hayatını kurması gerekiyordu. Hayatının sonuna kadar bu tapınakta kalamazdı.