Bölüm 21

930 156 93
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 75 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Serin bir çadırın içinde huzursuz bir uykunun ağından gözlerini açtığında hala ölmediğini anlaması birkaç dakikasını aldı. Efendi Jagran'ın çadırını tanıyordu. Kürklerin arasında uyuyordu. Hasir hemen karşısındaki sehpaya başını dayamış ve uyuyakalmıştı. Bütün gece başında beklemiş olmalıydı.


Doğrulup etrafına bakındı. Artık canı o kadar acımıyordu. Başını eğip aşağı baktı. Bedenindeki kanlar temizlenmişti ama eteğindekiler ona olan biteni net bir şekilde hatırlatıyordu.


Yavaş bir şekilde ayağa kalkmaya çalıştı. Sızısı vardı ama o acının yanında hiçbir anlam ifade etmiyordu. Bacağı sarılmıştı. Bundan daha fazla acıyacağını düşünmüştü.


Üzerindeki kürklerden birini erkeğin omuzlarına koydu ve çadırdan dışarı çıktı. Hala biraz uyku sersemiydi ya da başka bir nedenden dolayı öyle hissediyordu emin değildi. Bacağında pek güç yoktu bu yüzden biraz da sallanıyordu ama yine de ilerlemeye devam etti.


Efendi Jagran, hemen önünde duruyordu. Arkası dönüktü ve bir ateşin yanında ayakta duruyordu. Soğuk havaya rağmen pelerinini giymemişti. Onun güçlü sırtını görünce genç kadın elinde olmadan gülümsedi. Zihni puslu olsa bile onun kendisini tutuşunu ve kulağına fısıldadığı sevgi sözcüklerini hatırlamıştı.


Yavaşça ona doğru ilerledi ve elini uzatıp erkeğin koluna dokundu. Jagran hafifçe ona doğru döndü. "Kalkmamalıydın" dedi sert bir şekilde. "Dinlenmen gerekiyor"

"Acımıyor" dedi.

Erkeğin altın rengi gözleri çadıra doğru döndü. "Şifacı senin için bir ilaç yaptı" dedi. "Acını dindireceğini söylemişti"

Hasir'e hayatını borçluydu. Hafifçe sendelediğinde erkek onu tutup kendisine yasladı. Ren, çekincesizce başını onun göğsüne yasladı. Serin teni çok iyi gelmişti. Gözlerini kapatıp bunun keyfini çıkardı. Efendi Jagran'da onu geri itmedi.

Sakallı çenesi kadının başının üzerine yaslandı. Boştaki eli kadının ensesini ovuyordu. Bu sadece onlara ait bir andı. O anda Ren ne bir kara büyücüydü ne de Jagran bir epistattı."Bugün çok korktum" dedi en sonunda Jagran. "O adamın seni kestiğini gördüğümde kontrolümü kaybettim"

Düşünmek istemiyordu. O an gerçekten çok güzeldi ama yine de gerçekler kötüydü. Kabul etmek istemediğini bildiği şey onun kaderi olduğuydu. Baş epistat Jagran, Kara büyücü Renata'nın kalbiydi.

"Sizi gördüğümde kurtulduğumu düşündüm" dedi genç kadın başını kaldırıp ona bakarak. "Adımı haykırdığınızı duyduğumda güvende olduğumu biliyordum artık"

Erkeğin yüzü acıyla çarpıldı ve geri doğru çekilip eteğini hafifçe kenara çekti ve sargılı bacağını açığa çıkardı. "Güvenini boşa çıkardım" dedi en sonunda başını eğerek. "Üzgünüm. Ne desem bir anlamı yok. Çektiğin acıyı çok iyi biliyorum."

Bedeninde o kadar çok yara vardı ki belki de bir tek o biliyordu. Sözlerinde ciddi olduğunu biliyordu. Engel olamadığı bir şekilde kalbi hızlı atıyordu. Elini ileri uzattı ve erkeğin çenesine dokundu. Çıkmaya başlayan gümüş rengi sakalları elini gıdıklıyordu. "Siz gerçekten benim kaderimsiniz değil mi?"

RÜYA SÜRÜCÜ- ANTİK MISIR 1. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin