15

731 52 11
                                    

"Yaklaş biraz daha."

Ya kalp atışlarımı duyarsa? Sedece nefret ediyodum. YALAN kurdum bahanesi ben kendim ona çoktan kapılmıştım.

"Sakın etkilenip, yanlış şeyler düşünme!"

"Neyinden etkilenicem senin?"

Derken beni arabayla arasına aldı ve elini belime sıkıca dolayıp dudağma yapıştı.

İncitmek istemez gibi çok kibarca ve tutkulu öpüyodu. Kendimi istemsiz karşılık verirken buldum. Bir öpücükle nasıl oldu bilmiyorum ama bütün her şey aklımda uçup gitmişti. Kalbim maraton koşmuş kadar olmuştu. Ne kadar geçti bilmiyorum ama ben artık nefessizlikten onu iticekken kendisi çekildi.

Dakikalar sonunda ayrıldı ama konuşsa yine temes edicek bi yakınlıkta durmaya devam etti. Bu adamın kalbime kastı olmalı.

"Gittiler."

Kalbimin ve heycandan dolayı sık aldığım nefesler anlaşılmasın diye en sonunda ben kafami hafifce çevirdim ve arabay geçtim. Oda çok beklemeden koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırdı. İkimizden de çıt dahi çıkmıyodu. Nefesim hayla düzene girmediği için bakışlarimi olabildigince ona deydirmemeye çalışıyorum.

Ne yaşadık biz az önce, içimde çığlik atmaya çalışan bi his vardı. Kendimi zor tutuyorum. Her an heycandan feramonlarımı yayabilirim.

En sonunda araba yine bilindik yollardan geçti ve evin orda durdu. Ben dalmış bir şekilde olayı düşünüp dışarı bakarken Taehyung yine yaptı yapacağnı.

"Hâla ne bekliyorsun, in geldik."

"Dalmışım, niye bağrıyosun? Yiycem sanki arabayı. "

"Sen, sen niye kırmızı oldun? Sana kendine hakim ol, etkilenme demedim mi ben?"

"Etkilenmedim. Kafanda kurma lütfen."

Başka bişey demesine izin vermeden hızlıca arabadan indim. Kapıyı hafif sert kapattım ve hizla evime girdim. Biraz dedemlerle oturdum ardından ufak bir duş aldım ve derslerimin başına geçtim. Bu ara baya boşlamıştım. Dersleri hızlıca bitereyimki Jeongin e çiçekçiye geç olmadan gidebiliyim. Onca şeyin arasından aklımdan çıkmış.

(Taehyung)

Hızlıca arabayi eve sürdüm. Anahtarı görevliye verdim ve malikaneye girdim. Etrafta kimse yoktu. Hızla odama gectim ve soğuk suda bekledim hatrı sayılır bir süre. Yumuşaktı. Ve çokta hoş. Aklım hala öpüştüğmüz andaydı. Daha doğrusu hiç çıkmamıştı. Çok tecrübesizdi. Bunları düşünurken hafif fafif tebesüm ediyodum. En sonunda kendime gelip bu ilgiyi yaklaşan kızgınlığma verdim.

Kurulanıp kıyafetlerimi kirliye attım. Telefonuma ardı ardına gelen mesajlarla dikkatim dağıldı. Cha ona yakın mesaj atmış. Ceketimi ve telefonumu alıp aşağı indim. Mutfağa girerip ufak bir atıştırmalik alıcakken dedemin sesi beni durdurdu.

"Bu gün nasıldı? Ne dedi adam?"

"Araları gayet iyi baba. Sencede bu işin dozu kaçmaya başlamadı mı?"

"Ne ayıp olucak! Kan kardeşimin emanetini emanet ettiyoruz ona. O alfa kız yüzünden hala güvenemiyorum. Sahi hala gidiyormu oraya? "

"Hayır baba."

"Güzel güzel."

Gözüm karardı resmen. Dedemin adam taktığnı tahmin etmistim ama bu kadar titiz ve dikkatli olcağni düşünmedim. Daha fazla beklemeden bir şey bilmiyormuş gibi iceri girdim.

"Ne güzel dede?"

"Geç oğlum, bende tam seni çağrıcaktım. Gel otur yanıma. Jungkook'u ara bakalım. Umarım uyumamıştır."

Dedmi şüpelendirmemek icin dil dökmemin ise yaramıycanin bilincinde ve dedem iyice ikna olması için aradım.

Umarımki açmaz.

'Alo?

'Uymuş muydun bebeğim? '

'Hayır da neden gecenin bu vakti arıyosun beni?'

'Seni merak etmiş olamaz mıyım canım! Ayrıca sen dışarda mısın? Ne o gürültü?'

'Markete gidiyodum, sabah için ekmek
alıcam.'

'Bu saate? Geliyim ister misin?'

'Oğlum, yarın ailenle bize gelin lütfen aksam yemeğe? Adam akıllı konuşuruz düğün işini.'

'Ohh tabi dedecim. İyi geceler size.'

Bir kac değişik yuz ifadesi yaptım. Dedim bu halime gülüp omzumu sıvazladı. Hizlıca mutfaktan çıkıp arabama gectim.

'Kapatma o telefonu! Dinlendiğni anladın niye ters konuşmaya devam ediyorsun?'

'Sen beni her hareketimde azarlerken iyiydi Taehyung efendi."

"Ayrıca bu saate ne marketi? O herifin yanına mı gidiyosun?'

'Sanene bundan ayrıca bi anlayamadın o herif benim arkadaşım.'

Ve ardından telefon sesi. Yüzüme kapattı. Görürsün sen gününü. Bana yalan söylemek ha?

Direksiyonu hızla kırıp o çiçekçiye sürdüm. İçeri girdiğimde etraf çok ağır feramon kokuyodu. Jeongin kasadaki çiçekleri cinsine göre ayıklıyordu. Sesimi duymasına râmen bana hiç bakmamış ve yokmuşum gibi davranıyordu.

"Jungkook nerde?"

"Bunu sana sormalı alfa. Eşin nerde? Gördüğün gibi burda yok."

Eminim ki burda bu ağır feramona râmen hafif hafif çiçek kokusu geliyor burnuma. Jeongin'e gözlerimi devirdim ve hızla kasanın arkasında olan odaya daldım ama orda yoktu.

Kapıyı açmamala eş zamanda Jeongin yaptığı işi biraktı ve önüme geçti.

"Heyy! Ne yaptığnı sanıyordun sen!? Jungkook burda yok dedim."

"İşime karışma. Gecenin bu vakti hiçbir yere gidemez. "

Diger kapıya gidicekken bu sefer omzumdan sertce tuttu ve beni hafif itti. Kimi kimden saklıyor bunlar?

"Peki madem burda yok, gelirse söyle ona ilk içi beni arasın. "

Hiç bir şey yapmadan dış kapının biraz ötesine saklandım. Camdan izlemeye başladım. Tam tahmin ettiğim gibi. Depo yazan yerden çıktı.

Sevinip Jeongin ile konuşmaya başlayınca sessizce tekrar girdim ve bileğinden tutup arabaya soktum. Başta bir tırssada sonradan engel olmaya çalıştı. Tabiki çekinik omegası benim baskın alfam karşısında hiç bir şansı yok. Sabahki gibi onu arabaya yasladım.

"Eşkia mı oldun bu sefer? Bırak bileğimi, ne sanıyorsun sen kendini? "

"Mühürleneceğin alfayım ben! Nişanlın!"

Sanki bunu beklemiyormuş gibiydi dumura uğramış gibi baka kaldı kaldı.

🐰❤️🐯

Geçen wattpad e girdim 70 e yakın bildirim. Kim fici silip geri yükledi hepsi benim ficin bildirimiymiş. O kadar mutlu oldumki anlatamam. Teşekkür ederim hepinize❤️💙💜🤍💓🩷💗💝💞

Fikirlerim kalmamış gibi hissediyorum. Acil bir kaos yaratmalıyım. 😂🤫🤭🤭














My EverythingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin