Delice ağlayarak bağırıyordu , sıkıca sarılıp kendine bir şey yapmasından
korkuyordum. Elleri ile saçlarını çekiyordu. Babam onu bir yandan tutmaya çalışırken hemşireler gelmişti. Zar zor onu tutmaya çalışırken bir iğne
vurmuşlardı. Hareketleri yavaşlamıştı. Ve gözleride kapanmıştı.Odada herkesin sessizce ağlamasını dinliyordum sadece.
"Onunla sevdiğin için evlenmedin mi?"
Dedemin sinirle sorduğu sorunun üzerine kafamı sallamıştım sadece.
"Nasıl yapabildin bunu? Sen benim torunum olamazsın!"
"Baba lütf-"
"Kes sesini! Ben sana canımdan sevdiğim dostumun torununu layık gördüm! EMANET ETTİM! Bu muydu güvenimin karşılığı Taehyung!"
"Onu seviyorum dede, canımı verbilecek kadar çok seviyorum. Elimde olsa yaşadığı tüm üzüntüleri ben yüklenirdim. Senin verdiğin söz ile çıktığım yolda ona çok eziyet ettim bunu biliyorum ama o beni herşeye rağmen kendine aşık etti. Sevmenin ne olduğunu öğretti. Huzurun onun gözlerinde olduğunu gösterdi, geç anladığım için kendi canıma kıyabilecek kadar seviyorum onu."
Hafta sonra Cenaze işlemleri bitmişti ama Jungkook'ta bir bitmişti. Hem o hem kurdu. Hastanedeki krizinden sonra gözlerini Cenaze töreninde bile ne bir göz yaşı akıtmıştı bir tepki vermişti.
2 gündür evdeydik ama odasından çıkmıyordu. girdiğimde hep manzara ile karşılaşıyordum. Yatağında yatan sevdiğm çocuğa bakıyordu boş gözlerle. Elimdeki tepsiyi içeri getirdiğimde önüne oturmuştum.
"Sadece yarısı olsa ye bebeğim… lütfen" Cevap yoktu herzamanki gibi. Çorbayı ağzına götürdüğüm çenesinden tutup aşağı bastırmıştım. Böyle yedirebiliyordum kaşık, 2 kaşık,3kaşık ve ardı yoktu.
Ne kadar israr etsemde tepki vermiyordu. Su bardağını komodinin üstüne koyup boş olan bardağını almıştım. Ben olmadğım zaman su içiyordu.
Yemeklede denemiştik ama tepsiyi bıraktığım gibi buluyordum her
defasında. Yanağına bir öpücük kondurup mutfağa inmiştim. Elimdeki
tepsiyi sinirle lavaboya savurup lanetler okuyordum. Zilin çaldığını
duyduğumda Jimin ve Yoongi nin geldiğini anlamıştım. Her gün onunla
konuşur diye ümit ediyorken oda eli boş geri iniyordu aşağı."Ben yanına gidiyorum."
Kafamı sallayıp onayladım, Yoongi ile yalnız kalmıştık.
"Deli olacağım yakında, hiçbir tepki vermiyor Yoongi ne bir üzüntü nede bir bağırma. Yemek bile yediremiyorum doğru düzgün ne işe yarıyorum! Dedem bu gidişle hasta olacak kimseyi yanaştırmıyor."
"Zor olduğunu biliyorum Taehyung ama güçlü olmalısın."
Jimin yüzü asık halde indiğinde ağlayıp Yoongiye sarılmıştı.
"Hey ağlama bebeğim yeterince üzgün herkes."
Yoongi Jimini teselli ederken bende telefonumdan Jeongin'iaramıştım tekrardan.
"Bu akşam gelecek misin?"
"Yoldayım bir gelişme var mı?"
"Hayır belki bugün seni görürse eğer,"
"Senden çok ümit ediyorum."
Artık akşam olmuş herkes evine dönmüştü. Jeongin'in getirdiği çiçekleri odasına bir vazoya koyduktan sonra Jungkook'un önüne oturup saçlarını okşuyordum.
"Keşke zamanı geri alabilseydim ve seninle farklı bir şekilde tanışıp yine tekrardan aşık olsaydım. Sana yardım etmeme izin ver Jungkook yaralarını iyileştirmeme izin ver güzelim lütfen. "
Yattığı yerden bakışlarını bir noktaya odaklanmış öylede duruyordu.
Gözünden akan yaşı silip beni duyduğunu, beni idrak edebildiğini
anlıyordum.3 hafta sonra
Geçen her gün gözümün önünde eriyordu ve ben bir şey yapamıyordum.
Aile hekimimiz tekrardan kontrole geldiğinde anne ve babamı yanımızda
istememiştim."Bay kim eğer böyle devam ederse ciddi anlamda hasta olacak. Durumun ciddiyetini anladığınızı biliyorum ama bundan başka söyleyebilecek birşeyim yok. Yolladığımız pskiyatristler artık elleri boş dönmekten korkuyor. Eşinizi en iyi siz tanıyorsunuz lütfen onunla
iletişim kurmayı kesmeyin."Gittiği gibi odada olan koltuğa oturup ağlamaya başladım. Banyonun
kapısını açıp küvete ilik su ile dolmasını bekledim. Yüzüme soğuk su vurup
gülümsemeye çalıştım. Yatakta yatan eşime eğilip yanağını öptüm."Hadi bakalım banyo vakti benim güzel eşim için."
Gün geçtikce kaldırdığım eşim dahada hafifleşiyordu. Küvetin içine
yerleştirip hergün yaptığım gibi dikkatlice üstünü çıkarıyor yıkamaya
başlıyordum. Havlu ile vücudunu sarıp yatağa oturtmuştum.
Havluyu cözüp vğcudunu kurulamaktan korkuyordum, o kadar kırılgan duruyorduki. Üzüntümü ne kadar saklamaya çalışsamda nafile olduğunu biliyordum."Sadece bir tepki veremez misin? Yalnız olmadığını bilmiyormusun sevgilim? Jimin, Yoongi , Jeongin,
annem,babam,dedem ve
en başta ben. Senin için dünyalarımı vermeye hazırım, sadece bir
gülümsemen için. Bana istediğin kadar vur bağır ama yalvarıyorum… geri
dön bebeğim. Seni bekliyorum…"Üstünü giydirip yatağa yatırdıktan sonra bende yanına uzanmıştım. İlk
defa dudaklarına uzun bir süre sonra kapanmıştım. Hafif ve yavaşça
öpüyordum."Seni seviyorum bebeğim."
Tekrarsan öpüp elimi beline yerleştirmiştim. Dudaklarımdan ayrılacağım sırada yanağıma yerleşen el ile gözlerim kocaman açılmış dona kalmıştım.
Kafamı hafif geriye çekip göz göze gelmiştim. Yaşlı gözlerle bana
bakıyordu. Ve 1 aydan beri beklediğim o anın geldiğine inanmakta güçlük
çekiyordum."Onları görmek istiyorum."
Kafamı sallayıp ona sarıldığımda boynumda sessizce ağlamaya başlamıştı.
Bende eşlik ediyordum.🐯💗🐰💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Everything
Fanfiction"Oğlum düşündünüz mü hiç teklifimizi?" "Evet dedecim biz Jungkook'la evlenmeye karar verdik. " "Ne?!"