3

1K 67 8
                                    

Sesinin ayarına dikkat et! Sen kimsin? Kiminle konuştuğnun kime sesini yükseltiğni sanıyorsun! Basit bir çalişansın, kiminle boy ölçüşüyorsun. Bi kendi haline bide bizim halimize bak yerine göre davran. "

Esmer adam hiç acımadan yüzüme karşı sarfetiği sözlerden sonra Jeongin'e ters bir bakış attı ve sevgilisinin elinden tutuğu gibi çiçekçiden çıktı.

Beni hak etmediğim sözlerinin ağırlıyla bırakarak.

"Piç herif, kolayına geleni yapıyor. Sen iyi misin? Feramonları çok ağır kokuyo, etkiler seni."

Jeongin sinirli sinirli söylenerek yanıma geldi elini dostça omzuma koydu.

"İyim. Neyse fazla düşünmeye gerek yok. "

"Haklısın, satte dörde gelmiş. "

Jeongin tekrar söylene söylen sol kapıya gitti. Bir kaç takırtı sonrası elinde vileda ve kovayla girdi.

"Sol kapıda tuvalet ve temizlik malzemeleri var. Sağ kapıda ise ufak bir yatak, iki puf, minik bir sehba ve mutfak var."

Küçücük kapının atkasında bukadar esyamı var yani?

"Mutfak mı?"

"Nasıl hayal ettin ettin bilmiyorum ama bak."

Jeongin sırtımdan destekleyerek önce sağ kapıyı açtı. Yer tuvaleti ve orta boy bir raf vardı. Belli markaların temizlik solistonları, çicek aromalı oda kokuları, bezler vs malzemelerle doluydu. Kapiyı kapatıp sol kapıyı açtı. Ufak bir yatak duvara dayanmış camın önünde iki puf ortada ise bir sehba vardı. Kapi tarafında ise iki tezgahlı minik ocaklı musluklu ufacik bir mutfak vardı. Oda küçük olsada iyi dekore edilmiş.

"Dışarda sağdan dönünce bi kapı daha olucak otasıda depo. Her pazar belli sayıda çiçek, tül, oyuncak falan. Pazar günü gösteririm onları sana onların acelesi yok. Şimdi şurayı viledayla silelim ve gidelim. "

Viledayıda bana gösterdi ve tuvaletin oraya koydu.

"Dükanı kapatmadan önce muhakak bi vileda ile geç üstünden. Ayrıca kasayıdq kitle ve sen beni dinliyor musun?"

Dayanamayıp kahkahmı sesli atmaya başladım.

"Omegaların göz bebeği Jeongin'i böyle vileda yaparken görseler ne derler acabaa?"

"Acabaa pek sevgili çalışanim cezamı istiyor."

Jeonginde benim gibi konuşup oyuna dahil oldu. Böylelikle böylece dükanı kapatık.

"Gel hadi seni bırakayım."

Başta redetmeyi düşünsemde kolumdanntutulup lüks, kırmızı arabaya sürüklendim bile.

"Yarın dükkanı annem açıçak. Erken gitmene gerek yok."

"Sanmıyorum ailem bilmiyo erken giderim gibi."

"İstersen annemle konuşabilirim okul abhabımız okulu burs ayarlayabilir. "

"Yüzde doksan iki bursluyum ben zaten"

"Yaa, ben yinede bi annemle konuşurum. "

"Jeongin bem şurda insem. Evim yakın zaten."

Bu sefer fazla üstüme gitmiyerek onayladı beni.

"Teşekkür ederim, yaksamlar."

"Ben tesekkur ederim asil Jungkook iyi geceler sanada."

Çantamdan anahtarımı alıp eve doğru yürümeye başladım. Hızlıca kapıyı açıp kendimi içeri attım. Bi ihtimal uyuyolarsa diye temkinli ve sessiz adımlar atmaya başladım.

Dedem yatağna yayılmış uyuyor, babanem ise balkona oturmuş düşünüyodu.

"Ah oğlum geldin mi? Hiç duymamışım geldiğni. Aç mısın? Benimkide soruya, bekle ısıtırım yemeğini. Nasıl geçti günün? "

"Gayet güzeldi, herzamanki okul anları işte. "

Babannemle dedeme okuldan uzaklaştırıldığmı söyliyemezdim. Verilen para evin ihtiyaçlarını bile karşılıyamıyoken bide okula verirsek çok zor zamanlar yaşarız. Ve dedem okumama için her şeyi yapar.

Babanem ısıtığı yemeği tabaklayıp getirdi. Ben yemeğimi yerken oda bana annem ve babamın gençlik hikayalerini anlatmaya başladı.

...

(Taehyung)

"Tae acaba gitmesem mi?"

Arabamı paredip arkadan poşetleri toplamaya başladım. Cha' da söylenmeye.

"Niye?"

"Annen ve baban bana iyi davransalarda deden sanırım hala benden pek hoşlanmıyor."

"Birazdan kararımızı söylediğnizde eminim tavrı değişir, olmadı konuşurum."

Ellerim deki poşetleri kapıdaki adamlar aldı, arka kapadın mutfağa gederken bizde ana girişten zile bastık. Hizmetçinin kapıyı açıp paltolarımızı almasıyla yemek odasına ilerledik.

"Torunum, geç kalıcaksın zanettik."

"Yemek saatini hiç kaçırırmıyım dedecim. "

Dedem bu dediğme gülük çalışanlara onay verdi ve yemek servisine başlandı. Yemek sessiz geçsede sonlarına doğru dedem, babam ve ben iş konuşmaya, annem ve Cha'da moda ve okulda olan dedikodulardan bahsetmeye başladı.

Tatlılardan sonra salona geçtik. Dedem ve babam birbirine bakışlar atıyodu. Sanırım bişey anlatıcaklar. Bu yüzden önce ben lafa girdim.

Cha'ya biraz daha yaklaşıp elini tutum, tebesüm sunup konuşmaya girdim.

"Dedecim, anne ve baba sizinle paylaşmak istediğmiz önemli bir mevzu vardı."

"Meraklandım şimdi, nedir bu önemli konu?"

"Cha ve ben evlenmeye karar verdik. "

"Doğru evlenme yaşındasın ama Cha ile değil."

Dedemin sakinlikle kurduğu cümle beni afalatırken Cha soze geçti.

"Dede biz seviyoruz birbirimizi."

"Baba çocuklar bir karar vermiş."

"Biz birbirimizi seviyoruz."

"Peki sen söyle böyükbaba Cha ile evlenmiyceksem kimle evlenicem? "

"Tae ne diyosun sen? Hemen vazmı geçtin benden?"

"Seni mutlu edebilecek biri ile evlenmeni istiyorum. Cha seni mutlu edebilicekmi? Paran olduğunca yanımda olucak ama ev-"

"Dede siz bana ne demeye çalışıyorsunuz! Bu ne çirk-"

"Ses tonuna dikkat et Cha."

Babaminda araya girmesiyle Cha öfkeli gözlerle bana baktı.

"Bizi gerçekten müsade etmiyomusun dede?"

"Gözlerini aç torunum. Biz seni nasıl yetistirdik sen neler yapıyosun bu kız yüzünden. "

"Gözlerini aç torunum. Biz seni nasıl yetistirdik sen neler yapıyosun bu kız yüzünden. "

"Yeter artık, Tae bişey de. Ben gidiyorum, kendimi deli bir adamın üzerime iftira atmasını dinlemiycem."

Cha çantasıni ve kabanını aldığı gibi çıktı. Ne yetismeye nede bişey demeye fırsatım kaldı.

Dedeme ve babama son bi bakış attıp odama çıktım.

🐯❤️🐰
Bu fici yazdığım gibi atıcam. Cok atıyımki tanınsın🥰😍😇💫❤️‍🩹

My EverythingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin