Bölüm 18

859 168 71
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... SÜREKLİ YORUM YAPAN BİR KAÇ ARKADAŞA TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM... ONLAR OLMASA NE BEN HİKAYE YAYINLAYABİLECEĞİM NE SİZ OKUYABİLECEKSİNİZ... YAKINDA YORUM SAYISINE ZAM GELECEK ÖNDEN BİLDİREYİM... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Kocaman bir çadırda tek başına uyumak gerçekten zordu. Hayatının çok uzun bir zamanını Eva ile uyuyarak geçirmişti. Sonrasında da Zain ve Jagran ona eşlik etmişlerdi. Hiç yalnız uyumamıştı çocukluk zamanlarından beri. Uyuyamıyordu zaten. Sırt üstü uzanmış görmeyen gözlerle tavana bakıyordu. Eğer herhangi bir yanına bakmaya kalkarsa arkadaşlarının gülümseyen yüzleri gözünün önüne geliyordu. Gözlerini kapatırsa kanlı bedenlerini görüyordu.En sonunda pes ederek doğrulup oturdu ve üzerine pelerinini alıp dışarı çıktı. Kimse yoktu ayakta. Herkes çadırına çekilmiş uyuyordu. Dışarı doğru yürüdü ve heykellerden birinin dibine oturdu. Deli gibi yağmur yağıyordu ama heykelin koruması ıslanmasına engel oluyordu.Hayatını rüyalarla uğraşarak geçirmişti, eğer birazcık daha uğraşsaydı belki ölü ruhları çağırabilirdi. Yapabilseydi üçüyle de konuşmak isterdi. Kollarını dizlerine dayadı ve gözlerini kapatıp başını eğdi.


"Hava acı çekmek için çok soğuk değil mi?"


Başını kaldırdı ve ona doğru gelen adama baktı. Hasir, elindeki testiyle ona doğru yürüyüp yanına oturdu sakince. Onu bu sabah lahit odasından beri görmemişti. Kaşlarını çatarak erkeğe baktı. "Olanları duymuşsundur" dedi en sonunda. Gizleyecek bir şey yoktu.Haşir hafifçe omuz silkti. "Sumanu'da herkes Usta Khufu'nun bir kara büyücü olduğunu biliyordu zaten" dedi en sonunda. "Sadece onun kendilerini lanetlemesinden korktukları için bir şey demiyorlardı."


"Ya sen?"


"Kara büyülerle uğraşmak için fazla meşguldüm. Ama bir ara ona gitmeyi düşündüğüm oldu." Başını kaldırıp yıldızlı gökyüzüne baktı. "Başımda takıntılı bir bela vardı. Onun yüzünden bu kervana katıldım."


Muhtemelen Farih'den bahsediyordu ancak bundan bahsetmek Ren'in kendisini ele vermesi anlamına gelirdi. "Sonra ne oldu?" dedi bu sefer gerçekten de merak etmişti. "Belandan kurtulabildin mi?"


Haşir bir süre sessizce durdu ardından başını salladım. "Aslında sen söyleyince fark ettim" dedi birden canlı bir sesle. "Buraya geldiğimden beri peşimden kimse gelmedi ya da mektup gönderen olmadı. Umarım kendisini öldürmüştür. O kadının başka birine daha takılmasını istemem"


Vay canına gerçekten çok çekmiş olmalıydı ondan. Hikâyenin nasıl başladığını ve nasıl bittiğini biliyordu sadece ortasındaki durumları bilmediği için konuyla ilgili yorum yapmak istemedi. Dudaklarını büzerek yağmura doğru baktı. "Eva hep âşık olurdu" diye mırıldandı en sonunda yorgun bir sesle. "O herhalde ayda bir birilerine âşık olurdu ve sonrada unuturdu öylece" başını eğdi ve gözlerinden yeni yaşların akmasına izin verdi. "Ama o bir ay çok zor geçerdi" diye mırıldandı. "Çünkü hep âşık olduğu adamdan bahsederdi sürekli"


Haşir, aptal değildi. Tabi ki bunun onun için zor olduğunu biliyordu. Ancak yine de tam anlamıyla ona nezaket gösteremiyordu. En sonunda derin bir nefes aldı ve kolunu kadının omzuna atıp nazikçe okşadı. Sanki en çok ihtiyacı olan şeymiş gibi Ren, anında adama sarıldı.İşte bunu beklemiyordu. Dahası askerlerden birinin ya da Efendi Jagran'ın etrafta olması durumunda sonunun arkadaşları gibi olacağından emindi. Herkes bunu konuşuyordu. Bu kadının onu büyülediğine eminlerdi. Efendi Jagran, onu yanından ayırmayıp ulu orta sevgi gösteriyormuş. Bunu daha önce kimse için yapmamış.

RÜYA SÜRÜCÜ- ANTİK MISIR 1. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin