Bölüm 24

869 153 93
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... FİNALE SON 4 BÖLÜM KALDI... EVET, HABER VERMEK İSTEDİM... 75 YORUM VE ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

Jagran geldiğinde gecenin ilerleyen saatleriydi. Genç kadın kapının açılışını duyduğunda kalbinin pır pır ettiğini hissetti. Minik kulübe tek odalıydı. Derme çatma bir masa vardı hemen ortada bir tarafında mutfak duruyordu ve duvarın diğer tarafında çift kişilik bir yatak vardı. Ayrıca Efendi Jagran'ın daha önce burada kaldığını belli edercesine bazı eşyalar yerleşikti.

Mutfak başka amaçlarla kullanılıyordu belli ki. Düzgünce yerleştirilmiş raflarda şifalı yağlar, alınmış notlar vardı. Masanın üzerine de yığılmış kağıtlar vardı.

Bütün merakına rağmen Ren, hiçbir şeye dokunmamıştı. Çünkü kalbinin efendisi hakkında öğreneceği her şeyle daha da mahvoluyordu. Hasir ile konuştuktan sonra temiz su ve bez yardımıyla kendisini temizlemeyi başarmıştı. Saçlarını sabunlamış ve üzerindeki kıyafetleri yıkamaya çalışmıştı ama kan lekesi çıkmamıştı.

Uzun uğraşlarının sonunda biraz da isyan ederek kıyafetlerini yakmak zorunda kalmıştı. Çantasında bir geceliği ve siyah bir eteği vardı sadece. Üzerine de aynı siyah kumaşı bağlamıştı. Bunu da mahvederse artık çıplak gezmesi gerekiyordu.

O gelene kadar kafasındaki planları oluşturmaya çalışmıştı ancak erkek içeri girdiğinde her şeyi unutmuştu. O da yıkanmış gibi görünüyordu. Altın işlemeleri gümüş rengi pelerini yerini düz siyah pelerine bırakmıştı. Gerçi onu en son Ren'in bacağı için kullanmıştı ve kurtarılır yanı da yoktu zaten.

Erkek yatakta oturan kadına baktı ve dikkatle kapıyı kapattı. "Seni sonunda bana ait olan yerde görmek..." dedi başını iki yana sallayarak. "Kalbimi söküp atacaksın"

Alt dudağını ısırdı. Onunla çadırda zaman geçirmemek için çok uğraşmıştı. Çünkü o öpücüklerin esiri olacağını biliyordu. Karnındaki kelebekleri sakinleştirmeye çalışarak derin bir nefes alıp verdi. "Zain gece beni sokakta yakalarsa bağlayıp getireceğini söyledi" dedi.

"Zain'e bu emri ben verdim" dedi erkek ona doğru dönerek ve üzerindeki pelerini çıkarıp dikkatli bir şekilde sandalyenin üzerine koydu. Altın rengi gözlerini bir an bile ondan ayırmıyordu. "Çünkü seni geldiğimde o yatağın üzerinde görmek istiyordum" derken ona meydan okuyor gibiydi.

Derin bir nefes alıp verdi. "Buna karşı çıkamam" diye mırıldandı.

Erkek tek kaşını kaldırıp ona doğru yürüdü ve nazik bir şekilde dizlerinden tutup bacaklarını iki yana ayırdı. Aralarına diz çöküp başını kaldırdı ve heyecandan nefesini tutmuş olan kadına baktı. "Söyleyecek bir şeyin yok mu?" diye mırıldandı dizine bir öpücük kondurarak. "Hayret"

Çenesini sağlam olan bacağının içine sürtüyordu. Bedeni anında karşılık vererek bedeni yay gibi gerildi ve gözleri titreşerek kapandı. Bu kadar tatlı bir duyguydu ki dün gece olanların bir rüya olmadığını anlatıyordu ona. Bir elini onun saçlarının içinden geçirdi ve gümüş rengi yumuşacık tutamları okşadı.

Jagran yavaşça üzerine doğru eğildi ve dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. Ren, anında kollarını adamın boynuna doladı ve onu kendisiyle birlikte yatağa çekti. Sadece bir öpüşmeyle bile kalçası kendiliğinden ona sürtünüyordu. Ah, o muhteşem bir histi.

Erkek zorlukla kendisini ondan geri çekti. "Hassas olmalısın" diye fısıldadı. "Bugün uslu durmalıyız"

Uslu durmakla ilgilenmiyordu. Onunla ilgileniyordu. Dün akşam yeni bir dünyanın kapıları açılmıştı onun için ve Ren, bu dünya da ona çok açtı. "Hasir bana krem verdi" dedi. "Canım acımıyor"

RÜYA SÜRÜCÜ- ANTİK MISIR 1. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin